25 Ocak 2011 Salı

HERKES HEPATİT TESTİ YAPTIRSIN!




1990’lardan beri takip ettiğim bir konu bu ama aslında çok daha eskilerden itibaren, Virüs İnaktivasyonu ve bu gibi güvenlik konusunda ki gevşek davranışlar sonucu toplumumuz hep korumasız kalmıştır.

1995 ler den sonra ise bazı çevreler, İnsanlarımızın ihmal ve umursamazlıkla Hepatit kapmasına ve bu tehlikenin yayılmasına sebep oldular.

Sağlık Sisteminin ve Sağlık Sistemine işi düşen insanlarımızın sorunları Tam gün yasasından ibaret değildir. Bu Virüs in aktivasyonu konusu bu sorunların en başını çeken konular arasındadır. Bu konuyu ciddiye alınız, herkes sağlık kuruluşlarına başvurarak Hepatit testi yaptırsın, benden söylemesi...

Bu konunun üstünü örtmeye sebebini başka kanallardan göstermeye çalışıyorlar. Kan güvenliği konusu Türkiye'nin başına bela olan en önemli konulardan biridir. Bu Hepatit konusunda da İnternet te bol bilgi vardır...

Telaş etmeyiniz uzun sürede zarar verir ama Çok sinsi bir hastalıktır herkes tahlil yaptırsın, erken tespit önemlidir. Ticari olan hiçbir konuya güvenmeyiniz, öğrenip her şeyi iyi anlayınız. Esas olarak risk grubu olan ve kan ürünü kullanan hastalar bu uyarıyı ciddiye alsınlar. Hepatit ilaçları ve tedavisi de ayrıca kazanç kapısıdır.

Test PCR olmalıdır, Elisa testi tam sonuç vermez. Elisa Antikor bakar, PCR virüs ü direk olarak tespit eder, antikor çok uzun sürede tespit edilebilir bu yüzden yanıltabilir, PCR hemen bulur. Strese girmesin kimse, herkeste çıkacak diye de bir şey yok sadece bakmak gereklidir.

HEPATİT HAKKINDA KISA BİLGİ: Hepatit karaciğer İltihabıdır, Hepatit A - B- C virüsleri de bu iltihaba sebep olan virüslerdir. Hepatit virüsleri lipit çeperli virüslerdir ve A ağız yoluyla B - C Kan yoluyla geçerler, üzerinde çalışılan başka Hepatit virüsleri de vardır. Eğer erken teşhis edilip tedavi edilmezse, bu virüsler karaciğeri tahrip edip ölüme sebebiyet verirler. Tedavi İnterferon ve İmmün sistemin güçlendirilmesi esasına dayanır.
.
BU KONULARDA TİCARİ KONULAR ARASINDADIR.

Kan konusu Ticari konular içindedir ve sadece Eritrosit değil, Eritrositten ayrıştırılıp imal edilen bir sürüde kan ürünü vardır... Bazı kan ürünlerinin 1000 UI olarak tanımlanan bir dozu 1000 1500 lirayı bulur.

Tek doz yetmez bir hastaya Ayda 16 - 18.000 UI gerekir, yani başlı başına rant kapısıdır ve bu piyasa içinde çok hareket ve dirsek teması vardır.

Muazza’nın kaldırılması ve ecza marketleri konusu vs. bazı çalışmalar, İlaç ve Kan piyasasının ne kadar büyük bir getirim kapısı olduğunu ispatlamaya yeter…
-------------------------------------------------------
HAYAT FİLM SENARYOSU DEĞİLDİR, DÜNYA GERÇEKLİĞİNE KARŞI DUYARLI OLUNUZ.

Hal buyken, her yerde atılan bunca Demokrasi, Özgürlük, İnsanlık Sevgi vs. nutukları palavradan öteye gitmemektedir. Bu nutuklara rağmen, malum bir zihniyet insanlık aleyhine Dünya çapında çalışmalar yapmaktadır fakat insanlar Filmlere alışmış ve böylesine üçkağıt ve pislik kaynayan bir dünyayı Film izler gibi izlemektedir.

Ortalıkta uçuşan bu tozpembe palavra nutuklara değil, kitlelere çaktırmadan uğraşılan Biyolojik savaş vs. gibi konulara dikkat ediniz. Bu konular pek dikkat çekmeden beceri lir ve bunlar ya keçiden çıktı ya maymundan geçti, kuşlar saçtı vs. palavralarla ortama yedirilir.

Dikkatlice incelediğinizde ise Dünyadan kazınan virüslerin bile insanlık hiçe sayılarak Süper Devletlerin özel olarak inşa ettiği laboratuar ve virüs bankalarında üretilip saklandığını görürsünüz.

Dünyanın gerçekliğine gözünüzü kapatmayınız, esas Hayat gerçekliği size anlatılan ve yaratılan imaj gibi değildir. Esas gerçeklik devlet sırları denilen gizli dosyalarda saklıdır ve akıllı biri bu gizli dünyayı uluslar arası ilişkileri gündemi izleyerek, rahatlıkla algılayabilir.

Yurtsever Yurttaş



17 Ocak 2011 Pazartesi

YEMEN CEPHESİNDE Kİ ŞEHİTLERE GÖZ YAŞI


BU BEYLERİN SÖYLEMLERİ İLE İLİŞKİLERİNDE BİR TUTARSIZLIK VAR.

Benim aklım karıştı, şanlı tarihine sahip çıkıyor gibi görünen bu beylerin söylemleri ile ilişkilerinde bir tutarsızlık var.

Tayyip bey, ABD nin Saddam dan kurtardığı Kuveyt de Kuveytli trilyoner iş adamlarından ödül alırken, Diğer bey Gül de, Bedevi Suudilerin ABD ile bir olup sünni Yemenlileri kışkırtıp Şii Yemenlilere saldırdığı Yemen de, Clinton ile buluşup, Yemen cephesinde şehit olan dedelerimize gözyaşı döküyor.

İşin garibi, Yemende gözyaşı döken Sayın Gül, Chatham House ödülü"nü Yemen cephesinde Bedevi arapları kullanan ve bu savaşta dedelerimizi şehit eden İngilizlerin kraliçesinden almıştır.

Yani, uzun süredir işbirliğinde oldukları ve ödüller aldıkları Arap kralları, prensleri, iş adamları da, Yemen cephesinde Şerif Hüseyin komutasında İngilizlerle bir olup Osmanlıya ihanet eden ve şimdilerde Emperyalistlerin eteğinden ayrılmayan ve İngilizler sayesinde Trilyoner olmuş Bedevi Araplardır.

O birlikte ağladıkları şehitlikte yatan Dedelerimiz de, dediğim gibi, Yemen cephesinde İngilizlerin ve başta Suudiler olmak üzere Osmanlıya karşı baş kaldırmış Arapların öldürdüğü şehitlerdir. Burada Arapların iki yüzlülüğüne mi kızayım İngilizlerin riyakarlığına mı Güleyim bilmiyorum.

Beylerin tafrasından gına geldi, ''İslam birliği kurulacakmış,'' Müslümanlara sahip çıkılacaksa Emperyalistlerin hizmetkarı olan prensi kıralı bırakıp ezilen Arap halkına bakmak gerekmez mi?

Birileri açıklasın bana bu çelişkili durumu, çünkü bence ABD’nin icazeti ile ve ABD işbirliğindeki Arap zenginleri ile kurulacak bir İslam birliği sadece ABD’nin ve Emperyalistlerin çıkarına uygun kurulur.

Yurtsever Yurttaş





9 Ocak 2011 Pazar

GENÇLİK HAREKETLERİ KONUSUNDA İNCE OYUNLARA DİKKAT!


Gençlik hareketleri konusunda duyarlı olmamız gereken bir konu var. Bu önemli konu, PKK’nın CIA ile birlikte, eskiden olduğu gibi Sol devrimci kılığında örgütler kurduğu ve bu gençlik hareketlerine sızdığı dır. Taş atan çocukların Gençlik hareketlerinin içine sızarak bu demokratik hareketleri içinden çıkılmaz hale getirmesi mümkündür.


Bu gibi örgütler, bir süre sonra bu kavganın yönünü saptırarak ve bu dönemde Antiemperyalist tavır belirleyen MHP ye sataşarak tahrik edebilirler. Buna bağlı olarak bazı çevrelerce Ülkücü olarak dayatılan kökü belirsiz bazı kişiler, Üniversitelerde Sol da, ya da tarafsız gözüken gençlere saldırarak Ülkücü Devrimci kavgasını körüklemeye çalışabilirler.


KARŞITLIK YARATMA ÇABASI!


Bazı çevrelerin şanlı Tarih ve Alperenler destanı yaratıp, eski Türk İslam sentezini canlandırmaya çalıştığı da açıkça hissedilmeye başlamıştır. Bu çalışmaların, güncellenmiş yeşil kuşak çalışmalarına ve tarikatlar işbirliği ile meşhur Neo Osmanlı çalışmalarına bağlanacağı ve bu konuda alt yapı oluşturulmasın da kullanılacağı da anlaşılmaktadır.


Bu konuda dikkatli olunması şarttır, bu yönde kime ve kimlere güvenebileceği konusunda çok dikkatli olunması şarttır... Bu konular da uzun süredir çalışıyorlar, çünkü ABD'nin sınırları değiştirme hedeflerine yönelik olarak Ülkemizde karışıklık çıkartması ve bu bölgede yaygınlaştırılması gerekiyor.


ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLER ÇOK ŞEYLERE GEBE


Ayrıca PKK, KCK vs. uzantıları ile güçlenmeye ve ABD kanadında da pazarlık payını arttırmaya çalışıyor. CIA ile birlikte tetiklemeye çalıştıkları, Kürt, Türk, Alevi Sünni kavgasını da beceremedi ama bu noktada çeşitli unsurları örgütlüyorlar.


ABD’nin ince işlerin de, bu sıralarda salınan Hizbullahçılar konusu da dikkat çekicidir ve bu tarz örgütler ne tarz yapılanmalar içindedir? PKK, KCK, Dini yapılanmalar, özel ordu ve NATO, BM vs. konular da sıradadır… ABD'nin bu bölgede kalıcı gelebilmesi için Düşmanlar ya da sorunlar yaratması gerektiği kesindir.


HOLYWOOD TARZI BELGESELLER HER ZAMAN DEVREDE.


Diğer yandan, Siyasi ve Tarikatçı İşbirlikçiler, hazırladıkları belgeselleri ellerindeki Televizyon ve çeşitli Mecralarda yayınlayıp, güya bazı eski meselelere açıklama getiriyor. Kendi çıkarlarına ve tezlerine yönelik hazırladıkları hafıza tazeleme belgeselleri ile belli yönde kanaatler oluşturmaya çalıyorlar.


Bu belgesellerde Muhsin Yazıcı oğlunun anlatımları verilerek, MHP den çok BBP’liler öne çıkarılıyor.Alparslan Türkeş'e övgüler düzerek ve alenen üstüne basa basa Marksist komünist gibi kavramları vurgulayarak o günlerdeki kutuplaşmayı canlandırmaya çalışıyorlar. Kışkırtma açıkça hissediliyor ama sanki barışçı ve makul bir havadalar.


Kendileri kutsal bir davaya adanmış da suçlular sadece karşıdakilerde ve bunlar komünistmiş vurguları yapılıyor. Bu Yöntemin ABD'nin Soğuk savaş yıllarında kullandığı yöntem olduğunu bilmeyen yoktur herhalde.


Bu vurgu ile seyredenlerin indinde çaktırmadan sinsi bir düşman imajı yaratılıp hedef belirleniyor... Bu belgesellerde bazı anlatımların içindeki kısa bahisler dışında MHP yok, çünkü MHP bu süreçte oyuna düşmedi ve bu konuda Antiemperyalist vatansever bir duruş sergiliyor. Yani Emperyalistler, bu dönemde o zamanlar kandırdıkları Ülkü ocaklarını kullanamıyorlar, fakat Fethullah'ın kollarına hakimler..


Son zamanlarda MHP ye yapılan saldırıların ve tabanına yönelik çalışmaların sebebi de budur. Bu yüzden, eski dönemde yeşil kuşak çizgisinde becerdikleri gibi bir Sağ Sol kavgasını başlatmak, yaymak ve ABD'nin planladığı Neo Osmanlı Şanlı Tarih vs. gibi palavra konuları ivmelendirmek için BBP’yi MHP’nin yerine geçirmeye ve güçlendirmeye çalışıyorlar.


FETHULLAH NETWORK UNUN ESKİ MARKSİSTLERİNE HİÇ LAF YOK.


Bu belgeseller de, sonradan Nazlı Ilıcağın toplantıları ve Abant toplantıların da Fethullah networkuna bağlanan eski Marksistlerden ve ABD'nin bunların ve kendilerinin desteği ile çevirdiği meşhur dümenlerinden hiç bahsedilmiyor. Sadece, kışkırtıcı ve belirsiz bir şekilde Marksist Komünist dinsiz imansız düşman vurgusu yapılıyor.


Bunun karşıtlığını yaratacak olan çalışmada yukarıda bahsettiğim CIA + PKK kaynaklı Kaypakkayacı vs. çakma Marksist örgütler olmasın sakın... Bilindiği gibi, Dinci akımlar vs. devrede ve birileri bir yerlerden destekler bulmuş devamlı örgütleniyor. Bildik yöntemler gereği her işbirlikçi kesimden birileri Türk Gençliğinin arasına sızıyor.


Çok sinsi bazı işler dönüyor haberiniz olsun...


Yurtsever Yurttaş