27 Kasım 2009 Cuma

EMPERYALİZM, KADDAFİ, POSEIDON ve BİZ!


Değerli Yurttaşlar, Atlantik ötesi Think Thank lardan yeni bir takım esintiler var gibi. Ortaya çıkan belirtilere bakarsak, şu sıralarda bazı çevrelerce uygulamaya konulmaya başlayan Halkla ilişkiler faaliyetleri ile Malum çevreleri Antiemperyalist göstermeye çalışıyor birileri. Emperyalistler çıkarlarının yürümediğini, yürüttükleri faaliyetlerin bizlerce deşifre edilmesi ile halkın uyandığını ve bu gelişimin işlerini bozduğunu gördüler.

Dolayısı ile işbirlikçilerinin üzerlerinde yoğunlaşan Emperyalist işbirlikçiliği kanısını absorbe etmeye yönelik, uluslar arası düzeyde yeni bir halkla ilişkiler güncellemesi, uluslar arası enformasyon desteği ile yürütülmeye başlanmıştır. Bu çevrelerin davranış ve söylemlerine, bunun yanında dış kaynaklı bazı haber ve açıklamalarla bütünleşen kapsamlı faaliyetlerine bakınız.


Aniden ortaya çıkan ABD ye kenetli bazı odaklarla sürtüşmeler dikkat çekicidir. El Beşirin yerini alan ani Kaddafi sevgisi gibi gelişmeleri de inceleyince, bu sanal Antiemperyalist havayı yaratmaya çalıştıklarını fark edeceksiniz. Acaba uzun süredir yürütülen, ABD ve otlakçısı emperyalistlere endeksli politikaların yönü ile Kaddafi’nin başını çektiği Afrika birliğinin çıkarlarının yönü arasında nasıl bir paralellik kurulabilir?


Hani bir fıkra vardır; iki Grek balığa çıkmış, tam balıkları çekmişler kayığa, fırtına kopmuş. Greklerden biri; Yüce POSEIDON fırtınayı durdurup bizi karaya çıkarırsan sana bir kasa balık vereceğim demiş. Fırtına daha bir azmış, bir kasa, iki kasa derken, Adam; Yüce POSEIDON fırtınayı durdurup bizi karaya çıkarırsan sana 20 kasa balık vereceğim deyince, arkadaşı; Ne yapıyorsun yahu bize balık kalmadı diye bağırmış, diğeri kulağına eğilip; Kandırıyorum arkadaş çaktırma kandırıyorum, hele bir çıkalım karaya demiş...
Sizce bunu yapabilirler mi ABD ye?

Bu çevreler ya bizi kandırıyorlar, ya Emperyalistleri ama Emperyalistlerin gücü ve çıkarlarındaki paralellik dâhil bütün belirtileri değerlendirince, bir Başka görülüyor Dünya. Hele malum çevrelerin yandaşı olan şirketlerin Emperyalistlere ne derece kenetlendiğini, ya da uluslar arası anlaşmalarda, ense kökünde duran Emperyalistler önünde atılan imzaları görünce ne düşünebilir insan?


Dahası, birlikte yapılan açıklamalar, destek vaatleri ve demeçleri, sıkça yapılan seyahatlerde çekilen mutlu fotoğraflar göz önüne alınırsa, uyutulanın biz olduğumuz daha bir açık görülüyor. Yurttaşlarım, benden duymamış olun ve iyi bakın, inceleyin, doğruyu kendiniz görün, takdir sizindir.


Saygılarımla

Yurtsever Yurttaş

24 Kasım 2009 Salı

http://www.haber10.com/makale/14756/

http://www.dailymotion.com/video/xb75kw_cosmos3-harmony-of-the-worlds-13-tu_tech

23 Kasım 2009 Pazartesi

BİR GÜN SİNE-İ MİLLETE DÖNEN OLURSA HATIRLATMAK LAZIM BUNLARI!



Bu ülkede insanlar, aşık olduğu kişinin kökenini evleneceği zaman anlardı. Şimdi ırkçılığa karşıyız diye nutuklar atan birileri, alnımıza yapıştırıyor ırkımızı yazdıkları etiketleri. Açılım falan diye uzun süredir bunu kaşıyan işbirlikçilerin yarattıkları bu Kaosu nasıl kapatacaklarını merak ediyorum.

Bu kaosun kapatılmak istendiği de şüpheli aslında, çünkü kapatılamayacak boyuta gelmesi isteniyor gibi de bir hal var. Hele Afganistan, Pakistan, Belucistan, Irak dolaylarına bakıpta, Kuzey Iraktan yükselen seslerdeki pervasızlığı da görünce, daha da bir şüpheleniyor insan.

Tepkiler büyüyor bu dağdan indirme, Avrupadan bindirme projelerine karşı. Ahmet TÜRK diyor du ki, ''Şunu ya da bunu yaparsanız bizim oralarda da böyle saldırılar olabilir'', sanki bir şey yapılmasa bile hiç olmuyormuş gibi... Peki devam edin o zaman, bizde Türkiye’ye binlerce PKK militanı sokmaya hazırlanan ABD ve işbirlikçilerinin niyetlerini daha açık görürüz bu sayede...

FBI başkanı iki de bir buraya gelip, buralarda hararetli görüşmeler yapıyor stratejik işbirlikçileri ile. Tabii Obama geldiğinde TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNDE arama yapan ajanları da etrafında FBI Başkanının. Bunları unutmadık ve TBMM de arama yapılmasına izin veren aymazların bizde yarattığı utanç yenilir yutulur gibi değil, hala evlat acısı gibi içimizde.

Peki kimse merak etmiyor mu CIA niye bizle bu kadar ilgili, ya da FBI buraya niye bu hızla gelip gidiyor diye? Dahası bazı kutsal işler peşindeki Türk vatandaşlarını Utah da korumaya alıp, niye Türk Polislerini Teksas vs. dolaylarında eğitiyor diye.

Doğrusunu isterseniz ben merak ediyorum. Peki, CIA’nin ya da FBI’ın buradaki hangi işlerle ilgisi var? Daha doğrusu bizim buralarda bunların ne işi var? Dahası bu işlerle kimler bağlantılı?

Bunlar cevabı bilinmesi gereken sorular. Gençken seyrettiğim bir Holiwood yapımı günah çıkartma filminde, bir Wietnamlı soruyordu ABD askerine; ''Niye geldiniz buraya?'' diye, bunu sormak gerekmez mi?

Üstelik tablo vahim, Diplomasiyi bile takmadan ani bir kararla nasıl gelebiliyorlar bu sabıkalı Teşkilatlar ülkemize? Üstelik, Televizyonlarda gördüğümüz gibi, böylesine fevri bir tavırla nasıl dalabiliyorlar bizim Bakanlıklara? Dahası, bizim işbirlikçilerde el pençe divan. Üstelik, bize dayattıkları stratejilerin içeriğine bakınca Demokratik bir şey bulmak imkansız.

Yoksa, iç içelermi bizim idarecilerle ve içimizde kurdukları bürolar, yetiştirdikleri kadrolar mı var? Bunlar gizli sırmı? Bırakın sırrı, bunlara stratejik işbirliği adını verip, Milletin aleyhine olacak işlere ortak olmak, bu gelişmeleri bilip de söylememek, ya da bunlara destek olmak vatana ihanettir. Aydınlık grubu bas bas bağırıyor senelerdir CIA FBI burada bürolar kurdu diye.

ABD nin yeni Başkanı Obama'nın Türkiye ziyareti sırasında, TÜRKİYENİN BÜYÜK MİLLET MECLİSİNDE, ABD ajanları tarafından arama yapılmasını da unutmak mümkün değil. Başkanın güvenliği bahanesi ile de olsa, çuval olayı vs. gibi bir sürü olaya ek, onursuzluğun zirveye çıktığı bir olaydır bu. Böyle bir aşağılanmanın altından nasıl kalkılır bilmiyorum.

Ya da onursuzca nasıl altında kalınabilir? Kim ne seviyededir nasıl altında kalır bilmiyorum, üstelik hala ısrarla oylarını verenlerde ortaktır bu duruma. Biz bunu hiç unutmayacağız, dahası kara bir leke olarak taşıyacağız sinemizde, bir gün sine-i Millete dönen olursa hatırlatırız.

Saygılarımla
Yurtsever Yurttaş

BÜTÜN VATANSEVER TARAFLARA DUYURULUR!

Değerli kardeşlerim içinde bulunduğumuz süreçte, CIA vs. karıştırıcı kötü niyetli unsurlar kendilerini sağlama almak için eski Komünist Faşist kavgalarını kaşıyarak canlandırmaya çalışıyor. Bu konuda, açıklanan, ODC vs. yapılanmalar tam siper tetikte beklemektedir.

Yaşadığımız süreç içinde gelinen noktada, kendini sağ olarak niteleyen kesimin alperenler dışındaki büyük bölümü Antiemperyalizm de birleşmektedir. CIA vs, unsurlar bu durumdan son derece rahatsızdır. Bu yüzden Askeri Darbe için kışkırtmak, Komünist - Faşist, Alevi- Sünni ya da her türlü buna benzer olguyu ve zıtlaşmayı yaratmak için fırsat kollamaktadır.

Bu yüzden Provokatörlerin oyunlarına yağ sürmemek için, bütün tarafların eski kutuplaşmaları çağrıştıran, simge, slogan gibi, bilgi bilinç durumu düşük kesimleri ürkütecek ve yanlış anlamalara sebep olarak bu namussuzların safına kaymasına sebep olacak unsurların kullanmamasında fayda vardır.

Bu Milletin evlatları birbirini tahrik etmekten kaçınmalı, aynı safta toplanmalıdır, Lütfen bu konuda hassas olunuz, KÖTÜLER kapıdadır. Bu husus bütün yurtseverlere önemle duyurulur, bunun bütün kardeşlerimize ulaştırılmasında fayda vardır, sevgi ve saygılarımla.

22 Kasım 2009 Pazar

KULAĞINDAN YAKALANANLARIN, SAKLANDIĞI BÖLGE; DERSİM!




Arkadaşlar bunlar diğer numaralarına paralel bu konuyu kaşımaya karar verdiler, çünkü Tele kulak işinde fena enselendiler. Her kes uyanık olsun ve bu konuda ki oyununu bozmak için hazırlansın. Dersim meselesini çatışma konularının arasına sokmaya çalışan hainler, hala Alevi, soykırım, Zaza, Kürt, Türk konularını bir birine paçal edip Aleviliği kışkırtıp kullanma gayreti içindeler, bu nasıl bir sahtekarlıktır? 

Bu mesele kesinlikle Alevi meselesi değildir, bu tarz söylemler Türkiye'de iç çatışmalar yaratmaya çalışan Emperyalist uşağı vatan hainlerinin söylemidir. Biz biliyoruz ki, Alevi kardeşlerimiz Cumhuriyete zarar verecek işlerin içinde olmaz.


Bilindiği gibi, bu Dersim ayaklanması meselesi Alevilerin konusu değildir, Osmanlı zamanı vergi vermeyen ve bu bölgede acımasız hüküm sürdüren Aşiret Reislerinin çıkarlar için halkı öne sürmesi ile ortaya çıkmıştır. Hal buyken, buna rağmen bu malum çevreler neden devamlı Aleviler den bahsediyor? 

Bu ayaklanma Alevi değil Alevi Kürt daha doğrusu Zaza ayaklanmasıdır, niye tüm Alevilerin meselesi gibi sunuluyor? Alevi konusu derindir, Oğuzların büyük bölümü de Alevidir, yani ayaklanan Alevilerse, Oğuzlarda mı ayaklandı? O sırada Oğuz Türk ayaklanması mı bastırıldı? Mustafa Kemal niye suçlanıyor? Ayrıca adı üstünde bu Cumhuriyetin ve bir Ulusun oluşumu sarasındaki bir ayaklanma. 


Üstelik o sırada Atatürkün hasta olduğu ve Başbakanın Celal Bayar, Gn Kurmay Baş. Fevzi Çakmak olduğu da her kesçe biliniyor, peki niye Atatürk suçlanıyor? Bunlar nasıl tezgahlar ve bu nasıl bir sahtekârlıkdır? Ayrıca bu bölgedeki söz konusu halkın Zaza lar olduğunu öğrendik, biz her zaman Zazaları da kardeş bilmişizdir. Bu gibi işler yakışmaz kardeşliğe ve hatta insanlığa ayıptır ayıp, bu halkı biribirine düşürmeyin. Bu gibi zıtlaşmalardaki sebepleri Osmanlının dağılması ile çıkar kaygısına düşen baskı gruplarının liderlerinde aramak gerekir. 


Aleviler, Aleviler adamları bir Alevi aşkı sardı, senelerce Alevilerin elinden kahve içmeyen, Alevinin içtiği bardağın kırılmasını halka empoze eden sahtekarları bir Alevi sevgisi sardı, diğer iğrenç yalanları saymıyorum. Uzun süredir AKP’nin açılım falan diye kucaklamaya çalıştığı Alevi meselesinin boyutları da belli oldu bu arada. Burada söz konusu olan, açılımını yaptıkları Kürt Aleviler mi? Yoksa Oğuz Türkleri olan Aleviler mi? Ayırıp parçaladıkları kesimlerden hangisini daha severlermiş? Bunun cevabını versin birileri.


Bu sahtekârlar bu numaraları uzun süredir tezgâhlıyor, herkes bunu böyle bilsin. Aleviler zaten tartışmasız Türktür. Bence yine emperyalistlerin kavram karıştırma çabalarına alet olanlar var. Bunlar olmasa kardeşlerimiz bu kışkırtmalara gelmez, inşallah çıkar sağlama yoktur.


Kışkırtma çabaları açıkça belli oluyor, hatta yandaş Medya kuruluşların da, bombardıman halinde toplumsal patlama yaratmaya çalışıldığı gibi bir hava var ve bu suçtur. Ülkemizde uzun süredir yaşananlar ortada, bir saldırı altında olduğumuz kesin. Arkadaşlar bu kışkırtmayı kaşıyan malum Medya kuruluşlarına suç duyurusu yapalım. Kardeşlerim acilen bu konuya eğilmek lazım, sahtekârların kafa karıştırmalarına engel olalım!


Alevi kardeşlerime sesleniyorum, her zaman söylediğim gibi, biz Alevi kardeşlerimizi bildiğimiz çizgisinde görmek isteriz. Emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin ekmeğine yağ sürecek çıkışlar, yıllardır sürdürülen birliğe kardeşliğe gölge düşürür. Bu yaşadığımız olay Malum çevrelerin ekmeğine yağ sürecek bir seyir izlemektedir.


Biz Alevi kardeşlerimizi her zaman Cumhuriyetin güvencesi olarak görmüşüzdür, bu işin dışındaki Alevi canlar bu kışkırtmalara kendileri tepki versin. Alevi kardeşlerimiz bu oyuna düşmeyin, bu oyunları siz bozun, bu bölgeyi yutmaya çalışan güçlere meydan vermeyelim. Bu saldırı aslında CHP ye değil, Türkiye Cumhuriyetinedir. Bize düşen, bu durumu Türkiye Cumhuriyetine karşı kullanan hainleri engellemek, Toplumsal huzuru sağlamaktır


Dünyadaki yıkım, yağma ve sömürünün boyutları ve sorumluları kabak gibi ortadadır. Nesillerimizin barış içinde yaşaması ve Fikri Hür Vicdanı Hür gelişebilmesi için izlenmesi gereken onurlu yol da bellidir. Şu yadsınamayacak bir gerçektir ki, huzurlu bir gelecek, çıkarlarımızdan soyunup birlik olmamızla mümkündür. Artık kesin olarak biliyoruz ki, bu özlenen gelecek, kanımızı emip ensemizde boza pişiren çıkarcı ve sahtekâr monetaristlerin oyunlarını bozmadan gelmeyecektir... 


Saygılarımla

Yurtsever Yurttaş 




MEDAI İFTAHARIMIZ OSMANLI, ERMENİLER VE TÜRKLER.


Son zamanlarda iyice açılan saçılan Türk ve Osmanlı Tarihi konusu Emperyalistler tarafından iyi bilinmekte, fakat bizim kafamızda bir türlü tam netleşememektedir. Buna bağlı olarak da bu konu malum çevrelerce istismar edilmekte, Neo Osmanlı konusu gibi ne idüğü belirsiz fikirler, senelerdir sinsi, sinsi kafalarımıza yerleştirilmektedir.

Osmanlının Türk olduğu iddia edilmekte ve bu iddia geniş kapsamlı çabalarla ve ısrarla hazmettirilmek istenmektedir bize. Hâlbuki Osmanlı çıkışı hariç Türk olmadığı gibi, Türklük gibi bir kaygısı da yoktur ve Emperyalisttir. Toplum yapısı ise, devşirmenin devlet politikası olduğu ve çok Etnisite içeren, uyrukluk temelinde bir birliktelik içerir.

Ayrıca Osmanlı Anadolu’daki Türk Devletlerini çeşitli yöntemlerle ezmiş ve yutmuştur. Buna bağlı olarak, Osmanlıda Türkler, her zaman zorunlu olarak vergi ve Asker veren tebaa olmuştur ve hak talebi ile baş kaldırınca da zalimce ezilmişlerdir. Oğuzların Alevi olmasında diğer etkenlerin yanı sıra bu bağlamda ki olguların da büyük etkisi vardır.

Hepimiz biliyoruz ki Türkler Osmanlının son dönemlerinde güç kazanmıştır. İki de bir temcit pilavı gibi İttihat ve Terakkiyi suçlayıp karalamalarının altında da bu yatmaktadır. Devamlı, şanlı tarih, Şanlı Tarih diye Osmanlıyı öne sürenler, aslında Türklüğü Homojen hale getirip, yeşil kuşak politikalarına uyumlu hale getirmek isteyen çevrelerdir.

Ayrıca hep 1000 yıllık tarihimiz diye bahsedildiğini duymuşsunuzdur, halbuki kayıtlı Yürk tarihi yaklaşık 6000 yıla dayanır. Peki bu 1000 yıl nedir? Bu Türklerin islamiyeti kabul tarihidir. Bazı çevreler bundan öncesini saymaz ve Türk Tarihini İslamiyetin kabulü ile sınırlar. Şu ağzı salyalı bedevi araplarda devamlı hava atar, siz 1000 yıllık Müslümansınız, biz 1500 yıllık müslümanız diye, neyse bunu sonra iyice açarız....

Bilindiği gibi Osmanlının çöküşü ile birlikte, o zamanki akımlarla etkileşerek gerçek onurlu Türk Devrimi, Mustafa Kemal önderliğinde yapılmıştır. Ancak bu şekilde çağdaş genç Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlının cürufundan kurtulup, Dünya daki onurlu çizgisini yakalayabilmiştır, tabii Mustafa Kemal in ölümünden sonraki süreç malumdur.

Bu konu son derece ilginçtir, ünlü tarihçilerin aktardıklarına göre, Çeşitli Padişahların Anneleri de Türklükle uzaktan yakından alakası olmadığı gibi, Gayrı Müslim dir. Buna bağlı olarak Osmanlının Türklüğü hem genetik hem de Kültürel açıdan tartışmalıdır..

SULTANLARIN BİR KISMININ ASILLARINA BİR BAKALIM!

NİLÜFER HATUN: Sultan Birinci Murad’ın annesi Rum asıllı “Horofira” iken, daha sonra “Nilüfer Hatun” adını almıştır…

GÜLÇİÇEK HATUN: Yıldırım Bayazid’in annesi Bulgar asıllı “Marya” iken, daha sonra“Gülçiçek Hatun” diye anılmıştır.

EMİNE HATUN: İkinci Murad’ın annesi, Emine Hatunun, kimi kaynaklarda Dulkadiroğulları Beyliği'nden Mehmed Bey'in kızı olduğu,
kimi kaynaklara göre de “Veronika” isimli bir Hıristiyan iken, daha sonra“Emine Hatun” adını aldığı aktarılmaktadır.

HÜMA HATUN: Fatih Sultan Mehmet’in annesi Sırp kralının kızı, “Mara Despina” iken, daha sonra “Hüma Hatun” olarak tarihe geçmiştir… Rum ya da İsfendiyar beyinin kızı olduğu gibi başka iddialarda vardır.

HAFSA SULTAN: Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Polonyalı “Helga” iken daha sonra “Hafsa Sultan” adını almıştır…

HÜRREM SULTAN: Sultan İkinci Selim’in annesi , “Hürrem Sultan” adını almıştır.
Rus uyruklu “Roza”, ya da Ukraynalı “Roxana”

NURBANU SULTAN: padişah II. Selim'in eşi ve III. Murat'ın annesi, ilk defa Valide Sultan unvanını alan kişidir.
Asıl adı, Cecilia Venier

PERTEVNİYAL VALİDE SULTAN: Osmanlı padişahı Abdülaziz'in annesi, Valide Sultan ve II. Mahmut'un eşidir. Romen asıllı ve asıl ismi Besime.

RABİA SERMİ SULTAN: Padişah I. Abdülhamit'in annesi ve Sultan III. Ahmet'in eşiydi. Fransız asıllı ve asıl ismi Ida.

SAFİYE SULTAN:
Osmanlı padişahı III. Mehmet 'in annesi, Valide Sultan ve III. Murat'ın eşidir.Venedik asıllı ve adı Sofia Baffo.

SALİHA DİLAŞUB SULTAN: Osmanlı İmparatorluğunun Valide Sultan'ı, padişah II. Süleyman'in annesi ve Sultan I. İbrahim'in eşiydi. Saliha Dilaşub Sultan Sırp asıllı ve asıl ismi Katrin.

SALİHA SEBKATİ: Valide Sultan Osmanlı padişahı I. Mahmut'un annesi, Valide Sultan ve Sultan II. Mustafa 'in eşiydi, Rum asıllı ve asıl ismi Aleksandra.

TURHAN HATİCE SULTAN:
Valide Sultan, Sultan I. İbrahim 'in eşi, Sultan IV. Mehmet 'in annesidir, Rumen asıllıydı ve asıl ismi Nadya.

ŞEHSUVAR VALİDE SULTAN: Osmanlı padişahı III. Osman’ın annesi, Valide Sultan ve Sultan II. Mustafa 'in eşiydi. Sırp asıllıydı ve asıl ismi Mari.

MÂH-FİRÛZE HADİCE SULTAN: Osmanlı padişahı II. Osman'ın annesi, Valide Sultan ve Sultan I. Ahmet 'in eşidir. Sırp asıllıdır ve asıl ismi Evdoksiya.


MİHRİŞAH (MİHRİMAH) SULTAN:
Osmanlı padişahı III. Mustafa'nın annesi ve Sultan III. Ahmet 'ın eşiydi. Mihrişah Sultan Fransız asıllıydı ve asıl ismi Janet.

Evet, işte böyle vs. vs. vs. bu liste daha uzuyor… Türkleri arayan Milliyetçi arkadaşların daha çok Anadolu içlerine bakmalarını tavsiye ederim.

TÜRK NİTELEME ÇABASININ ALTINDAKİ GERÇEK NEDİR?

Bence Osmanlıyı Türk niteleme çabasının altında, Soykırım masalları dâhil her türlü melanet ve geçmişe yönelik bütün borçları Türklerin üstüne yıkma amacı taşımaktadır. Hocalarımıza çağrıdır, lütfen bu konulara çok yönlü ve mukayeseli açıklık getiriniz, merakla bekliyeceğiz.

Sadece Osmanlı konusu değil, Türk konusu na da, çünkü batılıların Orta Asya da yaptığı bir sürü Belgesel izledim Türkün ismi geçmiyor. Diğer kaynakları söylemiyorum, yayınlanan türlü çalışma ve kaynak var, ama takip ettiğim ve yaygın seyredilen belgesellerde bu hep böyledir...

Türkler işlerine gelen yerde var, gelmeyen yerlerde yok. BOP un kapsamındaki Türkiye de ve Musul Türkmenleri konusunda Türklük TUKAKA, Çine karşı kışkırtılan Uygur Türkleri söz konusu olunca, Türklük makbul. Bu konuda da her konuda olduğu gibi, Sahtekarlık evrensel bir çapa ulaşmış, rezillerin elinde sakıza dönmüş durumdadır.

OSMANLIYA ÖVGÜLER DÜZEN BAZI VİDEOLAR

Bazı siteler İnternette sürekli bu konularda yayında ve bu tarz tezleri savunan metinler ve videolar İnternette Facebook da geziniyor. Bu videolarda Atatürk pas geçilip, Osmanlıya ve şanlı tarihe övgüler düzülüp, bazılarında da, benim geyik dediğim uyandırmaya çalıştığım bir kısım gençlik eleştiriliyor.

Bu videolarda bahsi geçen ve hedef alınan gençlik, bildiğiniz gibi, 12 Eylül den sonra Emperyalistlerin işbirlikçileri aracılığı ile ekonomi ve siyasetten iyice kopardıkları, yeşil kuşak çalışmaları ve kültür emperyalizmi ile asimile ettikleri gençliktir.

Hatta bu sorgulamayan gençlik profilinin temelleri, 68lerden, yani soğuk savaş yıllarından itibaren atılmıştır. 68 Kuşağının siyasi kesimine paralel gelişen çiçek çocukları rüzgârı ile temelleri atılmış, müzik endüstrisinin dev reklam kampanyaları ile pekiştirilmiştir.

Giderek 12 Eylül den sonra çakma din takviyesi de arttırılarak bu gençlik ve diğer zombi seçmenler yaratılmıştır. Bir süredir, bu gençliğe karşı gelişen sataşmaların, yapıcı eleştiriden çok, faşistler, komünistler gibi, kardeşi kardeşe karşı hırslandıracak boyut kazandığını izliyorum.

İnternette bolca gezen ve Osmanlı hayranlığını yayıp, bu videoları hazırlayanlardan konu Türklük olunca farklı bir tavır bekliyor insan. Bu videolarda bu kurbanlara saldırmak ve afakî edebiyat yapmak yerine, daha ince analizlere girip, Osmanlıyı didikleyen Emperyalizmin bu tarihsel tezgâhlarına ve ayıplarına dikkat çekmelerini beklerdim.

Ayrıca, Anadolu Tarihinde Türkleri arayan Milliyetçi arkadaşların, Osmanlıyı yücelterek işin kolayına kaçmaktan kaçınıp, Anadolu içlerine bakmalarını tavsiye ederim.


Osmanlıyı Türk nitelemenin altında yatan sebepleri kimse merak etmemekte ve bu konu hep dikkatlerden kaçırılmaktadır. Hâlbuki Osmanlıyı Türk nitelemek, malum çevrelere, Osmanlıyla olan hesaplarını bu güne taşıma ve her yönden Türklere yüklenme imkânı vermektedir.

Halbuki Etnisite içeren uyrukluk temelindeki Toplumsal yapısı ve devşirme sistemleriyle Osmanlının Türk olmadığını Batılı Emperyalistlerde çok iyi bilmektedir, ama işlerine gelmez.


ART NİYETLİ EMPERYALİSTLER

Haklı ya da haksız olduğu Tarihçilerin uzmanlık alanında olan Ermeni Tehciri ya da Diaspora nın diliyle ''soykırımı'' ile niye bizi didiklemeye çalışırlar? Dahası niye bunca yalanı gerçek diye ortaya saçarda Tarihçilerin bu konuyu tartışmasına izin vermezler?

Haklı ya da haksız, Osmanlının uhdesinde olan konuları kullanarak Para ve Toprak taleplerinin de bulunmaya hazırlanan bu Sahtekâr çevreler ve onurlu görüntü ardına sığınan destekçileri niye bazı ayrıntıları devamlı gözden kaçırır.

Gözden kaçırılan en önemli konulardan biri, Osmanlının Türk olmadığı ve Celali isyanlarında Osmanlı Paşası kuyucu Murat'ın Alevi Türk kıyımıdır.

Bilindiği gibi Kuyucu Murat binlerce Türkü Kuyulara canlı canlı gömdüğü, hatta yaktırdığı ve bazı çocukları da kendi elleriyle öldürdüğü tarihte kayıtlıdır. Âlim diye ortaya çıkıp Emperyalist Tezlerini bize yutturmaya çalışan vatan hainleri niye bunları bu Türk Katliamını, Pir Sultan Abdalları, Şah Kulu, Baba İlyas isyanları vs. bir sürü Tarihi gerçeği niye halka aktarmaz?

İçerdeki bu Tuzu kuru işbirlikçilerin kendi hesapları doğrultusunda ki faaliyetleri, Emperyalistlerin ve onların otlakçısı çevrelerin bu çalışmalarına çok yönlü olarak destek vermektedir. Bilumum işbirlikçilere ve bilhhassa Emperyalistlerin boğazlarına tıktığı dolarlarla beslenen sahtekarların palavralarına karşı dikkatli olmak şarttır, akıllı olalım.

Saygılarımla

Yurtsever Yurttaş




9 Kasım 2009 Pazartesi

HALKLA UYUTMACA İLİŞKİLER.


Değerli yurttaşlarım, Televizyonlara bakın, işbirlikçilerin Halkla ilişkiler faaliyetleri devam ediyor, bu sıralarda ıslak imza vs. atağa kalkmak için halk desteği yaratmaları lazım.

İslam konferansı vs. unsurları kullanarak Din mesajları, sahte Milliyetçilik Mesajları, İsrail i araç olarak kullanıp sahte ABD karşıtı görüntüleri vs. yaratıyorlar.


İsrail’e posta atanlar, onun Gazze saldırısını Birleşmiş Milletlerde kınanmasını engelleyen ABD ye bir posta atsalar da bir görsek. İran la mutlu fotoğraflar, Suriye ile yakın ilişkiler, şu El Beşir meselesi de sanal bir anti emperyalist görüntü yaratacak kurgu, benden söylemesi. İslam ülkeleri Konferansı var ya, Tamamı Emperyalistlerin kontrolünde, bunlar Petrolü saltanatı bırakıp dikilebilir mi sizce ABD ye?

Adamlar sahte görüntüler yaratmaya devam ediyorlar, bir yandanda gündem dağıtmaya çalışıyorlar, dikkat edin çok farklı haberler araya giriyor, Televizyonlar da buna yağ sürüyor. Bazıları Milliyetçi Muhafazakar gibi lafları her yerde kullanmaya başladı, neredeyse bunların Milliyetçi vatansever olduğuna inanacağım.

Halkın bunları yutmasını istiyorlar, Kısaca halkı uyutma faaliyetleri devam ediyor. Halkla İlişkiler benim işimin bir parçası bu yüzden ben bu numaraları yutmam. Yalanları deşifre edip halkı uyandırmak yapılacak en önemli iştir, hepimiz buna kilitlenelim. Yargı darbesi gündemde, kimisi Savcılar Hâkimler Yüksek kurulunu by pas etmeye çalışarak bazı vatanseverleri saf dışı etmeye çalışıyor.

Bazı arkadaşlar Darbe olsun diyor, Darbe istemeyin, ihtiyaç olan darbe değildir, Cumhuriyeti koruma kollama görevinin kullanılması gerekiyor, düşman her deliğe girmiş durumda, ne Darbesi. Darbe kime karşı? Hükümete mi? Hayır bilemediniz, resmen Devlete karşı, peki Darbeciler kim?

Darbeci aramaya lüzum yok, alın size darbeciler...

Laik düzeni yıkıp İslam devleti kurma hayalindeki xxxxxxx ve ABD ile işbirliği içinde olan Gülen grubunun Ordu içine sızan mensuplarıyla, bunlara çanak tutan ve bunlarla ittifak içinde çalışan, bilumum art niyetli dinî oluşumlar.

Hal buyken kimdir dersiniz bu darbeciler? Saldırmazlarsa eğer seçimlerde hesaplaşırız, ama bence başka hesaplar var ve niyetleri kesin bozuk. En kötü ihtimaller karşısında kulağımız seferberlik çağrısında, TSK Millete yatıştırma mesajları dışında samimi bir mesaj verse iyi olacak.