15 Haziran 2009 Pazartesi

TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ Mİ SUÇLU? İRTİCACILARMI?

*Büyük iddialarla Küreselleşme rüyasını Dünyaya yutturan ama Krize toslayan ABD’nin, bu yaşadığımız süreçte eski saldırgan stratejilerini süsleyip insani bir tavır altına sakladığı görülmektedir. Think Thank çalışmalarıyla yaratılan bu toplu durum bambaşka bir hava içinde sürüklenirken, alt planda gizli amaçlara yönelik faaliyetler de sinsice yürümektedir.


ABD’nin Dünya enerji bölgelerine yönelik geniş çaplı faaliyetler yürüttüğü ve önündeki engelleri yıkıp çıkarına uygun altyapı oluşturmaya çalıştığı da açıkça belli olmaktadır. Hal böyleyken, Ordu içine kadar sızmış bazı çevrelerin, şu sıralarda TSK ya karşı atağa geçmesi de dikkat çekmektedir.

*Hangi tarafta olduğunu sürekli belli ettiği halde, belli çevrelerde hala çağdaş olduğu iddia edilen isimler, kendi ordularına karşı fitne faaliyeti yürütmektedirler. Bu hangi güçlere hizmet ettiği karanlık çevreler bu sıralarda yine bir saldırı başlattı.

*BU ÇEVRELERİN ORTAYA ATTIĞI SON İDDİANIN ÖZÜ ŞÖYLE:

Yazının girişinde iddia şöyle başlıyor;

’Deniz Kurmay Albay Çiçek imzalı, “gizli” ibareli “İlticayla Mücadele Eylem Planı”, HÜKÜMETİ ve Fethullah Gülen cemaatinin, başta ORDU içindekiler olmak üzere bütün mensuplarını hedef alıyor.

*Bu cümlede dikkatimi çeken ilk şey şu; Bu cümlede hedef, Fethullah Gülen cemaati ve başta ordu içindekiler olmak üzere bütün mensupları gibi görülüyor. Bu metne göre ağırlık Fethullah cemaati ve ORDU içindeki uzantıları üzerinde, ama bu cümlenin başına HÜKÜMETİ eklenmiş… Yani cümle şöyle olunca iş değişiyor; İrticayla Mücadele Eylem Planı, ‘’HÜKÜMETİ’’ ve Fethullah Gülen cemaatinin, başta ordu içindekiler olmak üzere bütün mensuplarını hedef alıyor.

*Peki, sizce bu Hükümete karşı tavır ve eylem, yani darbe ima eden anlatımın, Fethullah konusuna eklenmesinin sebebi nedir? Ben size söyleyeyim, böyle bir hazırlığın, Fethullah ve irtica ya karşı olması bir suç teşkil etmiyor, ama Hükümet eklenince Hukuka aykırı konuma geçiyor ve soruşturmaya değer hukuk dışı bir konu haline geliyor.


İşte bu noktada Türk Silahlı Kuvvetlerini hedef alan bu belirsiz iddia, bu vurguyla Ergenekon soruşturmasına da bağlanabilir bir konuma yerleşiyor ve Fethullah Gülen cemaatinin, başta ordu içindekiler olmak üzere bütün mensuplarını da korumaya alıyor.


*İşte bu iddianın iddia sahipleri açısından en önemli tarafı da budur aslında. Bunların gerçek olup olmamasının hiçbir önemi de yoktur, çünkü ortaya atılan iddialar ispatlanmasa bile suçlanan subayların terfilerini yakıyor ve bu durum belli çevrelerin işine yarıyor. Ayrıca bu yolla Emperyalistlerle işbirliği içinde olan kişiler, Emperyalistlerin işlerini bozabilecek bazı kişileri senelerce tecrit edip susturabiliyor.


Bu işlerin arkasında ABD’nin olduğunu anlamak hiçte zor değil, Ergenekon soruşturmaları başlarken ABD cephesinden gelen tazyikleri ve soruşturmayı muvazzaflara derinleştirin komutlarını, Tuncay Güney Mit bağlantısı hatırlayınız ve Samanyolu takımının hiç bitmeyen sonsuz gayretlerini…


Düşmanla bir olup kendi Milletinin Ordusuna bu çapta bir saldırıya geçmek ne manaya gelmektedir? İşin kötüsü yalan, gıybet, iftira olsa bile, bu eylem ve faaliyetlerin hiçbir cezası yok, Türkiye Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetlerine istediğin kadar iftira at, hakaret et, Devlete ihanet içinde ol, cezası yok, yok, yok...

BÖYLR BİR SAHTEKARLIK GÖRÜLMÜŞ DEĞİLDİR:


İrticayla Mücadele Eylem Planı varmış ve ‘’HÜKÜMETİ’’ ve Fethullah Gülen cemaatinin, başta ordu içindekiler olmak üzere bütün mensuplarını hedef alıyormuş.

* Kendi Milletinin ordusuna atılan bu utanç verici iddiaları derleyen kişiler tarafından, yazıda bu vurgu ve bağlantı yapılıyor ve devam ediliyor…

‘’Planın “İcra” bölümünde şöyle deniyor: Laik düzeni yıkıp İslam devleti kurma hayalindeki AKP HÜKÜMETİ ve Gülen grubu başta ordu içindekiler olmak üzere, dinî oluşumların faaliyetlerine son vermek için çalışılacaktır.’’

*Şimdi bu noktada şunu yapalım, AKP Hükümeti kısmını cümleden çıkaralım ve düşünelim, bu durumda cümle şöyle oluyor; ‘’ Laik düzeni yıkıp İslam devleti kurma hayalindeki Gülen grubunun başta ordu içindekiler olmak üzere tüm mensupları, dinî oluşumların faaliyetlerine son vermek için çalışılacaktır.’’


Şimdi soruyorum size, bu cümlede bu tarz faaliyetler içinde olanlar dışındakileri rahatsız edecek bir şey var mı? Ayrıca Hukuka aykırı bir durum var mı? Tabii ki yok, üstelik ordu içine sızmış ordumuza ve laik Demokratik, Sosyal sisteme düşman birileri var, yani alenen faaliyet yürüten bir örgüt var. İşte AKP HÜKÜMETİNİN bu metnin ve dolayısı ile bu işin içine sokulmasının sebebi budur…

Anayasa Mahkemesinin, AKP’nin Laikliğin karşıtı hareketlerin odağı olduğu kararına rağmen, Hükümet olma ve ABD, AB’nin kendilerini yasallaştıran desteği sonucu böyle bir avantajı taşımaktadır AKP Hükümeti… Ayrıca, ABD VE AB merkezli çevrelerin, Üniversiteleri vasıtası ile övgüler düzdüğü Gülen hareketi, yasal bir zemine çekilmeye çalışılıyor gibi bir durum seziliyor...

BU HALKIN KAFASINDA TSK ya KARŞI KESİN KANAAT YARATMAYA ve YASAL OLMAYAN TARAFI YASALLAŞTIRMAYA YÖNELİK BİR ÇALIŞMA

*Bu aslında üzerinde durulması ve deşifre edilmesi gereken bir yazı ve aşağıdaki paragraflarla da halkın kafasında kesin kanaat yerleştirmeyi amaçlıyor ve TSK aleyhine kesin itham yaratıyor.
Şöyle devam ediyor bu itham yazısı.

‘’Dört sayfalık planın “Durum” bölümünde, “Ergenekon adı altında, TSK’ya büyük emeği geçmiş emekli ve muvazzaf askerî personel yersiz ithamlarla lekelenmektedir” saptaması var.’’


* Böyle bir metin olsa bile, yalan mı? Siz söyleyin.


Devam ediyor…

‘’Plan, Psikolojik Harp Dairesi’nin yeni adı olan Genelkurmay Harekât Başkanlığı 3’üncü Destek Şube Müdürlüğü’nde hazırlanmış. Plan, Ergenekon’da tutuklanan Serdar Öztürk’ün ofisinde ele geçirildi.’’

*Burada kalem oynatarak sanki suç kesinmiş gibi kesin bir adli bağlantı kuruluyor ve emniyet şahit gösteriliyor. Bunların adı kalem oynatmadır? Devam edelim;

’Planı hazırlayan Albay Dursun Çiçek tanıdık bir isim. Daha önce Taraf’ın manşetten yayımladığı “Koç da andıçlandı” başlıklı haberle gündeme gelmişti.’’

*Bu hatırlatma ile sabıkalı kanaati yaratıp, ispatlanmışlık kanısı yaratıyor ve devam ediyor.

‘’Planın yazıldığı Genel Kurmay Harekât Başkanlığı 3. Bilgi Destek Şube Müdürlüğü, Psikolojik Harp Dairesi’nin yeni adı. Genelkurmay adına yapılan planlamalar artık buradan yürütülüyor.’’

*Yukarıdaki şu İfadeye bir bakın, tamam, işte her şeyi hallettiler, hedefin Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ta kendisi olduğu kesin. Ayrı paragraflarda yer alan bu imalarla, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni kesin suçlu durumuna sokmaya çalışıyorlar.


Hâlbuki eski pislikleri tertipleyen, eski Psikolojik Harp Dairesi dedikleri birim, ABD’nin kontrolünde idi, ABD kontrolü kaybedip yurtsever ve barışçı güçler kontrgerillayı tasfiye edip kontrolü ele alınca ABD çıldırdı. İşte ABD’ cephesinin ve bu işbirlikçi çevrelerin bütün hırsları bundan, bu yüzden yapıyorlar bu saldırıları.

*Peki, bu gibi eylemlerin ne cezası vardır? Bunların göklere çıkarıp, şu sıralarda da bu demagojilerle işlerine geldiği gibi kullandığı hukuk kapsamında, cezası nedir bu hıyanetin?

BU YAZIDA BU PLANIN ŞUNLARI İÇERDİĞİ SÖYLENİYOR;

*Kendi ağızlarından devam edelim, yazıda bir paragrafta icra bölümünü tam olarak şöyle açıklıyorlar.

‘’Ardından ise planın “İcra” bölümü geliyor ve şu ifadeler kullanılıyor: Laik ve demokratik düzeni yıkarak, şeriata dayalı bir İslam devleti kurma hayalinde bulunan AKP HÜKÜMETİ ve ona destek veren çeşitli gruplar ile Fethullah Gülen grubunun başta ORDU içindekiler olmak üzere tüm mensupları ve radikal dinî oluşumlar hakkındaki gerçekleri gün yüzüne çıkarmak, kamuoyunun desteğini kırmak ve faaliyetlerine son vermek üzere bilgi destek faaliyetleri icra edilecektir.’’

*Dediğim gibi AKP HÜKÜMETİNİ bu cümleden çıkarın… Tamam, ben çıkarayım.

‘’Laik ve demokratik düzeni yıkarak, şeriata dayalı bir İslam devleti kurma hayalinde bulunan çeşitli gruplar ile Fethullah Gülen grubunun başta ORDU içindekiler olmak üzere tüm mensupları , radikal dinî oluşumlar hakkındaki gerçekleri gün yüzüne çıkarmak, kamuoyunun desteğini kırmak ve faaliyetlerine son vermek üzere bilgi destek faaliyetleri icra edilecektir.’’

*Evet, bu durumda cümle böyle oluyor, doğru söze ne denir ve suç kimde siz söyleyin… Üstelik ''Fethullah Gülen grubu, başta ORDU içindekiler ve tüm mensupları olmak üzere, radikal dinî oluşumlar hakkında'' dendiğine göre ORDU içine sızan birileri olduğu kesin ve bunların nerelere bağlı çalışacağı da kesin.


Siz söyleyin bu durumda Türk ordusu ne yapmalıdır? Hayret ki ne hayret, bu entrikaları bir Millet, hadi Milleti geçtim, bu Milletin kurum ve kuruluşları nasıl yutar? Ya da bu yönde saf tutar.

Bu toplu durumda bu haberlerle ilgili Medyanın tavrına da değinmeden geçemeyeceğim. Haber Türk dâhil bir sürü Güvendiğimiz Medya kuruluşunun bu haberi işleyiş, sunuş tarzı da hayret vericiydi. Dahası Necmettin Erbakan bile, bu parti ismini üstüne, basa, basa AKP olarak telaffuz ettiği halde, bu Medya kuruluşlarının Ak parti demeleri de dikkat çekiciydi

Bir şey daha var, AKP’nin bu yaratılan saldırıya müdahil oluş şekli, tarafı ve sergilediği genel tavır ilginçti. Yine söylemeden geçemeyeceğim, bu durumda AKP’nin bu mevcut yaklaşımının yönü, neyi gösteriyor? ‘’Laik ve demokratik düzeni yıkarak, şeriata dayalı bir İslam devleti kurma hayalinde bulunan x çeşitli gruplar ile Fethullah Gülen grubunun Ordu içine sızan mensupları ve radikal dinî oluşumların bu gibi ABD endeksli faaliyetlerini değil de, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hedef alan bu tavırlar normal midir sizce?

Birde bu paragrafa şöyle bakabilir miyiz? Laik ve demokratik düzeni yıkarak, şeriata dayalı bir İslam devleti kurma hayalinde bulunan çeşitli gruplar ile Fethullah Gülen grubunun başta ORDU içindekiler olmak üzere tüm mensupları, radikal dinî oluşumlar ve onlara destek veren AKP Hükümeti.’’

Aslını isterseniz her durumda da şu ortaya çıkıyor. ’Laik ve demokratik düzeni yıkarak, şeriata dayalı bir İslam devleti kurma hayalinde bulunan x çeşitli gruplar ile Ordu içine sızan Fethullah Gülen grubu başta olmak üzere radikal dinî oluşumların, Devletin kadrolarında kadrolaşarak yürüttükleri bu gibi faaliyetler suçtur.


Hem de vatana ihanet suçudur. AKP’nin bu faaliyetlere karşı sergilediği onaylayıcı tavır, sistemi yıkmaya yönelik bu gibi farklı güçleri ya da ABD endeksli faaliyetleri desteklediği yönünde anlaşılabilir ve bu durum böyle anlaşılırsa bu da vatana ihanettir…

Bu duruma göre TSK’ ya karşı, Orduya sızan ve kökü ABD de olan FETHULLAH grubuna yönelik bir savunma hazırlığı yapıldığı gibi bir durum ortaya çıkıyor. Bu çevrelerin yaygarasına bakılırsa da böyle bir hazırlık yaparak Ordu içine sızdığı kendi ifadelerinden kesin olan Fethullah grubuna karşı TSK suç işlemiş gibi bir suçlama var.


Üstelik TSK’nin savunmaya geçmesi bu çevrelerin giriştikleri psikolojik harekâtı başardıklarını gösterir. Bu durum çok vahim, sanki İran’da HUMEYNİYE karşı bir komplo ortaya çıkarılmış ve suçlular şeriat Mahkemesinde yargılanacak gibi bir hava ortaya çıkıyor.


İşin en kötü tarafı da bu tarz sahtekârlıklarda uzman olan ABD bu işin arkasında olmasıdır. Benim merak ettiğim, TSK ABD’YE bu kadar mı bağımlı ki, bu durum gittikçe dramatik bir hal alıyor ve bizim Milletin büyük bölümü hala uyutuluyor.

Saygılarımla
Yurtsever Yurttaş


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder