28 Nisan 2010 Çarşamba

EMPERYALİSTLERİN HEDEFİ BİZİM DOĞUYU'DA KAPSAYAN ENERJİ BÖLGELERİDİR!

ABD ve otlakçısı Emperyalistler, enerji güvenliği diye kendilerini yırtıyorlar. Güvenliğini düşündükleri bu enerji bölgesi, (Petrol bölgesi) <tıklayınız Hazar’ın çevresi, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dadır. Hazarın Batısı ise bizim Doğu Anadoludur.

Dolayısı ile bizim Doğu Anadolu’nun Kürdistan vs. numaralarla bizden koparılmak istendiği kesindir. Emperyalistlerin, bu enerji güvenliği konusunu bahane ederek buralara çökmek istedikleri gün gibi ortadadır.

Ayrıca bu gerçek, sadece bu gün sergilenen olayların değil, Tarihsel bir sürecin açıkça sergilediği bir gerçektir. Bu amaca yönelik olarak bizim doğu sınırlarımızı şaibeli hale getirip konuyu Uluslar arası Mahkemelere taşımaya hazırlanıyorlar.

Bizde son olarak çıkarılmaya çalıştıkları ama o sıradaki Cumhur başkanı Sayın, Ahmet Necdet Sezer'in engellediği Petrol kanunu,
<tıklayınız bunların Vatana ihanet derecesinde gerçekleştirdiği Emperyalist uşaklığının ispatı niteliğindedir...

Mayınlı araziler, Doğudaki sınırların kurulacak Kamu Güvenliği Müsteşarlığına bağlı bir özel kuvvetlere devri de dikkat çekicidir. Sınırları giderek kaldırma çabaları da söz konusudur. Ani bir çağrı ile Natoyu bölgeye getirmek ve sözde NATO üsleri vasıtası ile çeşitli bölgelere yerleşip asker konuçlandırmak falan filan çalışmaları da ortadadır.

ABD, meşhur Soros Demokrasi vakfı vs. Think Thank larda tezgahlanan tezgahları uygulamaya koyup, Ukrayna, Gürcistan vs. de Turuncu veya Gül devrimleri gibi bizde de Ortak akıl dedikleri bir sanal demokrat devrim tetiklemeye çalışmıştır. Bunun için Prensilvanya’da besledikleri ve korudukları nurlu kişiler ve destekledikleri çevreler vasıtası ile 4-5 atak denediler.

Suçsuz antiemperyalistleri,
bahane yaratıp, bazı suçlularla paçal ederek sarmalayıp etkisiz kıldılar, ama yarattıkları korku yeterli olmayınca ve sivil itaat sağlanamayınca istedikleri ivmeyi yaratamadılar. Anladılar ki sivil itaat kesin gerekir, işte hedeflerine varmak için yapmak istedikleri şeylerden biri budur. İşbirlikçiler faşist bir rejim yaratabilir ve sivil itaat sağlanabilirse Emperyalistlerin önünde hiçbir engel kalmayacaktır.

Uzun süredir yaratmaya çalıştıkları bu korku imparatorluğu, Anayasa değişikliği vs. meselelerin hepsi bu sivil itaati sağlamaya ve Emperyalistlerin önünü açmaya yöneliktir. ABD ve AB seyahatleri falan ortadadır, bu konuda başı çeken ABD’dir diğer Emperyalistler bölge halklarının sefaleti ve katli pahasına alçakça ganimet peşindedir.

Merkel’in Türkiye seyahati de bazı Ekonomik ve siyasi taleplere yönelik baskılar yanında buna yöneliktir. çünkü Almanya ABD ve otlakçısı emperyalistler tarafından dışlanmaktadır, Merkel Deniz Feneri ni de kullanarak AKAPE'yi baskı altına alarak çıkarlarını sağlama almaya çalışıyor gibi bir hava var. Bu da çok önemli bir ayrıntıdır ve yeri gelmişken Deniz feneri Davasına çok tutunanlara duyurulur.

Bu referandum da bu tezgahların bir parçasıdır ve niyetleri kötüdür. Evet çıkarsa önlerinde engel teşkil eden Yüksek yargıyı tasfiye edip kendilerine bağlayıp, bir çok Yurtseveri de Ergenekon vs. bir kapsama sokup, bilmem kaçıncı tutuklama dalgaları ile bütün muhalefeti ezmeyi düşünüyorlar.

Bu aşamadan sonra, Emperyalistlerin önünde hiçbir engel kalmayacaktır
, bu aşamada sivil itaati zorbalıkla kurmak artık çok kolay olacaktır. Bilinmesi gerekir ki, işbirlikçilerin açmaya çalıştıkları yol, Emperyalistlerin Hazar Enerjisine (Petrolüne)<tıklayınız ulaşacağı ve bizim Doğuyu da kapsayan yoldur, benden söylemesi...

Saygılarımla


Yurtsever Yurttaş

18 Nisan 2010 Pazar

YEŞİL KART, JOHN LENNON VE FETHULLAHIN AMERİKAN RÜYASI!


JOHN LENNON – IMAGINE Bu şarkıyı dinleyiniz, bu parça sadece bir şarkı değil, bu şarkıda John Lennon ve Yoko Ono’nun uğruna çok şey feda ettiği, dahası John Lennon un hayatına mal olan idealizm ve umutları yatıyor.

Bütün bu güzel duyguları paylaştığımız John Lennon u öldürten yağmacı ve kötü kalpli Emperyalistler, bilindiği gibi Dünyadaki bütün güzelliklere karşı yıkıcı bir tavır izlemektedirler.

Ona sevgisi ve aklı ile destek veren Yoko Ono’yu ve John Lennon’u saygı ve sevgi ile onu öldürten ve Dünyaya pislik yayan şerefsizleri ise lanetle anıyoruz. John Lennon’u öldürten sahtekârlar daha sonra yönlendirebildikleri bazı müzisyenlerle, onun barış girişimlerinin sahtelerini yaratıp kullandıklarını da ekleyelim. Bu şaşalı sanal barış ve yardım gösterişleriyle halen devam etmektedir.

Bilmeyenlere anlatalım John Lennon ve Yoko Ono ABD'ye yerleşip oradaki özgürlük hareketlerine katıldı. Bu yönde Malum zihniyetle sürtüşen çift sınır dışı edildi ama Dünya çapında sevilen ünlü bir müzisyen olma sebebi ile elindeki güç çok fazlaydı ve Dünyaya sevgi ve barış çağrılarını sürdürdüler ve bir gün kitabına uydurularak öldürüldü.

Bilindiği gibi, bir sürü önemli Devrimci sivri örnek olmakla beraber, bu iyi niyetli müzisyen John Lennon örneği farklı bir açıdan örnekliyor konuyu. Diğerlerine yakıştırdıkları şeyleri ve attıkları çamurları Lennon gibi bir karaktere uyduramazlar, çünkü militan olmayan ve Dünyanın tanıdığı, saf, temiz ruhlu bir müzisyendi o sadece, karakteri tartışılamaz. Bu genç adamın da en büyük şanssızlığı, Dünyadaki birçok örnekte olduğu gibi bu zihniyetin Dünya çapında ki üçkâğıtların farkına varmasıydı.


İşte böyle, bu zihniyetin işine taş koyarsan, bir anda bunların terörist ya da çıbanbaşı kapsamına soktuğu tarafta yer alırsın. Savaş karşıtı iyi niyetli bir müzisyen, temiz yürekli John Lennon bile olsan kurtuluş yok. İşte bu yüzden ABD’den kapı dışarı edilip, arkasından dünyaya veda edenlerdendir John Lennon.

Lennon Hıristiyan’dı, ama Fethullah Gülenin ABD de elde ettiği referansları, oturma ve çalışma izinlerini bu kadar kolay alamadı. Çünkü o beklenmedik bir taraftan çıkıyor ve insan haklarına aykırı hareketlere karşı duruyordu. O da Emperyalizmin Dünyadaki insan haklarına aykırı faaliyetlerine Muhalifti ve onların çıkarlarına ters açıda duruyordu. Elinde sadece müziği, barışçı tavrı ve Müzik endüstrisi desteği ile kitleler üzerindeki yarattığı etkinin büyük gücü vardı.

Lennon ABD'de de bu yönde çevre edinmişti, bu yüzden bu yöndeki insani çıkışları sakıncalı gören çevrelerce tehlikeli idi ve yine bu yüzden de John Lennon un bu referansları alması mümkün değildi.

Hal böyleyken, Sayın, Fethullah Gülenin Referanslarına bir bakın hele, içinde 11 Eylül sonrası ABD’nin, CIA’ sı da var, FBI ı da Papazı da, sıksalar vs. vs. uzar gider bu liste…

Fethullah gülen için Mahkemeye sunulan referans mektuplarını verenler arasında bakın kimler var;
CIA’nin Analiz ve Prodüksiyon Direktörlüğü’nden emekli olan George Fidas, CIA Ulusal İstihbarat Konseyi eski başkan yardımcısı Graham Fuller, ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz, New York’taki Rum Ortodoks Başpiskoposluğu rahibi Alexander Karloutsos.

Bu arada bu referans listesinde eski Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Yıldırım Akbulut da yer alıyormuş. Bu isimleri ve daha fazlasını İnternetten inceleyiniz, eğer gündemi takip eden biri iseniz, ulaşacağınız nokta pek sürpriz olmayacaktır size.

Gülenin ABD de yerleşik olabilmek için başvurduğu vizeler şunlarmış:
I–140- Olağanüstü yetenekleri olan yabancı eğitimci, I–360- Dini görevli statüsü, I–765- Çalışma izni talebi, I–131- Seyahat belgeleri talebi, I–485- Kalıcı oturma izni için statü değişikliği. (Haber Kaynak AA.)

Pensilvanya Eyalet Savcılığının, Gülen için değerlendirmesine bir bakın hele, “Çok büyük ticari holdinglerle desteklenen geniş ve etkili, dini ve siyasi bir hareketin lideri”. Peki, şuna ne dersiniz, ‘’olağanüstü yetenekleri olan yabancı eğitimci,’’ çeşitli sivri çevrelerin ve Pensilvanya Eyalet Savcılığının bu değerlendirmesi çok ilginçtir.

Şimdi soruyorum size, ABD Dünyada kaç kişiye böylesine güvenir ve destek verir? Tebrik etmek lazım kendisini bu başarıdan ötürü, İslam Dünyasında bunu başarabilecek kaç adam vardır? Üstelik 11 Eylül sonrası Guantanamo vs. imzalı Amerika sın da.

Dedim ya insanların beynini yıkayacak yöntemler bulmak için bilimsel araştırmalar yapan ABD yönetiminin, yerde ararken gökte bulduğu büyük nimet durumundadır Fethullah networku. Adamların işine yarıyorsan ABD nezdinde İtibarın var demektir.


Böyle olunca ister Bin Laden ol, ister Fethullah fark etmez, yeter ki haksızlıkları sorgulayan sömürüye karşı çıkan sosyal bir adam olma. Dünyanın her yerinde Okullar açar övgüler alırlar artık, hem de o ülkelerin Cumhurbaşkanları keser kurdeleleri.

Yurtsever Yurttaş