21 Şubat 2011 Pazartesi

AKAPE İÇİNDEKİ ESKİLER, KİM KİMDİR... EKONOMİYİ ÇÖKERTEN ESKİLER KİMDİR?


Yurttaşlar Referandumdan aldıkları güçle Adalete ince ayar çekip teraziyi taşıyan iradenin gözünü açan ekip Emperyalistlerle birlikte arı gibi çalışıyor. Bu sıralarda kürsülerde konuşan ve yağcı Medyada Topyekûn neredeyse non stop yayınlanan zatın söylediklerini iyi dinleyiniz.


Bizden önce şöyleydi, bizden önceki Partiler böyleydi, Ekonomik kriz vardı Türkiye batıyordu biz düzelttik vs. diye eski Partileri suçlayan ifadeler kullanarak kendilerini kurtarıcı ilan eden bu zat, yine Seçimlere yönelik Milleti uyutmak için desteksiz sallıyor.


Bu işlerin aslı tabii ki böyle değil, öncelikle belirtelim o zamanlar yönetimde olan o partilerdeki bazı kişiler şimdi AKAPE de görevdedir. Hatta eskiden Bakanlık yapan birinden başlayarak bir kaçını söyleyeyim.


KÖKSAL TOPTAN: Milli eğitim bakanlığı yapmıştır.1963-1966 yılları arasında İstanbul'da Adalet Partisi'nin gençlik kollarında Başkanlık ve Yönetim Kurulu Üyeliği yaptı ve aynı zamanda Milli Türk Talebe Birliği çalışmalarına katıldı.


Kasım 2002'de Adalet ve Kalkınma Partisi'nden Zonguldak Milletvekili seçildi ve TBMM Adalet Komisyonu Başkanı oldu.22 Temmuz 2007 seçimlerinde yeniden AK Parti'den Zonguldak Milletvekili seçildi. 9 Ağustos 2007'de TBMM Başkanlığı için yapılan ilk tur seçimlerinde 450 gibi rekor bir oyla TBMM Başkanlığına seçildi.


CEMİL ÇİÇEK: Anavatan Partisi kurucu üyesidir... 18. Dönem Yozgat, 20, 21, 22. Dönem Ankara Milletvekili. 18 ve 20. Dönem'de ( Turgut Özal, Yıldırım Akbulut ve Mesut Yılmaz hükümetlerinde) Devlet Bakanlığı, 22. Dönem'de Erdoğan AKP hükümetinde Adalet Bakanlığı yaptı. 23. Dönem'de Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcılığı görevine atandı.


ABDULKADİR AKSU: 9 Şubat 1984-18 Eylül 1987 tarihleri arasında Gaziantep Valiliği yapan Aksu, 29 Kasım 1987 tarihinde Anavatan Partisi'nden 18'nci Dönem Diyarbakır Milletvekili seçildi, Aralık 1987 tarihinde de Anavatan Partisi Türkiye Büyük Millet Meclisi Grup Başkan Vekili oldu.

31 Mart 1989 tarihinde İçişleri Bakanlığı'na atanan Aksu, bu görevini 24 Haziran 1991 tarihine kadar yürüttü. Abdulkadir Aksu, 24 Aralık 1995'te ANAP Diyarbakır Milletvekili olarak tekrar Parlamentoya girdikten kısa bir süre sonra ANAP Grup Başkan Vekilliğine daha sonra da GAP'tan Sorumlu Devlet Bakanlığı'na getirildi.


16 Ağustos 1996 tarihinde Refah Partisi'ne (RP) katılan Aksu, bu partide Genel İdare Kurulu üyesi ve Genel Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Aksu, RP'nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasından sonra Fazilet Partisi'ne (FP) girdi.


FP'nin kapatılmasının ardından yeni kurulan AK Parti'ye katılan Aksu, bu partide Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevini sürdürüyordu. Aksu, 3 Kasım 2002 tarihinde yapılan seçimde İstanbul 3. Bölgeden milletvekili seçildi.


HÜSEYİN ÇELİK: 18 Nisan 1999 Milletvekili Genel Seçimlerinde DYP'den Van Milletvekili seçildi. 3 Temmuz 2001'de DYP'den istifa ederek AKP'nin kurucuları arasında yer aldı. Milletvekili seçildiği ilk yıl TBMM Başkanlık Divanı Üyeliğine seçildi. TBMM'de AKP Grubu oluştuktan sonra Grup Başkan Vekili oldu.


3 Kasım 2002 Milletvekili genel seçiminde yeniden Van Milletvekili olarak parlamentoya girdi. 58. Cumhuriyet Hükümetinde Kültür Bakanı olarak görev aldı. 59 ve 60. AK Parti Hükümetlerinde ise, Millî Eğitim Bakanı olarak yer almıştır.


Ak Parti Van milletvekili olan Çelik, Milli Eğitim Bakanlığı görevinin ardından ise Başbakan Başdanışmanı olarak atanmıştır. Ak Parti MYK üyesi, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ak Parti Sözcüsü'dür.


ERTUĞRUL YALÇINBAYIR: 1970'lerde bir süre CHP içinde görev alan Yalçınbayır 80'li yıllarda Milli Görüş hareketine yakınlaştı. 1995'te Refah Partisi'nden Bursa milletvekili olarak TBMM'ye girdi, ancak kısa zaman sonra parti yöneticilerini eleştirmesi Milli Görüş'ten kopmasına neden oldu.


1999 genel seçimlerinde Anavatan Partisi'nden tekrar Bursa milletvekili olarak TBMM'ye girdi. TBMM 312. madde, Süleyman Demirel'in cumhurbaşkanlık süresinin uzatılması gibi konularda ANAP yönetimiyle sorunlar yaşadı. 2001 yılında Anavatan Partisi'nden istifa eden Yalçınbayır Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kurucuları arasında yer aldı.


3 Kasım 2002 seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi'nden Bursa milletvekili seçildikten sonra Abdullah Gül başkanlığında kurulan 58. hükümette başbakan yardımcılığı görevinde bulundu. Adalet ve Kalkınma Partisi'nde 20, 21 ve 22. dönem Bursa milletvekilliği yapmıştır Ertuğrul Yalçınbayır.


Bunlar sadece bakanlardan bazıları, yine bu bakanlık yapmış kişileri ve Milletvekillerini inceleyin tamamına yakını eski dönemlerdeki partilerle yakın Bürokrat İdareci falan filan veya DPT elemanı. Yani eskiler denilen bir cümle uyanık zihniyetin içinden süzülüp gelen kişiler AKP'nin bu günkü iş bitirici ekibini oluşturuyor.


Bir kişiyi daha ilginç bir ayrıntı vakıa olduğu için eklemek istedim. Biliyorsunuz AKP 12 Eylül Darbesi ile hesaplaşma gibi palavraları Seçim vs. Kampanyalarında kullanan bir parti, şimdi aşağıya bir göz atınız.


AHMET İYİMAYA: Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi. Serbest Avukatlık, Türk Hukuk Kurumu Bilim Kurulu Üyeliği, TEMA Vakfı Kurucu Danışma Kurulu Üyeliği ve AKP 20, 21. Dönem Amasya, 23. Dönem Ankara Milletvekilliği yaptı. 1993'te daha sonra mecliste de tartışılan Aziz Nesin'in KENAN EVREN'e açtığı davada KENAN EVREN'in avukatlığını yapmıştır. TBMM Adalet Komisyonu Başkanı, AK Parti Ankara Milletvekili.


vs. vs.


O partilerin hatası sevabı, Emperyalistlerle işbirlikçilik derecesi, bize attıkları kazıklar vs. Tarihe kayıtlıdır ve ortadadır. Hayatımız onların yaptıkları dümenleri eleştirmekle geçti ama AKAPE kadar Din İmandan bahsedip Emperyalistlerle bütünleşen ve yağmayı yasallaştırıp Faşist eğilimler gösteren bir Parti görmemiştik.


Eski yada yeni, bu zihniyetin dümenleri ve bazılarının da beceriksizliği ortadadır ama onların beceriksizliğini ve aç gözlülüğünü kullananlar aslında Uluslararası Finans Kapital sistemidir. Yani malum zatın kürsülerden söylediği 2002 öncesi eski krizleri yaratan, esas olarak şimdi bu AKAPE lilerle birlikte çalışan ve bizi çaktırmadan soyan yapancı sermayenin sıcak parasıydı.


Bu büyük para, Ülke piyasasına girip nereye gitse o yatırım aracı artıyor, çıktığı araç dibe vuruyordu. Mesela dövize gitse döviz fırlıyor küçük yatırımcı da küçük hesapla peşine gidince tavana vuruyordu. Borsaya girince borsa fırlıyor çıktığı yatırım unsuru dibe vuruyordu. Şimdi AKAPE içinde olan kişilerinde aralarında olduğu imkan sahibi kişiler ve Servet sahibi bil cümle uyanıklar da bu hareketlerden servet yapıyordu.


Bankalar açık pozisyonda duruyor, bazen alım yapar gibi talep yaratarak artışı körüklüyor ama alımı yapmadan kapatıyorlardı. Bu yolla faizler o dönemde ayda %17 lere vurdu, bizi yediler ve ceplerini doldurdular. İşte bende bu dönemde çok içeri girdim ve borçlandım, ayda % 17 ye çıkan faizler altında resmen ezildim ve 2004 de işim bitti iki Aile şirketini kapattım...


Bu dönem Sadettin Tan Tan ın soruşturmaları ile kapandı... Bu kriz ve Post Modern Darbe ile AKPye ruhunu veren kişilere ortam hazırlandığı hep söylene gelmiştir. O dönemleri hocalarımızla bir incelesek, o Ekonomik soygun döneminde vebali olan ve bu AKP’lilerinde içinde bulunduğu bir sürü Vatan haininin listesini dökeriz.


12 Eylül 1980 Darbesi ile oluşan ortamda gelen Ana vatan partisinin Emperyalistlerin istediği sistematik alt yapıyı oluşturduğu bir gerçektir. Yukarıda anlattığım geçiş döneminin ve şimdiki sürecin alt yapısını oluşturduğu da malumdur.


AKAPE içindeki bir çok zevatın bazılarının Ana vatan Partisinin kurucularından kimisinin de içinde olduğu ya da Bürokraside kadrolarda aynı çizgide hizmet verdiği de kayıtlarda mevcuttur. Tahsil hayatlarının Emperyalistlerin rahlesinden geçtiği ve Emperyalist ülkelerde görev yaptıkları da görülecektir.


Halende Ana vatan Partisinin devamı olduklarını inkar etmemekte ve açıkça söylemektedirler. Neo liberal Ekonomi Politikaları, dört eğilim benzeri teşkilat yapıları ve Emperyalistlerle, kısaca Uluslar arası sermaye ile olan sıkı fıkı yapıları da tıpa tıp aynıdır.


Evet geçmişte bunları bize yapan, bizi soyan bu zihniyetin aç gözlü hırsını kullanan, Uluslar arası sermayenin sıcak parasıdır. Bizi silkeleyip sonrada kurtarıcı rolüne bürünüyorlar bu yolla yarattıkları kanaatleri kullanarak nihai hedeflerine varmak üzereler.


Kısacası bu zihniyetin eskisi yenisi yoktur ve her halleri kafa yapıları aynıdır. Bu uluslar arası güç şimdilerde bunları ortak tutmuş, özelleştirme ile her şeyimizi yağmalamış durumdadır. Ekonomiyi de bu sıralarda çalkantılardan koruyup düzgün havası veriyorlar.


Bu yolla bunları yani işbirlikçilerini kalıcı kılmak, halkta olumlu kanaat oluşturmak istiyorlar ve Seçimi de alarak beraber hedeflerine ulaşmak için Ekonomiyi düzeltip geçmişin pisliklerini temizleyen kurtarıcılar imajı yaratıyorlar.


Malum zatın övündüğü Merkez bankasında ki dolarlar da bu yabancı sermayeye kaçmak istediği zaman parasını çevireceği teminattır. Bunu yabancı sermaye gelmek için şart koşuyordu bu yüzden stoklanıyor. İMF ye 30 milyar dolarlık borcu düşürdük diyorlar, mallarımızı haraç mezat ucuza satıp aldıkları üç paranın bir kısmı ile yaptılar bunu 8 milyar dolar kalmış.


Bunu gerinerek söylüyor ama bu aslında eski bir plan ve özel sektörün Dünyadan aldığı 300 milyar dolar dış borca da Devleti yani bizi kefil etmiş durumdalar, bunu söylemiyor. Özel sektör bu kredilerin hesabını açık olarak vermek zorundadır. Devlette elindeki bilgileri açıklamak zorundadır, bu paraların ne kadar üretime, ne kadarı devlet tahvillerine, ne kadarı da ABD toksik varlıklarına gitmiştir?


Bunlara cevap vermezler, kısacası bunlar da palavra çok ve hepsi sıkı ve ince tezgahlarda dokunan palavralar. Ayrıca dediğim gibi bu zihniyetin eskisi yenisi yok, bunların dümenlerini ortaya çıkarmayı lütfen vazife edininiz, sakın yutmayınız yutturmayınız…


Yurtsever yurttaş

20 Şubat 2011 Pazar

İSLAM KAHRAMANI SENARYOSUNA HOŞ GELDİNİZ, TEKMİLİ BİRDEN NON STOP…



Yağmacı bir zihniyet her şeyimizi yedi, malum kesimin yolsuzlukları arşı alaya çıkmıştır. Mısırda Tunus'ta gözden çıkarılıp tasfiye edilenlerin durumu belliyken, bizde benzer yapıda olanlar Emperyalistler tarafından güçlendirilmektedir.

Wikileaks ın İsviçre de hesapları var açıklaması da aslında, Emperyalistlerin her numaranızı biliyoruz, bize yanlış yaparsanız işinizi bitiririz mesajıdır. Şu sıralarda bazı planlar ortama yedirilmektedir, bazı kurnaz ifadeler ve söylemler dikkatimizden kaçmamaktadır.

Bu arada ABD Büyükelçisi Francis Joseph Ricciardone’nin vazifesi de belli olmuştur, James Jeffrey den devir aldığı bu misyonda Davostaki One Minute senaryosundaki Moderatörün işlevini görerek Tayyibe Anti Amerikan imaj verecekleri ve Ergenekon vs. yürütmelere balans ayarı çekeceği anlaşılmaktadır.

Amerika'nın Ankara Büyükelçisi James Jeffrey’nin 2009 da Türkiye'nin Anadolu Tatbikatı'nı ertelemesi konusunda girişimler yaparak, İsrail’le çekişme konusunu gündeme getirmesine benzeyen bu girişimin amacı bellidir. Bu iki girişim birbirinin benzeridir ama güncellenmiş halidir ve dikkat çekicidir.

Bu durum, bu girişimlerin Erdoğan için Anti Emperyalist imaj yaratıp, İsraili kullanarak, Orta doğu Kuzey Afrika vs de yarattıkları sanal tabloyla bütünleştirip Halkı etkileyerek, Seçim öncesi elini güçlendirmeye yönelik halkla ilişkiler girişimi olduğunu ispatlıyor...

Neo Osmanlı ve İslam kahramanı senaryosuna hoş geldiniz, tekmili birden non stop, ABD Cemaat ortak yapımı, seyrediniz ama sakın yutmayınız peklik yapar.

Yurtsever Yurttaş


18 Şubat 2011 Cuma

SAHTE BAYRAK STRATEJİLERİ UYGULAMADADIR.



Hüsnü Mübarek ve Siyonistlerle arası çok iyi olan ABD yanlısı bir diktatördü. Tunus Devlet başkanı Zeynelabidin Bin Ali de aynı şekilde ABD nin uydusunda saltanat süren biriydi resmen ama ikisi de ABD ve İngilizlerin kurbanı oldu.

Yani o hareket halk lehine değildir, o isyanı yönlendirenlerin Emperyalistlerle bağları vardır. Oradaki ve diğer İsyan tetiklenen bölgelerdeki toplumsal yapıyı da bizdeki gibi koyun haline sokup, Tayyibi kahraman yapıp Neo Osmanlıya geçişi hazırlıyorlar.

ABD ve ABD içinde ve şu sıralardaki ABD Politikalarında çok güçlü olan İngilizler başta olmak üzere, ittifak içinde olan Emperyalistler, hedefleri olan enerji bölgelerinde hakimiyet çalışması içindeler.

Yani, Kuzey Afrikayı, Orta doğuyu, Hazarı ve Karadeniz’i kapsayan, Suudi Arabistan gibi yandaş, işbirlikçi ama adı Neo Osmanlı olan ve kendilerine bağlı ve uyumlu bir sömürü düzenini bu bölgede oturtmak niyetindeler.

Türkiye içindeki Türklük düşmanı işbirlikçilerinide kullanarak, eski Yeşil Kuşak Stratejilerini devreye sokuyorlar. Yani, Türk unsurunu Fethullahçı ajanları vasıtası ile MHP den ayrı ABD hizmetinde bir örgütlenme içine sokup kullanarak, Orta Asya içine sarkmak gibi de bir Planları var.

Bu Plana yönelik olarak MHP ye alternatif bir Türk İslam Sentezi örgütlenmesi içindeler… Bu sıralarda AKP ve ittifaklarından yükselen ve internette sayfalar kuran, Milliyetçi havada, ''Ak Alperen'' gibi ve ecdat vs. motifleri ile süslenen söylemlerin sebebi budur.

Yüzünde güller açan birileri de ABD nin örgütlediği Türkçü görünümlü örgütlerin davetlisi olarak Türki cumhuriyetlerde fink atıyor. Bir süre sonra Doğu Türkistan, kırgızistan, Baş kırdistan ve Azerbaycan'dan başlayarak hareket ivmelendirilecek, esir Türkler konusu gündeme gelecektir, ABD de yaşayan Rabia Kadir veya çizgisindeki bir kısım zevat Doğu türkmenistanda ortaya çıkar yakında.

Bu yolla kahramanca bir Ecdat destanı ivmelendirilerek, One Minute ve İsraille çekişme gibi senaryolardan etkilenen Arap halkının enerjisine bağlanacak. Böylece bütünleşen bir strateji ile seçime yönelik puan alınacak, hemde Emperyalistlerin Orta Asya ve Kafkaslardaki stratejilerinde Türklerin maşa olarak kullanılacağı alt yapı hazırlanmış olacak.

Bu Seçime kadar Muhaliflerin çeşitli Dümenlerle, (sanal terör ilişkilendirmeleri vs.) ile tasfiye edilmesi ve susurulması için tutuklamaların geleceği kesindir.Bu yollarla ve Hile entrika ile Seçimi de alırlarsa Faşist düzen oturacak ve NATO Füzeleri ile buraya çökecektir.

Türkiye dönüm noktasındadır, hainler Azerbaycan, Kazakistan, Türkistan vs. bir çok yerde ABD ile birlikte kurdukları sanal Türk örgütleri ile faaliyettedir. Eski ABD Projesi olan Yeşil kuşak Stratejisi güncellenip genişleyerek devreye girmektedir, oyun büyüktür.

Bizim içimizde Ordumuza saldıran Fethullahın teşkilatı başta olmak üzere, CIA yapımı İslami görünümdeki yapılanmalar, CIA ile birlikte Dünya çapında çalışmaktadır. Sınırlar dar gelmektedir, herkes geniş düşünsün gün aklın ve bilginin günüdür.

Bu bölgede Demokrasi havarisi kesilen ve işbirlikçileri eliyle bize Demokrası getireceklerini iddia eden, fakat faşist bir yapıyı destekleyen Batılı Emperyalist Devletlerin Afrikadaki sefalette payı olduğunu çok iyi biliyoruz... Zencileri köle olarak sattıkları devirlerden bu güne çok şey değişmemiştir.

Yurtsever Yurttaş








15 Şubat 2011 Salı

ÜLKEMİZDE UYGULANAN FAŞİST BASKI VE DELİLSİZ KEYFİ HAPİS CEZALARININ ENGİZİSYONDAN NE FARKI VAR?




Emperyalistlerin işbirlikçisi devşirme Çeteler Türkiye Cumhuriyetinin bütün Kurumlarına sızmış, kadrolaşmış ve uzun süredir Türkiye Cumhuriyetini yıkmaya yönelik yoğun saldırı gerçekleştirmektedir. Bunu herkesin bilmesine rağmen niye bu çetelere bir şey yapılamamaktadır?

Bu faşist faaliyetlere karşı yurttaşları bilgilendiren ve sokağa protestoya çağıran her kesi Halkı kin ve nefret yaratmakla suçluyorlar.

Bu durumda herkes kendi inisiyatifi ile hareket edecek demektir, herkes sivil Toplum örgütleri ile bağlantı kurmalıdır. Bu faşist baskı ve uygulamaların Karanlık çağ Engizisyon tarzından farkı yoktur.

Karanlık çağda Katolik Kilisesinin Engizisyon mahkemeleri ile yarattığı terör ve işkence baskısı da aslında bunun aynısıdır. Cadı avı yöntemlerini bile günümüze günceller seniz bir çok eylemin benzer olduğunu göreceksiniz.

Ülkemizde uygulanan Faşist baskı ve delilsiz keyfi hapis cezaları ve çeşitli baskıları, mahkemeler üzerindeki Siyasi etkiyi, Martin Luther King ile kıyaslayınız. Kant ve o zaman Aydınlanmaya etki yapmış bütün yazarları kıyaslayın onlar bile daha özgürdü bizden. Teknoloji olmadığı için pahalı cep telefonu ve mikrofonlar ile dinleme ceplerine yatak odalarına kadar girmemişti.

Uydurma haberlerle ve sehven diye açıkladıkları düzmece delil yaratma ve delil karartma çabaları ortaya çıkmıştır. Bu gibi dümenlerle, aslında var olmayan terör örgütleri ile Antiemperyalistleri irtibatlandırıp susturma çabası devam ediyor. Bu Faşistçe susturma çabası artarak devam edecek, bunu biliyoruz.

Çağdaş geçinen Batılı sahtekârlar! Bu Faşist zihniyete destek verdiğiniz ve halkımıza bunları yani işbirlikçilerinizi Demokrasi havarisi olarak gösterdiğiniz için suratınıza tükürmek lazım sizin.

Sanki eleştirir göründüğünüz Gazeteci tutuklamalarının ve hukuka aykırı tüm uygulamaların, sizlerin elemanı Tuncay Güney ve o gibi uzantılarınız ve işbirlikçileriniz eliyle sizler tarafından becerilip idare edildiğini burada herkes anlamıştır.

Yani sözcü ve temsilcilerinizin Televizyonlara çıkıp, biz aslında bu uygulamaları onaylamıyor, garip karşılıyoruz ama hey hat bu sizin iç meseleniz gibi açıklamaları da bizi kandıramaz.

Bu gibi olayların dışındaymışsınız intibaı vermeye çalışan söylem ve davranışlarınız da sahtekârlığınızın başka bir ispatı olmaktadır. Sizi bize örnek gösterenlarede size de lanet olsun, medeniyet böyle oluyorsa da olmaz olsun, gericiliği sahtekarlığı destekleyen medeni mi oluyor şimdi.. Zaten, Sömürgecilik, Kölecilik ve Engizisyon da sizin Tarihinizde var ve bir karanlık leke olarak da kayıtlı durmaktadır.

Hala aynı kafada olmanız, aynı zihniyette ısrar edip çıkarlarınız için insanların hayatlarını berbat etmeniz ayıptır ayıp, utanmanız gerekir. Bunlara rağmen yine pişkin pişkin suratımıza bakıp aynı sahtekarlıkları yöneteceğinizden de adımız gibi eminiz.

SAHTE BAYRAK STRATEJİLERİ UYGULAMADADIR.

Hüsnü Mübarek Siyonistlerle arası çok iyi olan ABD yanlısı bir diktatördü resmen ama ABD ve İngilizlerin kurbanı oldu, o hareket halk lehine değildir, o isyanı yönlendirenler Emperyalistlerle bağları vardır. Oradaki toplumsal yapıyı da bizdeki gibi koyun haline sokup, Tayyibi kahraman yapıp Neo Osmanlıya geçişi hazırlıyorlar.

ABD, İngilizler başta olmak üzere Emperyalistler, hedefleri olan enerji bölgelerinde, yani, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Hazarı ve Karadeniz’i kapsayan bir Suudi Arabistan gibi yandaş işbirlikçi ama adı Neo Osmanlı olan sömürü düzenini bu bölgede oturtmak niyetindeler.

Türkiye içindeki Türklük düşmanı işbirlikçilerinide kullanarak eski Yeşil Kuşak Stratejilerini devreye sokuyorlar. Yani, Türk unsurunu Fethullahçı ajanları vasıtası ile MHP den ayrı ABD hizmetinde bir örgütlenme içine sokup kullanarak, Orta Asya içine sarkmak gibi de bir Planları var.

Bu Plana yönelik olarak MHP ye alternatif bir Türk İslam Sentezi örgütlenmesi içindeler… Bu sıralarda AKP ve ittifaklarından yükselen ve internette sayfalar kuran, Milliyetçi havada, ''Ak Alperen'' gibi ve ecdat vs. motifleri ile süslenen söylemlerin sebebi budur.

Yüzünde güller açan birileri de ABD nin örgütlediği Türkçü görünümlü örgütlerin davetlisi olarak Türki cumhuriyetlerde fink atıyor. Bir süre sonra Doğu Türkistan, kırgızistan, Baş kırdistan ve Azerbaycan'dan başlayarak hareket ivmelendirilecek, esir Türkler konusu gündeme gelecektir, ABD de yaşayan Rabia Kadir veya çizgisindeki bir kısım zevat Doğu türkmenistanda ortaya çıkar yakında.

Bu yolla kahramanca bir Ecdat destanı ivmelendirilerek, One Minute ve İsraille çekişme gibi senaryolardan etkilenen Arap halkının enerjisine bağlanacak. Böylece bütünleşen bir strateji ile seçime yönelik puan alınacak, hemde Emperyalistlerin Orta Asya ve Kafkaslardaki stratejilerinde Türklerin maşa olarak kullanılacağı alt yapı hazırlanmış olacak.

Bu Seçime kadar Muhaliflerin çeşitli Dümenlerle, (sanal terör ilişkilendirmeleri vs.) ile tasfiye edilmesi ve susurulması için tutuklamaların geleceği kesindir.Bu yollarla ve Hile entrika ile Seçimi de alırlarsa Faşist düzen oturacak ve NATO Füzeleri ile buraya çökecektir.

Türkiye dönüm noktasındadır, hainler Azerbaycan, Kazakistan, Türkistan vs. bir çok yerde ABD ile birlikte kurdukları sanal Türk örgütleri ile faaliyettedir. Eski ABD Projesi olan Yeşil kuşak Stratejisi güncellenip genişleyerek devreye girmektedir, oyun büyüktür sınırlar dar gelmektedir, herkes geniş düşünsün gün aklın ve bilginin günüdür.

Bu bölgede Demokrasi havarisi kesilen ve işbirlikçileri eliyle bize Demokrası getireceklerini iddia eden, fakat faşist bir yapıyı destekleyen Batılı Emperyalist Devletlerin Afrikadaki sefalette payı olduğunu çok iyi biliyoruz... Zencileri köle olarak sattıkları devirlerden bu güne çok şey değişmemiştir.

Yurtsever Yurttaş


BİLMEYENLER İÇİN NOT: Karanlık çağda Engizisyon Katolik Kilisesine bağlı bir mahkeme sistemidir. Kararları Katolik kilisesinin gücünü sağlamaya yönelik astığı astık kestiği kestik uygulamalar yapmışlardır.

Bütün muhalifleri tasfiye etmeye çalışılmış ve akla hayale gelmeyen işkenceler uygulanmıştır. Kendi küçük cinsel çıkarları için kullananlar bile olmuştur.

Kendisine yüz vermeyen ya da hizmet etmeyen kadını cadı olarak yaktırmak, fikirlerine zıt fikirleri olanları dönmezse yaktırmak gibi. Siyası ve dini erki nedeniyle İspanya, Roma ve Hırvat olmak üzere üç büyük engizisyon adından çok söz ettirmiştir.

Bu şekilde bu zihniyet senelerce hüküm sürmüş işkence ve ölüm korkusuyla insanları baskı altında tutmuştur.. Rönesans ve Matbaanın icadı ile tetiklenen aydınlanma dönemi İngiliz reform hareketleri ve Fransız ihtilali bu gidişi bitirmiştir.

Engizisyon: Latince, inquisitio, soruşturma.




3 Şubat 2011 Perşembe

BAŞKANLIK SİSTEMİ ABD VE AVARA KASNAK POLİTİKALAR.


Cumhur başkanını halkın seçmesi ile başlayan ve giderek son zamanlarda ortaya atılan ABD tarzı başkanlık Sistemine geçiş tartışmaları gittikçe ciddiyet kazanmaya başladı. Bu alt yapı çalışmaları, işbirlikçilerin işbirliğinde oldukları Emperyalistlere karşı kaçınılmaz ve zorunlu vazifelerinin bir sonucu gibi bir izlenim uyandırmaktadır. Bir yerde ABD ve İngiltere ile olan yakın ilişkileri itibari ile başka çareleri de yoktur aslında...


Bu durumu anlamak için bazı dirsek temasları ve çıkar birliklerine göz atmak lazım. Bana doğru gelen bir tespite göre, ABD hakim lobilerinde trafik çetin, aralarında çıkar alışverişi olmakla beraber, esas olarak üç çıkar kesiminden oluşuyor... Bir, Kapitalistler, İki Protestanlar, Üç Siyonistler... Protestanları ikiye ayırın, yarısı Avangelistler, bunlar Siyonistlerin kontrolünde, diğer yarısı da İngilizlerin kontrolünde...


ABD deki bu güçler arasındaki en hâkim kesim, İsrail halkının bile karşı olduğu Siyonist İsrail Yönetimi ile olan birliktelikten de açıkça anlaşılacağı gibi Siyonistlerdir. İllumünati masonluk vs. gibi yapılanmalarda, bilindiği gibi Dünyanın her yerinde kolları olan bu zihniyetin marifetidir.


Bu durumda, ABD Robot devletine hâkim olan bu kesimlerin aralarındaki güç çatışmaları ve kimlerin kimlere üstün gelerek ABD Robot Devletini Emperyalist çıkarlar doğrultusunda kullandığı açıktır. Bizim belli kesimden kişilerin ABD yetkilileri ile yakın görüşmeleri ve İngiliz kraliçesinden madalya alındığı falan düşünülürse, bazı taşlarda yerine oturacaktır sanırım.


ABD Ekonomisi monetarist iktisadi ekol hakimiyetinde ve üç ayak üstünde hareket ediyor, Konut, Borsa ve Tüketici piyasası. Dünya krizi de bilindiği gibi şişen bu Konut piyasasından kaynaklanmıştır. Senelerce taksit lere sokulan ve Medya'nın içinde yer aldığı Sistematik yapının beyin yıkama ve uyutma faaliyeti ile kitle zaten teslim alınmış ve pasif hale getirilmiş durumdadır.


Zencilerin durumu İç savaştan beri ortadadır ve Ku Kluks Klan vs. benzeri yapılanmalar vasıtası ile büyük bir kısmı dışlanmış ve hala ucuza çalışan köleler durumundadırlar. Böyle uyutulan bir kitleyi güden bir sistematik yapı , bilinçlenen ve özgürlük talep eden kesimleri ezen bir istihbarat ve Polis gücü ile Demokratik değil, senato meclis vs. ile Demokratik görünüm veren ama aslında ezici faşist yöntemler uygulayan bir Robot Devlet söz konusudur.


Hal böyleyken, Ekonomideki, Konut, Bursa ve Tüketici piyasasının oluşturduğu üç ayak üzerinde Ekonomik yapı içinde sömürdükleri kitleye, Film ve Medya sektörünün yaratıcı gücü ve İki partili eğlenceli seçimleri ile bir rüya yaşatılmaktadır.


Tertipledikleri görkemli ve eğlenceli panayır seçimleri ile gelen giden ama biri birinden pek farkı olmayan iki parti mevcuttur. Aslında birbirinden farkı olmayan bu iki Parti ve Neocon’lar, Analizciler ve Think Thanklerin ince tezgâhları ile bu kitlenin kanaatleri Sinema ve Medya operasyonları ile kontrol altında tutularak kitle uyutulup güdülür.


Bu kitle uyur, reklam sektörünün fişeklemesi ile bilinçsizce harcar, sağlığa zararlı türlü gıdayı tüketir ve işler yürür gider. Partiler ve Başkanlar değişir, senatolar vs. türlü Demokratik görüntü veren takla izlenir ama işler hep olacağına varır. Toz pembe bir Rüya içinde türlü sıkıntı yaşanır ve hayallerle avunulur, bildik düzen de hem içte hem dışta devamlı yürür.


Aslında işler, ABD’nin yerleşik Kurumları tarafından yürütülür ve 50 yıllık 100 yıllık politikaları ve stratejileri güncellenir ama hiç değişmez. Hedef geri kalmış ve gizli sömürge halini almış ülkelerin rantı ve kaynaklarıdır, devamlı yöntemler geliştirilir halklar yalanlarla uyutulur.


Türlü dümen ve sahtekarlıkla bu halkların varlıkları iç edilir ve insanlar ucuz emek yani ucuz köleler haline getirilir... Bunlara karşı çıkacak, ters gidecek başkan, senato üyesi vs. kişilerin başınada hep bir meczup tarafından bir iş gelir ya gözden düşer ya da öldürülür…


Bu Robot devlet, hâkim gücün istediği yönde ve çıkarları ile bağlı kesimlerin zorunlu onayı ile halkların başına bela olan Dünya çapındaki Emperyalist icraatlarını sürdürür gider. BOP vs Strateji ve projelerin Siyonizm’in çıkar birlikleri ile birlikte önünü açmaya yönelik planlamaları olduğunu bizim çocuklar bile anladı artık.


Emperyalizm, hedef bölgelerinde ilişki kurduğu ve Devletin içine birlikte kadrolaştığı bölgesel işbirlikçileri ile ortaklaşa sömürdüğü de saklanamaz şekilde ortaya çıkmıştır artık. İşbirlikçilerin ismi şudur veya budur hiç önemli değildir önemli olan bu zihniyettir ve bu gibi leri zihniyetlerinden tanımak kolayca mümkündür.


Yukarıda kısaca anlattığım ABD içindeki sistemi, Küreselleştirmenin ve çıkarlarının bir gereği olarak bize de uygulamaları gerekiyor. Zaten Televizyonlarda ha bire yalan yanlış tarihi sosyolojik palavraları bize yutturmaya çalışan, Prof. lakaplı yada daha alçaktan uçan borazanların halleri de, ABD modeli çakma neocon vari bir tavrı andırmaktadır..


Bütün icraatlarının ortaya koyduğu belirtilerden anlaşıldığına göre, bu bölgeye NATO, BM vs Organizasyonları ile çöküp, Füzeleri kurup bölgeyi kavradıktan sonra güncelleme yaparak sonraki aşamalara geçecekleri kesindir. Ekonomik alanda da zaten bağımlı hale getirdikleri Türk Halkını kendi sistemlerine uyumlu hale getirmeleri ve bölge kalkınma ajansları, işçi istihdam büroları derken giderek ilerki aşamalara geçmeleri gerekiyor.


Sıcak para ile bir gerip bir rahatlatarak üretimi bastırdıkları, borsa, tahvil ve döviz le sürekli mıncıklamaları yüzünden yaşadığımız devamlı enflasyon ve cari açık veren Ekonomik yapımız ortadadır. Hemen hemen yabancıların eline geçen Ekonomik yapımızı, Uluslar arası sermayenin şu sıralarda sıcak para ile rahatlatıp işbirlikçileri Ekonomiyi düzeltiyormuş havası verdiği de açıktır.


Uzun süredir Ülkemizde uygulanan projelerin ulaştığı son zamanlardaki yargı vs. operasyonlarını takiben, Başkanlık Sistemi tartışmalarını açmalarının sebebi de Neo Osmanlıcılığı da içeren bu kesin kavrama amacına yöneliktir. Yani aslında uzun süredir birileri, efendilerinin işaret ettiği yönde kitleleri kurbağa gibi ısıtarak bir şeyleri dayatıyor.


Bu gidişe razı edebilmek için Pinokyo'daki gibi gidenlerin aslında eşeğe dönüştüğü harikalar diyarı imajı yaratılarak kitleler uyutulup Sistem Emperyalistlerin planlarına uygun bir yapıya dönüştürülüyor... Tabii bu durum alışıldık ve tek düze gelişmeyecektir, hepimizi etki ve tepkilerin yaratacağı olası gelişmelere göre şekillenecek bir gelecek bekliyor, uyanış şart önümüzdeki seçim çok önemli...


Saygılarımla

Yurtsever Yurttaş



NOT: YURTSEVER YURTTAŞ BLOG SAYFASINDA YER ALAN ARAŞTIRMA VE YAZILARIN BÜTÜN HAKLARI MAHFUZ’DUR KAYNAK GÖSTERİLMEDEN KULLANILMASI DURUMUNDA YASAL İŞLEM YAPILACAKTIR.