28 Haziran 2010 Pazartesi

SEVGİSİZLİK, EMPATİ YOKSUNLUĞU VE CAHİLLERİN YAYDIĞI BİR HURAFE, "PİT BULL VAHŞETİ"


Dertliyim bu dünyadaki sevgisizlikten, aslında umut doluydu çocukluğum ama umutlarımızı tehlikede görüyorum bu yüzden…

İnsan hayatının belli zamanlarında darbe yerse kendini şanssız görebiliyor ve siyasilerin keyfi uygulamaları ile çalkalanmaktan tersimiz döndü uzun süredir hepimizin. Düşünüyorum da, aslında şanslı olduğumu görüyorum şimdi, çünkü beni seven, koruyup kollayan, sevecen ve münevver insanların olduğu, varlıklı bir ortamda açtım gözümü dünyaya.


İyi okullara gönderdiler beni, okul öncesi zamanlarımdan beri hep sevgi, empati, kolektivizm ve onur aşılandı bana. Bu Milletin bir ferdi ve mensubu olmanın onuruydu bu, tabiî ki yalnız bana değil, tüm çocuklara yani bize aşılandı bu onur. Biz birdik beraberdik, genç Türkiye Cumhuriyetinin gençleriydik, bu toplumun güvenilir onurlu nesilleriydik.

Bu Devlet, bu memleket bizimdi, orda bir köy vardı uzakta, gitme sekte o köy bizim köyümüzdü.
Oradaki insanlar bizim insanlarımızdı ve o çevreler, güzel hayvanlar, bu dünya bizim dünyamızdı. Bu Motivasyon gerçekten çok iyiydi, işte bu yüzden ben hiç yalnız hissetmedim kendimi. Bu anlattıklarımı anlayabilir mi bazı sevgiden yoksun insanlar, bunun anlamını ve kıymetini bilebilir mi bazı aptallar bilmiyorum, ama bilenler bilir.

Bizim gençliğimizde olmayan ve toplumu yönlendiren, bireyi biçimlendiren önemli bir olgu daha var bugün, çağdaş bir oluşum olan görsel Medya. İletişim sektörü, bu sektördeki teknolojik gelişimin sonucu olarak tüm yöntemleri ile toplumun beynine inmiş ve sanal bir dünya yaratıp uyutur durumdadır toplumumuzu.

Bilindiği gibi Toplumu için mücadele eden, topluma ışık tutan hocalarımızın ve aydın sanatçılarımızın yerine, genel sahada ve bu sektörde saltanat oluşturan palavracı bir sınıf oluştu ve Medya sayesinde ve zombilere çevirdiler bireyleri. Birde Medyada oluşan bu ayrıcalıklı tuzu kuru sınıfın peşinde koşup, bu kişilerin ipliğini pazarlayan Magazin içerikli başka bir dalda oluşmuş durumda.

Bu, hebele, hebele haber arayan dal, gözlemlerimize göre halkımızın kültürel seviyesine büyük ve göz yaşartıcı ‘’katkıda’’ bulunmaktadır günümüzde. İşte bu dalın arsız tarzı bütün haberciliğe yansımaya başladı son zamanlarda. Bazı üstatları örnek olarak alan biri olarak, gazetecilik mesleğini, Münevver ve Aydın Etiğini Babıâli’den bu güne değerlendiren ciddi bir belgeseli, merakla bekliyorum uzun süredir.

Bunları anlatmaktaki amacım, Toplumuzun getirildiği sevgisiz, saygısız, duyarsız ruh hali ve tüketime dayalı üretim ilişkilerinin bizi ne hale getirdiğine dikkat çekmektir.


Senelerdir, Dünya Medyasına eş güdüm olarak, PİT BULL VAHŞETİ diye abartılı ve avaz avaz Pit bull haberleri çıkıyor medyada. Bazen sahibinin hatası ile, bazen haberi yapanın sansasyon merakı ve çabası ile şekilleniyor bu haberler. Buna bağlı olarak başka bir cins köpek olay yaratsa bile, bir hırlayan pit bul resmi bulunuyor ekleniyor habere, asparagas gibi.

Geçenlerde rastladım yine; Bir Pit Bull kaçmış birileri kovalıyor hayvanı, sahibi hırtın biri, belli ki bağlamış bir yere eziyet etmiş hayvana. Hayvan niye kaçar? Benim köpeğim kaçmaz, niye? Rahat çünkü sevgi var, sevildiğini biliyor ve bizi seviyor niye kaçsın.

Hayvan kaçıyor, kaçan kurbanlık boğalar gibi arkasında bir sürü adam, ellerinde sopalar. Hayvan kendini korumaya güvenli bir yer bulmaya çalışıyor. Sığınacağı sevgili bir sahibi ya da herhangi biri yok, hayvan çaresiz, tabi devamlı hırlıyor. İşte al sana Pit Bull Dehşeti, kimse yanaşamıyor ve sahibi olacak kişi hayvana uyuşturucu iğne sıkıyor kahraman edası ile falan filan...

Bu gerzek nasıl baktı büyüttü bu hayvanı? Kim verdi bu salağa bu zavallı Pit Bull’u? soran yok. Bu arada TV de, de bas, bas bağırıyorlar ‘’Pit Bull vahşeti’’ ‘’Pit Bull vahşeti’’... Keşke orada olsaydım, yakalanıp kliniğe götürülmesi ve tedavi görmesi gereken bir sürü adam vardı o ortamda. Aslında sopa isteyen...

HASTAHANEDE PİTBULL PANİĞİ

Birde şu Hastanede Pit Bull Paniği çıktı ortaya, ‘’ Görüntüler insanı dehşete düşürüyor! Hastanenin ana kapısından içeri giren köpeği gören vatandaşlar etrafa dağılıyor!’’ Falan filan diye anlatan bir haberdi bu. Bu haber bu şekliyle tüm Türkiye ye dağıtıldı.

Videoyu seyrettim, Videoda öyle vatandaşların etrafa dağılması panik filan yok, aksine görünenler son derece soğukkanlı. Durum şu, Hayvan belikli kaybolmuş, oyun havasında hastanenin kapısından içeri giriyor. Orada duranların halinden ilk başta vahim bir durum sezilmiyor, ama hayvanı yakalama çabası olduğu kesin.

Güvenlik soğukkanlı olarak kapıları açıyor, buda panik olmadığını, hayvanı yakalama ve dışarı atma çabasını gösteriyor. Güvenlik hayvanın kulaklarından tutmuş olarak dışarı attığı görülüyor. Köpek tekrar içeri giriyor ve birileri köpeği döverek öldürüyor.

Ne kadar öğünseler azdır, Köpek kesinlikle saldırgan değildi, eğer köpek başta saldırgan olsaydı o köpeği kimse yakalayamaz kulaklarından tutamazdı, bir Pit Bull un kulağı sadece sevgili ise tutulabilir.

Ayrıca Pit Bull çok hızlı çevik bir hayvandır, başta saldırgan olsaydı, içeri kızgın ve saldırı amaçlı dalsaydı kendisine saldıranlara çok fazla zayiat verirdi. Bence hayvan uysaldı ve olay sonradan çığırından çıkmış, bu olay bizim trafik kazasından adam kurtarma gayretlerimize benziyor gibi.

Bir uzman olarak söylüyor iddia ediyorum, bu olayda hayvan kesinlikle başta sakindi oyun havasındaydı. Oyun oynuyordu ve haklı olarak dışarı atılmak istendi ama yaklaşım yanlıştı, iş çığırından çıktı. Bir ucuz kahramanlık gösterisi, öldürenler anlata, anlata bitiremiyorlardır ortaçağ şövalyelerinin ejderha savaşı misali zavallı bir Pit Bulla savaşlarını.

1. Bu köpek durup dururken içeri niye girdi?

2. Görünmeyen kısımda neler oldu?

3. Edimsel davranış gelişimi nasıl oldu?

4. Pit Bull madem bu kadar vahşiydi, o adam kulaklarından nasıl tuttu dışarı attı?

5. Hayvandan anlayan biri bu hayvana hâkim olabilir miydi?

6. Bu köpeğin sahibi kim, bu hayvan hangi gerzeğin elinde büyüdü ve orada başıboş ne arıyordu?

Bu olay beni çok üzdü, çok kötü ve üzücü bir olay, yazık çok yazık…

BİR HİKÂYE DAHA,

Bir hikâye daha, adamın biri Kurt köpeğini salıyor. Köpekten korkan bir kız çocuğu kaçıyor, kız koşunca köpekte kovalıyor. Adam kıza bağırıyor kaçma dur diye, kız durunca o haleti ruhiye ile köpek ısırıyor çocuğun bacağını.

Büyük olay oldu o sırada bu vaka, köpek canavar ilan edildi. Olayları incelemeden yargılar konuyor ve topluma hayvan düşmanlığı aşılanıyor bu arada kimse bu duruma duyarlı değil. Bu olayda ben olsam şunu sorardım o kurt köpeğinin sahibine; Köpek kız koşunca galeyana geldi kovaladı. Peki, sen niye köpeğe dur demedin de kıza dur dedin? Köpek koşanı kovalar, koşmazsan kovalamaz mantığına sığınmanın sebebi, köpeğinin dur deyince durmaması mı? Eğitimsiz ise, eğitim vermediğin köpeğinin tasmasını niye boşaltırsın?

Bu hayvanların doğasını anlayamayanlar hayvan almasın, çünkü ya sokağa atarlar ya da perişan ederler. Bu Pit Bull’larda çok zeki ve duygusal hayvanlar, iyi yetiştirilirse körlere rehberlik ve polis köpekliği dâhil her konuda kullanılacak yeteneklere sahipler. Hatta bebekleri bile koruyacak duyarlıkta hayvanlar, inanmayan olursa ispat ederim.

Yapılması gereken, işin kolayına gidip sevgisiz ve cahilce uygulamalarla her şeyi berbat etmek olmamalıdır. Kör gözüm parmağına uygulamalarla sevgili yetişen hayvanları ve sevgili sahiplerini de rencide edip hayatlarını karartmak yerine; bütün güçlü köpeklerin sahiplerine ruhsat zorunluluğu getirmek ve sevgi ile eğitemiyorsan bu köpeği alamazsın demektir. Eğer köpeğin ruhsal durumunu kötü etkilersen cezasını sen çekersin deyip, ceza maddelerini tespit etmektir.

Eğer kanun yapıcı ve uygulayıcılar bunu yaparsa, bu yolla çok zeki, duygusal ve insanlara çok faydalı olacak bir köpek cinsini de aklamış ve Allah katında makbul bir iş yapmış olurlar. Esasında bildiğiniz gibi bu sevgisizlik, dünyamızı berbat ve yaşanmaz bir yer haline getiren genel bir sorundur. İnsanın hayat sevincinin kaynağı mutluluk, mutluluğun kaynağı paylaşılan sevgidir, sevgi tüm canlılarla aramızda ortak dildir. Her konuda olduğu gibi bu konuda Allahın yarattığı canlılara duyarlı davranmak insanlık gereğidir.

Sevgisiz ve yalanlarla büyüyen İnsanlar Empati yoksunu oluyorlar. Bu gibilerin başkalarının duygularını ve durumunu anlayarak sevgi ve hoşgörü geliştirmeleri mümkün değildir. Dolayısı ile bu gibiler egoist, anlayışsız ve acımasız oluyorlar. Egoizmin, hırsızlığın, Toplumsal ve sınıfsal çatışmaların altında da hep bu olgu vardır. Dolayısı ile hayvanlara karşıda acımasız oluyor bu gibi organizmalar.

Sevgisiz ve nefretle büyütülen insanlar Empati gelişemediği için davranışlarını da menfaatleri yönlendiriyor. Dindarım ya da tertemizim deyip, Allah sevgisinden bahsedip, evini habire temizleyen, evi sabun kokan ama piknikte tavuğu boğazlayıp ulu orta kesip tüyünü yolan, dönüşte bütün bu çöpünü doğada bırakan ne insanlar gördüm ben. Hayvanlara eziyet edenlere bir bakın ya psikopattır ya da bu tip görgüsüz sevgisiz cahil bir hödük.

Bu Pit Bull konusunda, çok mükemmel bir sitede, hepimizin sevdiği bir kişinin yazısına rastladım.

Sayın, Prof. Dr. Tamer Dodurka nın yazısı, ‘’Ko-medyanın Hurafesi: Pit Bull Gerçeği’’

Sayın, Prof. Dr. Tamer Dodurka, bildiğiniz gibi, İç Hastalıkları ve Hayvan Psikolojisi uzmanıdır.

Bu yazıyı'da bu konunun yarım kalmaması için sizlere aktarıyorum ve bütün sevgili insanların okumasını rica ediyorum. Size iki adres veriyorum, bu sitelere de giriniz ve lütfen sık kullanılanlara kaydediniz, sevgi zincirine yeni halkalar eklemek ve bu dünyada sevgiyle varolmak için.

Saygılarımla





KO-MEDYANIN HURAFESİ: PİTBUL GERÇEĞİ


Son günlerde biraz da ana a m, m erkez medyanın etkisi ve abartıcı katkısıyla “Amerikan Pit Bull Terrier” (Pit Bull) haberleri med yada sıkça yer alıyor. Saldırı, dehşet, vahşet... Isırılanlar da manken, sunucu gibi kişiler olunca ortalıkta k o parılan kıyameti tarif etmeye gerek yok. (Ana akım medyanın hurafelerine karşı Bilimsel bilgilerle Pit Bull gerçeği.)

1. Bu kampanya veri bilgi eksikliği ile dolu haberlerin ardından yurttaşların barındırdıkları Pit Bull cinsi köpeklerin toplanarak, belki de imha edilmesi yönünde kampanyalar bile gündeme gelebilecektir.

2. Pit Bull cinsi köpekler gerçekten tehlikeli midir?

3. Doğru yaklaşım bu cinsin ortadan kaldırılması olabilir mi?

4. Abartılı da olsa, çeşitli zamanlarda yaşanan olaylarda suçlu (!) bu köpekler midir?

5. Bütün Pit Bull’lar tehlikeli midir?

6. Hangi durumda tehlikeli olurlar? Hayvan koruma açısından Pit Bull yasağı nasıl değerlendirilmelidir?

7. "İnsan türü"nün bu işlerdeki parmağı nedir?

Kısacası Pit Bull’lar hakkında bilinmesi gereken her şeyi iç Hastalıkları ve Hayvan psikolojisi' uzmanı, İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Tamer Dodurka’ya sorduk.

» Pit Bull Terrierlerin kökeni nedir? Doğada böyle bir köpek ırkı var mıydı? Yoksa bazılarının iddia ettiği gibi laboratuarda mı üretildiler?

— Bazıları doğada böyle bir ırk olmadığını söylerler. Bu komik bir ifadedir. Doğada bırakın herhangi bir köpek ırkının olmasını, bir zamanlar köpek diye bir hayvan yoktu. Bütün köpekler ve dolayısıyla köpek ırkları kurtlardan türediler. Günüm üzdeki köpek ırklarının büyük çoğunluğu insanların istedikleri özelliklere göre farklı şekillerde üretildiler. Pit Bull da değişik köpek ırklarının melezlenmesiyle elde edilmiş bir ırktır.

İlginçtir ki, Pit Bull’un türetildiği köpek, günümüzde sakinliği ve yavaşlığı ile tanınan Bulldog’dur. Ancak Bulldog, Roma devrinden tutun 1800’lü yıllara kadar dövüşlerde kullanılan saldırgan yetiştirilmiş bir köpekti. Bull (boğa) adından da anlaşılacağı gibi, özellikle İngiltere’de boğalarla yapılan dövüşlerin vazgeçilmez köpeğiydi.

Hatta o zamanlar İngiltere’de Bulldog’larla dövüşmeden kesilen boğaların etleri fazlaca makbul bile sayılmazdı. İnsan türünün icadı bu dövüşlerde boğanın ayağa kalkması için karnına ateş tutmak veya ayaklarını bıçaklamak gibi korkunç tablolar yaşanırdı. Köpek, boğanın burnunu yakalayarak onu hareketsiz hale getirir ve aynen bugünkü Pit Bull'lar gibi, kolay, kolay bırakmazdı.

Bulldog’lar, İngiltere’de dövüşlerin yasaklanmasından sonra ‘yapay seçilim’ yöntemleriyle, sert görünümlerine rağmen yumuşak ve saki n bir hayvan haline getirildiler (Darısı Pit Bull’ların başına...).

O tarihlerde köpeklerle boğaların dövüşleri yasaklandı ama Bulldog’un dövüşçü karakterinden başka şekilde yararlanıldı. İngiltere’nin Staffordshire bölgesinde saldırgan Bulldog’lar daha çevik olması için çeşitli terrierlerle (oyuklara girerek avı kovalayan küçük köpekler) melezlendiler.

Amerika’ya göç eden İngiliz, İrlandalı ve İskoçyalılar bu melezleri daha kilolu ve daha büyük başlı olacak şekilde ayıklayarak üretmeye ve dövüştürmeye başladılar. “Pit” adı verilen arenalarda dövüştürülen bu köpek ırkı UKC (United Kennel Club)’ye Amerikan Pit Bull Terrier adıyla kaydedildi. Ancak Pit Bull’ar, AKC (Amerikan Kennel Club)’ye kayıt edilmedikleri için köpek gösterilerine kabul edilmiyorlardı.

Bunun üzerine 1972 yılında, dövüşü anımsatmayacak bir şekilde, yani “Pit” adı atılarak ve kökenine bağlı kalınarak Amerikan Staffordshire Terrier adıyla AKC’ye kaydedildiler. Günümüzde de aralarındaki farklıklar çok az olan, hatta b azen ayrımının yapılması çok zor olan bu köpekler iki ayrı ırk olarak kabul edilmektedir. Bu arada bu köpeğin isminin basın dahil bir çok yerde yanlış kullanıldığını belirtmek isterim. Doğru isim “Pitbull Terrier” değil, “Pit Bull Terrier”dir.

SALDIRGANLIK ‘İNSAN TÜRÜ’NÜN KATKISI

» Dövüş köpeği olarak üretilen ve halen dövüşlerde kullanılan bu köpek ırkının insanlarla arası nasıldır?

- Evet bir dövüş köpeği olarak üretilmiştir. Köpek dövüştürenler, köpeğin cesur, atik, kuvvetli olmalı ama insanlara saldırganlık göstermemesini isterler. Dövüş esnasında kızgın ve gözü hiçbir şey görmeyen bir köpek ufak bir arenada, yanında bulunan hakem ve rakip köpeğin sahibi için tehlikeli olmamalıdır. Bu nedenle insanlara karşı saldırgan olmayanlar Pit Bull’lar üretimde kullanılmış, en ufak saldırganlığı olan Pit Bull üretim dışı bırakılmıştı. Böylece insana yönelik agresyon bu köpeklerin genlerinden atılmaya çalışıldı.

O halde iyi bir eğitim ve sosyalleşmeyle Pit Bulların insanlarla arası gayet iyi bir köpek olabileceği söylenebilir. Uluslararası köpek kulüplerinin belirttiği resmi standartlara göre, insanlarla arasının iyi olduğu belgelenmiştir. Öyle ki, Pit Bull’un ilk kaydını yapıp ırk standartlarını belirleyen UKC, bu köpeklerin insanlara, hatta yabancılara bile sıcak davranışları nedeniyle iyi bir koruma köpeği olamayacağını savunmaktadır (Bkz.: www.ukcdogs.com)

Bunun yanı sıra dövüş köpeği acı ve darbelere dayanıklı olmalıdır. Bu özellikleri nedeniyle Pit Bull Terrier, çocukların yaptığı can acıtıcı hareketlere en iyi tahammül eden köpek ırkıdır. İnsanlar Pit Bull’u hep insanlara saldırgan bir ırk olarak tanıdılar. Oysaki ülkemizde çok sayıda beslenen “Cocker Spaniel” ırkı köpekler çok daha fazla saldırgandırlar ve dünya genelindeki kayıtlara göre ısıran köpekler listesinin başında yer alırlar. Birçok süs köpeğinde bile ısırma hadiseleri Pit Bull’lardan çok daha fazladır. Ancak bu ısırmaların sonucu Pit Bull’larda olduğu kadar riskli değildir.

Her türlü köpek, bilinçsiz ya da kötü amaçlı insanların elinde tehlikeli bir hale gelebilir. Ama böyle insanların elindeki Pit Bull ırkı bir köpekse, bu hayvanın gücünden dolayı tehlike daha büyüktür. Isırma sonucunda insanda derin yaralanmalara, ağır kanamalara ve kemik kırılmalarına neden olabilir...

Isırma olayları, bu ırkın genel davranış standartlarına uygun olmayıp özellikle "yetiştirme hatalarına" bağlı bireysel olgular olsa da, Pit Bull’lar gücü ve agresyona yatkınlığı göz önüne alınıp iyi şekilde yetiştirilmelidir. Bu nedenle herkesin P it Bull beslemesi doğru değildir.

PİT BULL’LARA YÖNELİK HURAFELER ÇOK


» Pit Bull’ların bu kötü şöhreti nereden kaynaklanıyor peki?

-Pit bulların kötü şöhreti bu güçlerinden daha çok, haklarındaki hurafelerden kaynaklanmaktadır. “Isırdığı zaman çenesinin kilitlenmesi veya çenesinin birkaç tonluk sıkma kapasitesine sahip olması” gibi tamamen uydurma haberler bu hayvandan korkulmasına yol açmıştır (Bu iddialar tamamen uydurmadır. Bilimsel hiçbir yönü yoktur. Pit Bull’ların çeneleri diğer hemen hemen aynı yapıya sahiptir. Anatomik fark sa dece ölçülerdedir. Herhangi bir kilit sistemi mevcut değildir. Isırdığı bölgeyi kolay kolay bırakmak istememesi nedeniyle kilitlenmiş bir görünüm alabilse de gerçek bir kilitlenme söz konusu değildir).

Böyle hurafelerden hoşlanan dünya medyası diğer köpek ırklarının saldırılarına yer vermezken Pit Bull saldırılarına özel bir ilgi gösterir oldu. Bu haberlerden sonra, beklenenin aksine Pit Bull’lara ilgi arttı. Özellikle saldırganlık arayan kişiler, imaj için bu köpeklerden edinmeye başladı. Tabi ki, bu insanlar bire yüz katarak köpeklerinin ne kadar güçlü olduklarını sağa sola yaymaya başladılar. Onları ruhsat gerektirmeyen bir silah olarak yanlarında taşıyıp daha da sert olmaları için ellerinden geleni yaptılar.

Şöhreti sayesinde piyasa değeri yükselen Pit Bull’lar yine böyle insanlar tarafından çoğaltılmaya ve kendileri gibi bilinçsiz insanlara satılıp yaygınlaşmaya başladı. Tabi ki, bu olanlardan sonra daha fazla Pit Bull hadiseleri duymaya başladık. Son günlerde duyduğumuz saldırı haberleri yine bilinçsiz insanların ellerindeki Pit Bull’lardan kaynaklanmıştır.

Medya şöhreti sever. Pit Bull şöhretlidir. Hele ki, ısırdığı kişi de şöhretli olursa medya için mükemmel bir haber ortaya çıkar. Bu günlerde Pit Bull’un gündeme oturmasının yegane sebebi de böyle bir haberdir.

Medya Pit Bull haberlerine öylesine meraklıdır ki, Pit Bull’la alakası olmayan köpeklerin saldırılarını bile Pit Bull saldırısı” dehşeti” olarak duyurduğuna hepimiz, zaman, zaman tanık olmaktayız. Ne yazık ki, bu haksız şöhretten dolayı ve bilinçsiz insanların hataları nedeniyle Pit Bull’lar aile köpeği olarak yerini git gide kaybetmekte ve bu mükemmel aile köpeği birçok ülkede değişik ölçülerde yasaklanmaktadırlar.

DÖVÜŞÇÜ DEĞİL, BARIŞÇI PIT BULL'LAR


» Pit Bull'lar nasıl yetiştirilir ve bakılırsa tehlikeli olmazlar?

- Birincisi, bu köpeklerin eğitimine, sosyalleşmesine ve agresif dürtülerin pozitif yöntemlerle bastırılmasına daha fazla önem vermek gerekir. Saldırgan anne ve babalardan üretilmiş yavrular alınmamalıdır. Yavru seçiminde basit mizaç testleri yapılmalı ve kendine güvenen, korkak olmayan veya saldırgan tavırlar göstermeyen yavrular tercih edilmelidir.

Alınan yavru en kısa zamanda sosyalleştirilmeli, sert oyunlar oynanmamalı, ısırgan ve agresif tavırlarına izin verilmemeli, zamanı gelince de itaat eğitimi verilmelidir. Eğitimde daha tutarlı ve bilinçli olunmalıdır. İkincisi, ne kadar iyi eğitilmiş olursa olsun böyle köpekler emniyetli bir şekilde muhafaza edilmeli, dolaştırılırken ağızlık takılmalı ve asla bağsız dolaştırılmamalıdır. Zaten yasalarımıza göre insanlarda tehlike oluşturacak hayvanların bağsız dolaştırılmaları yasaktır...

PIT BULL IRKI KÖPEKLERİN BARIŞÇI OLMASI MÜMKÜN

» Ülkemizde Pit Bull ve benzeri köpeklerin yasal durumu nedir? Yasal bir düzenleme gerekli midir?

- Ülkemizde 2004 yılında çıkan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 14. Maddesine göre “Pit Bull Terrier, Japanese Tosa gibi tehlike arz eden hayvanları üretmek; sahiplendirmek, ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak; takas etmek, sergilemek ve hediye etmek” yasaklanmıştır. Bu maddede yer alan “gibi” kavramı tehlike arz eden her köpeğe Pit Bull muamelesi yapılmasına neden olabilecek "ucu açık" bir kavramdır.

Söz konusu maddeden hareketle, "Pit Bull ırkı köpekler" tamamen yasaklanıyor diye algılamamak gerekir. Yasa çıkmadan önce halkın elinde bulunan Pit Bull’lar sahiplerince bakılmaya devam edileceklerdir. Bunların toplanması, el konulması söz konusu değildir. Ancak, bu hayvanların kısırlaştırılıp Tarım İl/İlçe Müdürlüklerine kayıt ettirilmeleri gereklidir.

Yine de, bu maddeye rağmen başıboşluk devam etmekte, Pit Bull’lar yanlış insanların elinde üretilip satılmaya ve yurt dışından getirilmeye devam edilmektedir. Çünkü bu kanundan sorumlu Çevre ve Orman Bakanlığı'nda denetimleri yapacak veteriner hekim teşkilatı yoktur. İstisnalar haricinde, veteriner hekim olmayan bakanlık memurlarının yasaklanmış olan Pit Bull Terrier'leri herhangi bir yasak bulunmayan Boxer hatta Danua gibi köpeklerden ayırt etmeleri olanaksızdır.

Bu konuda devreye girmesi gereken Tarım Bakanlığı'ndaki veteriner hekimlerin sayısı da gerekli denetimleri yapmaya asla yetecek düzeyde değildir. Birçok belediyede de veteriner hekim bulunmamaktadır. Bu nedenlerle çıkarılan bu tarz kanunlar havada kalmaya mahkûmdur. Bu maddenin esas amacı, şu an hayatta olan Pit Bull’ların yaşam sürelerini tamamlamalarını beklemek, bu arada yeni nesillerin gelişimini engellemek, yani tüm kaynaklarını kurutarak ülkede tek bir Pit Bull’un bile kalmamasını sağlamaktır.

Bir hayvanın neslini kurutmaya yönelik bu maddenin Hayvanları Koruma Kanunu'nda yer almasının doğruluğu tartışılabilir. Medeni bir ülkeye yakışan, böylesine sevecen olduğu halde bilinçsiz insanların ellerinde tehlikeli olabilen bir köpeği yasaklamak değil, bazı ülkelerin yaptığı gibi onun iyi bir vatandaş olabileceğini kanıtlayacak mizaç testlerini yaparak sosyal ve agresyonsuz olanlara izin vermektir.

Bu testler İ.Ü. Veteriner Fakültesinde ekibimizce uygulanmaktadır. Bakanlık tarafından talep olduğu takdirde, güvenilirliği oldukça yüksek olan bu testler sonucunda köpeklere “gezdirilebilir", "gezdirilemez",

"önlemler alındığı takdirde bakılabilir" ya da "hiçbir suretle bakılamaz” tarzında raporlar verilebilmektedir. Saldırıları önlemenin tek yolu tehlike arz eden köpeklere bu testin zorunlu hale getirilmesidir. Söz konusu maddede, “Pit Bull Terrier, Japanese Tosa gibi tehlike arz eden hayvanlar” denildiğine göre bazı Avrupa ülkeleri tarafından tehlikeli olarak ilan edilen şu köpek ırklarının da yasaklanmaya aday olduğunu söyleyebiliriz:

Alano, Airedale Terrier, Akita İnu, Alaska malamute, Alman Çoban Köpeği, Amerikan Staffordshire Terrier, Belçika Sığır Köpeği, Belçika Çoban Köpeği, Bergamosco, Boxer, Brasilerio, Briard, Bullmastif, Bull Terrier, Cane Corso, Chow Chow, Danua, Dev Schnauzer, Doberman Pincher, Dogue de Bordeaux, Dogo Argentina, Dogo Canario, Fila İspanyol Mastifi, Husky, Majorero, İngiliz Mastif, İsviçre Dağ Köpeği, Kafkas Çoban Köpeği, Komondor, Meramma, Neapolitan Mastif, Pastor Mallorquin, Pator de Beauce, Pirene Dağ Köpeği, Presa Mallorquin, Rottweiler, Samoyed, Siyah Rus Terrieri, Staffordshire Bull Terrier, St.Bernard, Tibet Mastifi ve Vasco.

Hayvanları Koruma Yasası'na göre, saydığımız bu ırklar tehlikeli olarak ilan edilip yasaklanabilir. Bakanlık, yasaya dayandırdığı bu kararıyla insanların ısırılma olaylarını azaltabilir. Kendince haklıdır. Ama bu hayvanlarla beraber yaşamayı öğrenmek daha doğru değil midir? Aslında bu köpekleri yetiştiren insanları testten geçirmek gerekmez mi? Bakanlık, insanları kontrol edemediğinden köpeklere yasak getirmeyi daha kolay bir yol olarak benimseyecek ve bu yola gidecektir ama bunun sonu yoktur.

Köpek ırklarını yasaklamak uygun bir çözüm olamaz. Bir ırkı tamamen yasaklamak akılcı ve ahlaki değildir. Çünkü kesin olarak bildiğimiz bir şey var: Bu hayvanlar bilinçli sahiplerin elinde mükemmel oluyorlar. Bunu bir testle onayladıktan sonra, köpeği yasaklamanın hiçbir gerekçesi kalmıyor.

Yasaklamak yerine bu hayvanların kayıtları sağlıklı bir şekilde tutulmalı, kayıtsız köpek saptandığında ağır yaptırımlar getirilmelidir. Ayrıca bu tür ırkları beslemesine izin verilecek kişilerde aranacak özellikler yönetmeliklerce belirlenmelidir. Yukarıda bahsettiğimiz mizaç testleri bu ırklar için zorunlu hale getirilmeli, sadece onay verilen hayvanlar beslenebilmelidir. Bu konuda Almanya’daki uygulamayı örnek alabiliriz.

Eyaletlere göre bazı değişiklikler olmakla beraber, bu ülkede tehlike arz eden köpekler iki kategoriye ayrılmışlardır: Birinci kategorideki köpekler için mutlaka yetkili olan resmi makamlardan izin alınması gerekmektedir. Bu izin herkese verilmez. Yasaya göre, bu izin için müracaatta bulunan kişinin, bu köpeklere karşı ilgisini haklı çıkaracak bir nedeni olmalı ve köpeği iyi muhafaza edeceğinden emin olunmalıdır.

Bu kategoride bulunan köpek ırkları şunlardır: Amerikan Pit-Bull, Bandog, Amerikan Staffordshire Terrier, Rhodesian Ridgeback, Staffordshire Bullterrier, Tosa-Inu... İkinci kategorideki köpekler için de izin alınması gerekir. Ancak, üniversite gibi yetkili bir kurum tarafından yapılan mizaç testini geçtiğine dair belge alındığı takdirde ikinci bir izne gerek kalmaz.

Bu kategoride 11 köpek ırkı vardır: Alano, American Bulldog, Bullmastiff, Bullterrier, Cane Corso, Dogo Argentino, Dogue de Bordeaux, Fila Brasileiro Mastiff, Mastin Espanol, Mastino Napoletano, Perro de Presa Canario (Dogo Canario), Perro de Presa Mallorquin, Rottweiler

HAYVAN KORUMACILARIN ALMASI GEREKEN TUTUM

» Pit Bull’lar "yasaklanmalı mı", "yok mu" edilmeli? Hayvan koruma açısından nasıl değerlendirirsiniz?

- Hayvan korumacılar, “bu hayvanlar gelişmiş ülkelerde bile yok ediliyor o halde bizde de yok edilmelidir” diyen bir görüşe kesinlikle itibar etmemelidirler. Gelişmiş denilen bu ülkelerde bildiğiniz gibi sokakta bile köpek görmeye asla tahammül edilmez ve her yıl, her ırktan milyonlarca köpek sudan bahanelerle öldürülür. Pit Bull gibi zor hayvanların oralarda yaşama imkânı hiç olamaz.

Pit Bull’un bu kötü şöhreti kazanmasına sebep olan onu kötü amaçlı kullanan "insan Türü”dür. Bence, en fazla haksızlığa uğramış köpek ırkı olan Pit Bull’lara hayvan dostları sahip çıkmalı, onu yasaklanmasını desteklemek yerine, sakin ve zararsız oldukları belgelenebilen Pit Bull’ların da yaşam hakkı olduğunu savunmalıdır. Şüphesiz, yanlış insanların sadece Pit Bull değil, herhangi bir köpeğe bile bakmasına seyirci kalınmamalıdır.

Sonuç olarak, bu güzel köpeğin bizlerle beraber mutlu bir şekilde yaşaması için, yapılacak şey, doğru ellerde, sakin mizaçlı olanların üretimde kullanılmasıyla, dövüşçü değil, barışçı Pit Bull nesillerinin elde edilmesidir. Bu da, köpeğin neslini yok etmekle değil, köpeğe bakan kişilere yukarda söz ettiğimiz sınırlamaları getirmekle başarılabilir.

Prof. Dr. Tamer Dodurka
İç Hastalıkları ve Hayvan Psikolojisi uzmanı, İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi

KAYNAK : ("Dünya Yalnız Bizim Değil" (DYBD) sayfası, BirGün gazetesi, 15 ve 22 Eylül 2007 )


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder