28 Aralık 2010 Salı

BDP İLE YARATILAN ÇEKİŞME BÜYÜK BİR TEZGAHTIR.




THİNK THANK LERDE PİŞİRİLEN YENİ BAZI TEZGÂHLAR UYGULAMAYA GEÇİRİLİYOR

NATO füzeleri konusu birden bire gündemden düştü çünkü Seçimlere kadar uygulayacakları halkla ilişkiler faaliyetinde bu tarz gerginlik istemiyorlar. Siyasi ERK’İ elinde tutanlar, Yalan yolu takımı ve ittifakları, Medyada ve çeşitli mecralarda çok sinsi ve bazı çarpıtmalara dayalı faaliyet yürütüyorlar.

Bu faaliyet kapsamında, İnternette ve Facebook ta bazı ürettikleri videolarla taraf belli etmeden vatansever havaya bürünüp bazı dedikodular yayıyorlar. Çeşitli karıştırıcıların, geyik faaliyetini körükleme, çeşitli engelleme, bazı kişileri gözden düşürme ve birbirine düşürme çalışması yaptıkları da kesin.

Bu yönde bol laf salatası ile suya sabuna dokunmadan, can alıcı konulara girmeden, ABD ve Emperyalistlere hiç dokunmadan üstü örtülü ahkâm kesip, kendilerini vatansever belletmeye yönelik bazı videolar üretiyorlar ve yayıyorlar.

Bu videolar, karambol yaratarak, ABD seyahatlerini ve Emperyalist yandaşları olduklarını gözden kaçırıp, kendilerini Antiemperyalist vatanseverler gibi halka yutturmaya yönelik imal edilmektedir.

ABD ye ve çeşitli Emperyalist ülkelerle sıkı fıkı ilişkiler içinde olan ve oralara sık seyahat edip, ABD de kucaklanıp Batılı zatların açıklamaları ile desteklenen işbirlikçilerin bunu bize nasıl yutturacağı merak konusudur.

Bu İşbirlikçiler, hedeflerine yönelik olarak, kendilerinin, vatansever, büyük projeleri olan, Antiemperyalist, dini bütün, Atatürkçü, Üniter devlet yanlısı, halkçı, Demokrasi, adalet ve özgürlük yanlısı kişiler olduklarına halkı inandırmaya çalışıyorlar.

Bu Dünya çapındaki sahtekârlar çetesi, büyük düşünen, Dünyada itibarı olan adil adamlar oldukları kanaatini yaratmaya çalışıyor. Seçime yönelik olarak, halkı bu yönde uyutacak çok kapsamlı bir halkla ilişkiler ve enformasyon çalışması uyguluyorlar.

Tabii bu faaliyet her zamanki gibi bu bölgede çıkarları olan Emperyalistlerin Dünya çapındaki desteği ile yürütülüyor. Bu işbirlikçiler, Think Thank lerde pişirilen yeni bazı tezgâhları uygulamaya geçiriyor ve çok sinsi bir şekilde halkı uyutma faaliyeti yürütüyor haberiniz olsun.

Wikileaks dümeni diğer işlevleri bir yana, bunlar hakkında olumlu kanaat yerleştirme işinde de destek işlevi görüyor. Mavi Marmara ile İsrail e sert çıkış yapıyor tavrı sahte Antiemperyalist hava yaratılmasına yöneliktir.

Ayrıca bu konuyu fazla karıştırıp Türkiye ye mal ediyorlar ve uluslararası bir konu haline getirip İsrail’e posta atıyoruz havası da yaratılıyor. Bu iyi bir iç politika ve seçim malzemesi olduğu gibi, bu durum ileriye dönük olarak ABD ye, Terör odakları ile bağı olan Türkiye imajı yaratma imkânı da verebilecek bir mahiyet kazanıyor.

BDP ile yaratılan çekişme ve bazı BDP’lilerle gerçekleşen söz polemikleri ise bu Antiemperyalist ve vatansever görünüm yaratma ve PKK ya karşı görünme işinin bir parçasıdır, bu tezgâhları yutmayınız.

Referandumdaki BDP tavrını ve PKK ile işbirliklerini nasıl gizlediklerini ve karşı tarafa yıktıklarını hatırlayınız. Uyanık olunması ve bu sahtekârlıkların deşifre edilmesi şarttır.

Yurtsever Yurttaş

27 Aralık 2010 Pazartesi

BU GÜNLERDE ŞU MAVİ MARMARA GEMİSİ FAZLA ÖNE ÇIKARILIYOR.


Yurttaşlar bu günlerde şu Mavi Marmara Gemisi fazla öne çıkarılıyor. Bu gemi ve kapsamında olduğu girişimi Türkiye’ye mal etme konusunda yoğun bir enformasyon var. Biz Gazze Filistin ya da onların gık diyemediği ABD’nin birçok bölgedeki Emperyalist saldırı ve yağmalarına onlardan daha çok karşı çıkıyoruz.

Yani tepki koymak için bu gibi ne i düğü belli olmayan örgütlerin içine girmeye ihtiyacımız yoktur. Bu girişim biz Türkler tarafından sahiplenilmemelidir, çünkü bu iş İHH denilen ve içimizdeki ABD işbirlikçileri ile ve daha bilemediğimiz nice ilişkiler içindeki bir örgütün tezgâhladığı bir organizasyondur.

Bu İHH’nın adı, Milli görüşle birlikte Bosna hersek için toplanan yardım paralarının iç edilmesi konusunda gündeme gelmişti. O günlerden bu güne herhalde çok büyük finanslara ulaştılar ki bu gibi organizasyonları tertipleyecek gücü bulabiliyorlar.

Finans güçlerinin kaynağı bile meçhuldür bunların. Mavi Marmara gemisi ise KOMOR adaları bandıralıdır, bu işi bize mal etmek ve Türkiye’yi uluslar arası düzeyde bu işte sorumlu hala getirme çabaları çok dikkat çekicidir.

Bilindiği gibi, bir yandan bu organizasyon Türkiye’ye mal edilirken, bir yandan da bu konu AKAPE'nin başının reklamına yaramaktadır. Fakat en tehlikeli yanı bu işi bu gün destekliyor geçinen Batı Emperyalistlerinin ilerde bunu nasıl kullanacağıdır.

Bu girişim Türkiye’ye mal edildiği takdirde, Emperyalistlerin bu konuyu Terörizm sahtekârlıklarına katarak, temcit pilavı Ermeni konusu gibi ilerde bize karşı kullanmaları mümkündür. Türk Milleti her yönden gelecek her türlü saldırı ve sahtekârlıklara karşı çok uyanık olmak zorundadır.

Bu konuyu fazla karıştırıp Türkiye ye mal ediyorlar ve uluslararası bir konu haline getirip İsrail’e posta atıyoruz havası da yaratılıyor. Bu iyi bir iç politika ve seçim malzemesi olduğu gibi, bu durum ileriye dönük olarak ABD ye, Terör odakları ile bağı olan Türkiye imajı yaratma imkânı da verebilecek bir mahiyet kazanıyor. Bu sahtekârlar yine Uluslararası dümenler tezgâhlıyor benden söylemesi.

İHH başkanına herkes bir baksın ve bana Milliyetini söylesin birisi, Adam Hamas üyesi gibi. Bu Gemi eskiden Türk gemisiymiş açık denize çıkma izni yokmuş ve satın alınıp COMOR bandırası almış. Şimdi bu Gemi niye Türk gemisi diye dayatılıyor?

En üst düzeyde nasıl kabulleniyor bunu Türkiyeyi yöneten yöneticiler? Bu nasıl bir iştir. En azından Muhalefet acilen reddetmelidir bu gemiyi ve organizasyonu, bu bir Think Thank tezgâhıdır haberiniz olsun.

Bu Gazze konusu da bütün açıklığı ile ortaya konmalıdır. Bu Filistin Gazze dramının, yani genel olarak Doğu Akdeniz’in işgali konusunun, bizim işbirlikçilerin yakın ilişkiler içinde bin takla attıkları ABD ile İsrail’in ortaklaşa Stratejileri olduğu ve bu vahşeti birlikte yaptıkları açıkça ortaya konmalıdır.

Bu İHH organizasyon ekibi İsrail’e bu kadar laf ederken niye ABD ye tek laf etmiyor? Bu garip gelmiyor mu size?

Yurtsever Yurttaş

19 Aralık 2010 Pazar

SON ZAMANLARDA ŞU MAVİ MARMARA GEMİSİ FAZLA ÖNE ÇIKARILIYOR.



Yurttaşlar bu günlerde şu Mavi Marmara Gemisi fazla öne çıkarılıyor. Bu gemi ve kapsamında olduğu girişimi Türkiye’ye mal etme konusunda yoğun bir enformasyon var. Biz Gazze Filistin ya da onların gık diyemediği ABD’nin birçok bölgedeki Emperyalist saldırı ve yağmalarına onlardan daha çok karşı çıkıyoruz.

Yani tepki koymak için bu gibi ne i düğü belli olmayan örgütlerin içine girmeye ihtiyacımız yoktur. Bu girişim biz Türkler tarafından sahiplenilmemelidir, çünkü bu iş İHH denilen ve içimizdeki ABD işbirlikçileri ile ve daha bilemediğimiz nice ilişkiler içindeki bir örgütün tezgâhladığı bir organizasyondur.

Bu İHH’nın adı, Milli görüşle birlikte Bosna hersek için toplanan yardım paralarının iç edilmesi konusunda gündeme gelmişti. O günlerden bu güne herhalde çok büyük finanslara ulaştılar ki bu gibi organizasyonları tertipleyecek gücü bulabiliyorlar.

Finans güçlerinin kaynağı bile meçhuldür bunların. Mavi Marmara gemisi ise KOMOR adaları bandıralıdır, bu işi bize mal etmek ve Türkiye’yi uluslar arası düzeyde bu işte sorumlu hala getirme çabaları çok dikkat çekicidir.

Bilindiği gibi, bir yandan bu organizasyon Türkiye’ye mal edilirken, bir yandan da bu konu AKAPE'nin başının reklamına yaramaktadır. Fakat en tehlikeli yanı bu işi bu gün destekliyor geçinen Batı Emperyalistlerinin ilerde bunu nasıl kullanacağıdır.

Bu girişim Türkiye’ye mal edildiği takdirde, Emperyalistlerin bu konuyu Terörizm sahtekârlıklarına katarak, temcit pilavı Ermeni konusu gibi ilerde bize karşı kullanmaları mümkündür. Türk Milleti her yönden gelecek her türlü saldırı ve sahtekârlıklara karşı çok uyanık olmak zorundadır.

Yurtsever Yurttaş





.

11 Aralık 2010 Cumartesi

LAFIN KISASI




Emperyalistlerin İşbirlikçileri, kendi kurgulanmış gazete ve Medya haberlerine dayanarak Ordunun kolunu kanadını budayıp savunma gücünü zayıflatmaya çalışıyorlar. ABD desteği ile JÖH ve Deniz Kuvvetlerinin Kozmik bilgilerine de daldılar ve sanki bir çeteye operasyon yapılıyor...

ABD onayı ile gizli gizli geliştirilen Kürdistan konusu da açık edilmeye başlandı. Uzun süredir bu konuda yapılan çalışmalar ortada. Birileri, kardeşimiz, yurttaşımız, hısımımız, komşumuz Kürtlere kendilerini çeşitli yöntemlerle önder olarak kabul ettirmeye ve ayaklandırmaya çalışıyorlar.

Yurttaşımız, kardeşimiz, Hısımımız, Komşumuz Kürtleri kışkırtan bu devşirmeler, Emperyalistler tarafından, İsveç Fransız, İngiliz enstitülerinde yıllarca yetiştirilip devşirildiler ve dedelerinden beri kullanıldılar. Bunlar ABD desteğiyle Kuzey Irak ta palazlanan ve tarihte sicili belli olan Aşiretlerinde desteği ile bizim kardeşimiz, komşumuz, hısımımız, arkadaşımız olmuş Kürt kardeşlerimizi de Emperyalistleri hedeflerine yönelik kışkırtıyorlar.

Bu yolla bu bölgeyi parçalamak ve Emperyalistlerin hedeflerine yol döşemek üzere görev yapıyorlar. İçimizdeki çıkarcı hainlerde ABD dibinde ve hizmetinde, bu sahtekâr zihniyete hukuku kullanarak yatakçılık yapıyor kah gizli gizli kah alenen. Yasama resmen ABD'nin bölgedeki Bop hedeflerine yönelik üretim yapıyor.

ABD bu sıralarda Bop projesi doğrultusunda atakları hızlandırıyor, en önemli hedefi Türk Ordusunun Komutanları, emir komuta zinciri ve kozmik bilgiler. İkincil konu sınırlar ve bölge kontrolü, askeri güç ve silah mühimmat yerleştirme.

İşbirlikçiler yolu açıyor, NATO ve BM bu iş için hazırlanıyor. Bu bölgede çıkacak bir ihtilaf sınır ihtilaflarını da gündeme ve Uluslararası Mahkemelere taşır, bu konu ihmal edilmemelidir.

ABD, BDP’ ye ve KCK ya Kürdistan çıkışlarını başlattı ve ivmelendirme gayretleri açıkça görülüyor. Kardeşlik barış naraları ile başlatılan HABUR girişi ve Avrupa'dan gelmesi için çağrı çıkarılan PKK’lıların da bu işler için kullanılması planlanıyordu.

Bu konuda ortaya çıkan rezalet ve tepkiler sonucu bu işi beceremediler ve bu elemanlar da büyük çaplı gelemedi ama gizlice yurda giriş yaptıklarından emin olunuz. Bu sıralarda da Said'i Kürd'i kanalı ile Kürtlere de bağlı olan Fethullah PKK ilişkisi en sonunda açık edildi.

APO Sol da oldukları palavrasından vaz geçiyor ve Fethullah ittifakını açıkça gündeme sokuyor. Doğuda didiştikleri Fethullahçılar ile yakınlaşma öneren APO, gençleri dağlara çıkarmak için kullandıkları Marksist söylemde samimi olmadığını onaylamış oldu.

Bu işten bir tek Che Guavara adı karlı çıkacak çünkü ABD ye hizmet eden bir örgütün elinde propaganda vasıtası olmaktan kurtulacak böylece. Kürt gençleri senelerce CHE’nin şanlı mücadelesi ile ateşlendirilip çıkarıldı dağa. Bu değişim projesine nasıl bir yorum gelecek bilmem ama İntihar komandosu bulmalarının daha kolaylaşacağı kesindir.

Bu iş olmak zorunda çünkü ABD istiyor ve emrediyor, hedefinde bulunan doğuda bu aşamada böyle bir mücadele işine gelmez. İki tarafta emrinde ilk adımda sorun çıkacağını sanmam, sonrasında çıkacak sürtüşme ve çatışmalar ABD'nin işine bile gelir.

NATO kapıda bu iş vahim herkes şapkasını önüne koyup düşünsün yolun sonundayız. Vatana ihanet doruk noktasındadır ve en önemli konu budur. Ordu mensuplarına, Aydınlara ve Prof. lara yapılanlar sadece bunun parçalarıdır.

Ordu mensuplarının terfileri yakılarak Ordu içine sızmış Fethullahçı çetenin mensuplarının terfileri sağlanmaya ve bu yolla Orduda emir komuta ele geçirilmeye çalışılıyor bu da İslamcı falan takımının değil direk olarak ABD'nin işidir.

Kamu güvenliği Müsteşarlığı ABD’nin işbirlikçileri ile yapılandırdığı komuta merkezidir ve özel ordu buraya bağlı kuruluyor, Silah ruhsat ve Emniyete ağır silah alımları için hazırlanan kanun bu orduyu teçhiz etmeye yöneliktir.

Emniyette yeni nesil denilen bir yapılanma var ve özel kuvvetlerde bu yapılanma etkin. 17.000 personel alımı yapılacağını ilan ettiler. Askerlikten muaf tutulma isteği de buraya alınacak personeli TSK denetiminden uzak tutmak içindir.

Kısacası ABD ipleri geriyor, amacı hedefi belli, vatan hainleri ulvi görev üstlenmiş bir pozda bölge barışını kökten sarsacak bir stratejiye hizmet etmek zorunda. Wikileaks belge açıklamaları ile kuyruklarını ABD’nin tuttuğunu iyice anladılar.

Yurtsever Yurttaş

9 Aralık 2010 Perşembe

CIA VS. TEŞKİLATLAR NEDEN SEVİLMEZ?



Bu CIA vs. teşkilatlardan falan neden korkulur? Biz de AB ve ABD'nin savunduklarını iddia ettikleri Özgürlükleri ve Demokrasiyi savunuyoruz ve Dünya yüzünde dönen sahtekârlıklara karşı çıkıyoruz.

Yani görünüşe göre aynı değerleri savunuyoruz gibi bir durum var ve aslında bu durumda bunların bize Düşman olması değil madalya vermesi gerekiyor.

Ayrıca iyilik için çalışıyorsa bunlar, bunlardan kimsenin korkmaması, nefret etmemesi ve Dünyada barışın hakim olması gerekiyor... Hal buyken Dünyada bu teşkilatlardan ve bunları yöneten Devletlerden korkuluyor, nefret had safhada, bilhassa bunlardan ha bire mıncıkladıkları geri kalmış bölgelerde çok kişi nefret ediyor, peki neden?

Çünkü bunlar Emperyalist zihniyete sahip, buna bağlı olarak ta iddia ettikleri gibi İnsan Haklarına değer veren, doğru, dürüst ve Özgürlük yanlısı bir zihniyete sahip değiller. Bu Emperyalistler ve işbirlikçileri, bu kavramları sadece çıkarlarını yürütmek ve fakir halkların mallarını yağmalamak için kullanıyorlar... Kökleri Tarihten gelir ve sanayi devrimi bile bunlara çalışmıştır. Kölecilikten bu güne zihniyetleri hiç değişmemiş ve bu gün küreselleşmeye çalışmaktadırlar.
Bakınız Emperyalizm: http://tr.wikipedia.org/wiki/Emperyalizm

Bu zihniyete sahip Dünya gücünü oluşturan zihniyetler ve bunlara çalışan bölgesel işbirlikçileri iyi niyetli değil, bunların tüm yapısı yalan dolan üstüne kurulu. Her işleri yalan üzerine kurulu, işleri güçleri sahtekarlık ve kitleleri uyutarak işlerini yürütmek için gizli çalışmak zorundalar. Özgürlük yanlılarını da Terörist olmakla suçluyor her hangi bir düzmece suç yapıştırıp ya tuzağa düşürüyor, özgürlüğünü elinden alıyorlar, ya da öldürüyorlar. 

Çaktırmadan öldürme konusunda da türlü çalışmaları ve teknikleri var. Biyolojik savaş denilen ve aslında İnsanlık suçu ve düşmanlığı sayılacak yöntemleri de cabası. Hal böyle olduğu halde bu konularda hala Bilimsel araştırma yapar havalarda kitleleri yok edecek hastalıklar keşfetmek yada mevcut hastalıkları daha hızlı yayılmasını sağlamak için özel laboratuvarlarda son hızla çalışmaktadırlar.

Yapılan sahtekarlıklara sebep o Devletin çıkarları, Demokrasiyi savunuyor görünüyor ama çıkarlarının önemli olduğunu ve bu yönde Atom bombası bile atıp kitleleri çoluk çocuk yok edebileceklerini açıkça söylüyorlar. Bu konuda son derecede de pervasızlar, iki yüzlü tavrı herkes bilmesine rağmen kimse ses çıkarmıyor ve bu tiyatroya ortak oluyor.

Bu zihniyet ilk adımda hedef bölgelerindeki Aydınları ve dürüst önderleri tasfiye edip halkı uyutuyor sonra da işbirlikçileri vasıtası ile o hedef bölgeyi enine boyuna sömürüyorlar. Para ve güç sayesinde üst düzey bir görüntü sergileyen bu düzenbazların çıkarları için yapmayacakları kötülük yok. Dünyanın her bölgesinde çıkarlarını önde tutan kişilerle bağları var ve bunlarla işbirliği halindeler.

Bunların kötülüklerinin sınır yok, Bebeklere bile acımıyorlar ve sonrada iyi kalpli insanlık numunesi insanlarmış gibi bir hava takınıp, biz gibi insanlık değerlerine ve çevresel güzelliklere bağlı, saygılı idealist insanlara çamur atıp kötü muamelesi yapmaya çalışıyorlar... Sahip oldukları insani değerleri ve varlıklarını korumak isteyip karşı koyanları da işbirlikçileri vasıtası ile haydut yerine koyup türlü iftira ile yok etmeye çalışıyorlar.

İnsanları aldatmak kazıklamak, gütmek ve varlıklarını yağmalamak için türlü yöntem geliştiriliyor ve bunlar için Kitaplar yazılıyor Filmler çeviriliyor. Nesillere bu sahtekarlıklar bilimsel çalışma gibi algılatılıyor. Filmlerde ajanlar çok mühim işler yapan kahramanlar olarak sunuluyor, aslında ajan sadece araç anlamına gelir. Kim kullanırsa onun aracı, beyin hastalıklı ise ajan kötüdür.

Bu zihniyetin yorum kabiliyeti de ortadadır, hatta bu konuda şu malum Think Thankler ile resmen kurumlaşmış ve Sahtekârlıkta çok ileri bir seviyeye çıkmış durumdadırlar. Bu arada uzun süredir izliyoruz, Samanyolu ve AKAPE laf ebeleri ile de tarzları ve çıkarları çok uyuşunca işbirlikleri mükemmel bir uyumluluk sağladı.

Gizli hareket etmekle beraber tarzları ortadadır aslında, uydur kaydır nereye giderse, yalan dolan gerekçesiz tutuklamalar, işi kitabına uydurmalar malum. Dindar görünmekle birlikte Din bunların kullandıkları bir yöntem sadece. Yalan, iftira, Gıybet, Adam kayırma, İrtikâp, Rüşvet dâhil her yol var, sadece faaliyetlerini izlemek yeter bunları fark etmek için. Bunları Allaha nasıl açıklayacakları ayrı bir merak konusudur.

Yapılanlar ortadadır, hileli seçimlerle yetkiyi zapt etmeler, çıkarına göre kanun çıkarmalar, kendilerine bağlı kurumlar oluşturmalar, gerekçesiz iddianameleri içinden çıkılmaz hale sokup planlarına engel teşkil eden insanları delilsiz suçlayıp senelerce içeri kapatmalar. Bunu da yani göz altı süresini10 sene ye kadar mümkün kılmak için yasa çıkarıp kitabına uydurma teşebbüsleri. Bu iş öyle bir hal aldıki neredeyse gerekçesiz müebbet yatıracaklar herkesi.

Bu iş giderek Stalin gibi, pisliklerini fark edip ifşa edenleri Paranoyak, Şizofreni vs. olarak niteleyip Akıl hastanesine kapatmaya kadar gider benden söylemesi. Bunun adı Faşizmdir, ya da Stalinin yarattığı Despot bürokratik sistem ve özgürlükler bu yapı içinde kesinlikle barınamaz..

Bunların ikiside aynı kapıya çıkar ve bunun adına Demokrasi denilmez denilirse sahtekarlık olur İnsan hakları bu düzende bulunmaz açıkçası. Yaşadığımız süreçte en ibret verici durum da, medeniyet timsali gibi bize hava atan Batının bu gidişata alkış tutup, bizzat bu sahtekarca işleri planlıyor ve çalışıyor olmasıdır..

Yurtsever Yurttaş

7 Aralık 2010 Salı

BU TAKIM ABD DESTEĞİ İLE FAŞİST YÜZLERİNİ İYİCE GÖSTERECEK!


07 12 2010 - 12,00 - 01,00 suları one minute kahramanı televizyonlarda bin dereden su getiriyor ve Emperyalistlerle işbirliği yapıp batırdığı ülkeyi nasıl kalkındırdığını anlatıp yolsuzlukları halı altına süpürüyor.

Bu konuşma da, YÖK'ü protesto eden ve Polisten sopa yiyen gençleri Terörist göstermek ve malum ABD tezgâhlarını alevlendirmek için bazı hamlelerin yolunu döşüyor gibi bir tavır dikkat çekiyor. Zor kullanarak muhalefeti bastırma çabasına girmeyi planladıkları açıkça seziliyor. Gidişata ve söylemlere bakılırsa bu takım iyice Faşist yüzlerini gösterecek haberiniz olsun.

Bu işler karışık, ABD ye atağa kalkmak için hep bir bahane lazım. Buna bağlı olarak, NATO toplantılarında yapılan çeşitli planlar doğrultusunda Wikileaks patlaması yaratılarak atağa kalkıldı. Bu stratejide terörle mücadele konusunu çok öne çıkarmaları, NATO'yu ve külliyatını kullanarak muhaliflere karşı bu kozu kullanacaklarını ve önlerine çıkana Terörist yaftası yapıştıracaklarını gösteriyor.

Yani önümüzdeki süreçte, Wikileaks ı kullanarak kanaatleri düzenleyecekleri, NATO, BM ve AGSP yi kullanarak Muhalefete karşı üstünlük kurmaya çalışacakları hissedilmektedir. NATO ve Wikileaks ı takiben bizdeki işbirlikçilerin Tür ki cumhuriyetlere seyahatleri sıklaştırması da hayra alamet değildir.

Orta Asya içine seyahatler ve Emperyalistlerin destekledikleri Osmanlı hedeflerine yönelik göndermeler hareket stratejinin alt yapısı oluşturuluyor. Seçimlere yönelik göz boyamalar ve türlü tezgâh gündemde.

Belli ki, Seçimlerden sonra NATO ve külliyatı belli düzenlemelerden sonra buraya çökecek ve harekât başlayacak. Wikileaks belgeleri ile Emperyalistler her işiniz belgeli ayağınızı denk alın mesajını verdi ve vatan hainlerinin elini kolunu bağladılar. İşbirlikçiler kımıldayamaz durumda ve hizmete mecburlar.

Birisi İngiliz desteğinde hidayete ererken diğeri ABD ye yatırım yapmanın diyetini ödüyor. ABD ye olan hırsını CHP ye çatarak hafifletip durumu kurtarmaya çalışıyor. İlk hedef hileli Seçimler ve bu gazla seçime yönelik atağa kalktılar bile.

Herkes bilerek hareket etsin bu Terörist yerine koyma kozunu kullanmalarına fırsat verecek hatalar yapılmasın. Demokratik hakların savunulduğunun belli olması ve faşist yaklaşımın kimlerden geldiğinin kamuoyu tarafından açıkça görülmesi büyük önem taşımaktadır.

Her ne protesto yapılacaksa bu sahtekârların hamlelerinin önceden görülmesi şarttır.

Yurtsever Yurttaş