28 Aralık 2010 Salı

BDP İLE YARATILAN ÇEKİŞME BÜYÜK BİR TEZGAHTIR.




THİNK THANK LERDE PİŞİRİLEN YENİ BAZI TEZGÂHLAR UYGULAMAYA GEÇİRİLİYOR

NATO füzeleri konusu birden bire gündemden düştü çünkü Seçimlere kadar uygulayacakları halkla ilişkiler faaliyetinde bu tarz gerginlik istemiyorlar. Siyasi ERK’İ elinde tutanlar, Yalan yolu takımı ve ittifakları, Medyada ve çeşitli mecralarda çok sinsi ve bazı çarpıtmalara dayalı faaliyet yürütüyorlar.

Bu faaliyet kapsamında, İnternette ve Facebook ta bazı ürettikleri videolarla taraf belli etmeden vatansever havaya bürünüp bazı dedikodular yayıyorlar. Çeşitli karıştırıcıların, geyik faaliyetini körükleme, çeşitli engelleme, bazı kişileri gözden düşürme ve birbirine düşürme çalışması yaptıkları da kesin.

Bu yönde bol laf salatası ile suya sabuna dokunmadan, can alıcı konulara girmeden, ABD ve Emperyalistlere hiç dokunmadan üstü örtülü ahkâm kesip, kendilerini vatansever belletmeye yönelik bazı videolar üretiyorlar ve yayıyorlar.

Bu videolar, karambol yaratarak, ABD seyahatlerini ve Emperyalist yandaşları olduklarını gözden kaçırıp, kendilerini Antiemperyalist vatanseverler gibi halka yutturmaya yönelik imal edilmektedir.

ABD ye ve çeşitli Emperyalist ülkelerle sıkı fıkı ilişkiler içinde olan ve oralara sık seyahat edip, ABD de kucaklanıp Batılı zatların açıklamaları ile desteklenen işbirlikçilerin bunu bize nasıl yutturacağı merak konusudur.

Bu İşbirlikçiler, hedeflerine yönelik olarak, kendilerinin, vatansever, büyük projeleri olan, Antiemperyalist, dini bütün, Atatürkçü, Üniter devlet yanlısı, halkçı, Demokrasi, adalet ve özgürlük yanlısı kişiler olduklarına halkı inandırmaya çalışıyorlar.

Bu Dünya çapındaki sahtekârlar çetesi, büyük düşünen, Dünyada itibarı olan adil adamlar oldukları kanaatini yaratmaya çalışıyor. Seçime yönelik olarak, halkı bu yönde uyutacak çok kapsamlı bir halkla ilişkiler ve enformasyon çalışması uyguluyorlar.

Tabii bu faaliyet her zamanki gibi bu bölgede çıkarları olan Emperyalistlerin Dünya çapındaki desteği ile yürütülüyor. Bu işbirlikçiler, Think Thank lerde pişirilen yeni bazı tezgâhları uygulamaya geçiriyor ve çok sinsi bir şekilde halkı uyutma faaliyeti yürütüyor haberiniz olsun.

Wikileaks dümeni diğer işlevleri bir yana, bunlar hakkında olumlu kanaat yerleştirme işinde de destek işlevi görüyor. Mavi Marmara ile İsrail e sert çıkış yapıyor tavrı sahte Antiemperyalist hava yaratılmasına yöneliktir.

Ayrıca bu konuyu fazla karıştırıp Türkiye ye mal ediyorlar ve uluslararası bir konu haline getirip İsrail’e posta atıyoruz havası da yaratılıyor. Bu iyi bir iç politika ve seçim malzemesi olduğu gibi, bu durum ileriye dönük olarak ABD ye, Terör odakları ile bağı olan Türkiye imajı yaratma imkânı da verebilecek bir mahiyet kazanıyor.

BDP ile yaratılan çekişme ve bazı BDP’lilerle gerçekleşen söz polemikleri ise bu Antiemperyalist ve vatansever görünüm yaratma ve PKK ya karşı görünme işinin bir parçasıdır, bu tezgâhları yutmayınız.

Referandumdaki BDP tavrını ve PKK ile işbirliklerini nasıl gizlediklerini ve karşı tarafa yıktıklarını hatırlayınız. Uyanık olunması ve bu sahtekârlıkların deşifre edilmesi şarttır.

Yurtsever Yurttaş

27 Aralık 2010 Pazartesi

BU GÜNLERDE ŞU MAVİ MARMARA GEMİSİ FAZLA ÖNE ÇIKARILIYOR.


Yurttaşlar bu günlerde şu Mavi Marmara Gemisi fazla öne çıkarılıyor. Bu gemi ve kapsamında olduğu girişimi Türkiye’ye mal etme konusunda yoğun bir enformasyon var. Biz Gazze Filistin ya da onların gık diyemediği ABD’nin birçok bölgedeki Emperyalist saldırı ve yağmalarına onlardan daha çok karşı çıkıyoruz.

Yani tepki koymak için bu gibi ne i düğü belli olmayan örgütlerin içine girmeye ihtiyacımız yoktur. Bu girişim biz Türkler tarafından sahiplenilmemelidir, çünkü bu iş İHH denilen ve içimizdeki ABD işbirlikçileri ile ve daha bilemediğimiz nice ilişkiler içindeki bir örgütün tezgâhladığı bir organizasyondur.

Bu İHH’nın adı, Milli görüşle birlikte Bosna hersek için toplanan yardım paralarının iç edilmesi konusunda gündeme gelmişti. O günlerden bu güne herhalde çok büyük finanslara ulaştılar ki bu gibi organizasyonları tertipleyecek gücü bulabiliyorlar.

Finans güçlerinin kaynağı bile meçhuldür bunların. Mavi Marmara gemisi ise KOMOR adaları bandıralıdır, bu işi bize mal etmek ve Türkiye’yi uluslar arası düzeyde bu işte sorumlu hala getirme çabaları çok dikkat çekicidir.

Bilindiği gibi, bir yandan bu organizasyon Türkiye’ye mal edilirken, bir yandan da bu konu AKAPE'nin başının reklamına yaramaktadır. Fakat en tehlikeli yanı bu işi bu gün destekliyor geçinen Batı Emperyalistlerinin ilerde bunu nasıl kullanacağıdır.

Bu girişim Türkiye’ye mal edildiği takdirde, Emperyalistlerin bu konuyu Terörizm sahtekârlıklarına katarak, temcit pilavı Ermeni konusu gibi ilerde bize karşı kullanmaları mümkündür. Türk Milleti her yönden gelecek her türlü saldırı ve sahtekârlıklara karşı çok uyanık olmak zorundadır.

Bu konuyu fazla karıştırıp Türkiye ye mal ediyorlar ve uluslararası bir konu haline getirip İsrail’e posta atıyoruz havası da yaratılıyor. Bu iyi bir iç politika ve seçim malzemesi olduğu gibi, bu durum ileriye dönük olarak ABD ye, Terör odakları ile bağı olan Türkiye imajı yaratma imkânı da verebilecek bir mahiyet kazanıyor. Bu sahtekârlar yine Uluslararası dümenler tezgâhlıyor benden söylemesi.

İHH başkanına herkes bir baksın ve bana Milliyetini söylesin birisi, Adam Hamas üyesi gibi. Bu Gemi eskiden Türk gemisiymiş açık denize çıkma izni yokmuş ve satın alınıp COMOR bandırası almış. Şimdi bu Gemi niye Türk gemisi diye dayatılıyor?

En üst düzeyde nasıl kabulleniyor bunu Türkiyeyi yöneten yöneticiler? Bu nasıl bir iştir. En azından Muhalefet acilen reddetmelidir bu gemiyi ve organizasyonu, bu bir Think Thank tezgâhıdır haberiniz olsun.

Bu Gazze konusu da bütün açıklığı ile ortaya konmalıdır. Bu Filistin Gazze dramının, yani genel olarak Doğu Akdeniz’in işgali konusunun, bizim işbirlikçilerin yakın ilişkiler içinde bin takla attıkları ABD ile İsrail’in ortaklaşa Stratejileri olduğu ve bu vahşeti birlikte yaptıkları açıkça ortaya konmalıdır.

Bu İHH organizasyon ekibi İsrail’e bu kadar laf ederken niye ABD ye tek laf etmiyor? Bu garip gelmiyor mu size?

Yurtsever Yurttaş

19 Aralık 2010 Pazar

SON ZAMANLARDA ŞU MAVİ MARMARA GEMİSİ FAZLA ÖNE ÇIKARILIYOR.



Yurttaşlar bu günlerde şu Mavi Marmara Gemisi fazla öne çıkarılıyor. Bu gemi ve kapsamında olduğu girişimi Türkiye’ye mal etme konusunda yoğun bir enformasyon var. Biz Gazze Filistin ya da onların gık diyemediği ABD’nin birçok bölgedeki Emperyalist saldırı ve yağmalarına onlardan daha çok karşı çıkıyoruz.

Yani tepki koymak için bu gibi ne i düğü belli olmayan örgütlerin içine girmeye ihtiyacımız yoktur. Bu girişim biz Türkler tarafından sahiplenilmemelidir, çünkü bu iş İHH denilen ve içimizdeki ABD işbirlikçileri ile ve daha bilemediğimiz nice ilişkiler içindeki bir örgütün tezgâhladığı bir organizasyondur.

Bu İHH’nın adı, Milli görüşle birlikte Bosna hersek için toplanan yardım paralarının iç edilmesi konusunda gündeme gelmişti. O günlerden bu güne herhalde çok büyük finanslara ulaştılar ki bu gibi organizasyonları tertipleyecek gücü bulabiliyorlar.

Finans güçlerinin kaynağı bile meçhuldür bunların. Mavi Marmara gemisi ise KOMOR adaları bandıralıdır, bu işi bize mal etmek ve Türkiye’yi uluslar arası düzeyde bu işte sorumlu hala getirme çabaları çok dikkat çekicidir.

Bilindiği gibi, bir yandan bu organizasyon Türkiye’ye mal edilirken, bir yandan da bu konu AKAPE'nin başının reklamına yaramaktadır. Fakat en tehlikeli yanı bu işi bu gün destekliyor geçinen Batı Emperyalistlerinin ilerde bunu nasıl kullanacağıdır.

Bu girişim Türkiye’ye mal edildiği takdirde, Emperyalistlerin bu konuyu Terörizm sahtekârlıklarına katarak, temcit pilavı Ermeni konusu gibi ilerde bize karşı kullanmaları mümkündür. Türk Milleti her yönden gelecek her türlü saldırı ve sahtekârlıklara karşı çok uyanık olmak zorundadır.

Yurtsever Yurttaş





.

11 Aralık 2010 Cumartesi

LAFIN KISASI




Emperyalistlerin İşbirlikçileri, kendi kurgulanmış gazete ve Medya haberlerine dayanarak Ordunun kolunu kanadını budayıp savunma gücünü zayıflatmaya çalışıyorlar. ABD desteği ile JÖH ve Deniz Kuvvetlerinin Kozmik bilgilerine de daldılar ve sanki bir çeteye operasyon yapılıyor...

ABD onayı ile gizli gizli geliştirilen Kürdistan konusu da açık edilmeye başlandı. Uzun süredir bu konuda yapılan çalışmalar ortada. Birileri, kardeşimiz, yurttaşımız, hısımımız, komşumuz Kürtlere kendilerini çeşitli yöntemlerle önder olarak kabul ettirmeye ve ayaklandırmaya çalışıyorlar.

Yurttaşımız, kardeşimiz, Hısımımız, Komşumuz Kürtleri kışkırtan bu devşirmeler, Emperyalistler tarafından, İsveç Fransız, İngiliz enstitülerinde yıllarca yetiştirilip devşirildiler ve dedelerinden beri kullanıldılar. Bunlar ABD desteğiyle Kuzey Irak ta palazlanan ve tarihte sicili belli olan Aşiretlerinde desteği ile bizim kardeşimiz, komşumuz, hısımımız, arkadaşımız olmuş Kürt kardeşlerimizi de Emperyalistleri hedeflerine yönelik kışkırtıyorlar.

Bu yolla bu bölgeyi parçalamak ve Emperyalistlerin hedeflerine yol döşemek üzere görev yapıyorlar. İçimizdeki çıkarcı hainlerde ABD dibinde ve hizmetinde, bu sahtekâr zihniyete hukuku kullanarak yatakçılık yapıyor kah gizli gizli kah alenen. Yasama resmen ABD'nin bölgedeki Bop hedeflerine yönelik üretim yapıyor.

ABD bu sıralarda Bop projesi doğrultusunda atakları hızlandırıyor, en önemli hedefi Türk Ordusunun Komutanları, emir komuta zinciri ve kozmik bilgiler. İkincil konu sınırlar ve bölge kontrolü, askeri güç ve silah mühimmat yerleştirme.

İşbirlikçiler yolu açıyor, NATO ve BM bu iş için hazırlanıyor. Bu bölgede çıkacak bir ihtilaf sınır ihtilaflarını da gündeme ve Uluslararası Mahkemelere taşır, bu konu ihmal edilmemelidir.

ABD, BDP’ ye ve KCK ya Kürdistan çıkışlarını başlattı ve ivmelendirme gayretleri açıkça görülüyor. Kardeşlik barış naraları ile başlatılan HABUR girişi ve Avrupa'dan gelmesi için çağrı çıkarılan PKK’lıların da bu işler için kullanılması planlanıyordu.

Bu konuda ortaya çıkan rezalet ve tepkiler sonucu bu işi beceremediler ve bu elemanlar da büyük çaplı gelemedi ama gizlice yurda giriş yaptıklarından emin olunuz. Bu sıralarda da Said'i Kürd'i kanalı ile Kürtlere de bağlı olan Fethullah PKK ilişkisi en sonunda açık edildi.

APO Sol da oldukları palavrasından vaz geçiyor ve Fethullah ittifakını açıkça gündeme sokuyor. Doğuda didiştikleri Fethullahçılar ile yakınlaşma öneren APO, gençleri dağlara çıkarmak için kullandıkları Marksist söylemde samimi olmadığını onaylamış oldu.

Bu işten bir tek Che Guavara adı karlı çıkacak çünkü ABD ye hizmet eden bir örgütün elinde propaganda vasıtası olmaktan kurtulacak böylece. Kürt gençleri senelerce CHE’nin şanlı mücadelesi ile ateşlendirilip çıkarıldı dağa. Bu değişim projesine nasıl bir yorum gelecek bilmem ama İntihar komandosu bulmalarının daha kolaylaşacağı kesindir.

Bu iş olmak zorunda çünkü ABD istiyor ve emrediyor, hedefinde bulunan doğuda bu aşamada böyle bir mücadele işine gelmez. İki tarafta emrinde ilk adımda sorun çıkacağını sanmam, sonrasında çıkacak sürtüşme ve çatışmalar ABD'nin işine bile gelir.

NATO kapıda bu iş vahim herkes şapkasını önüne koyup düşünsün yolun sonundayız. Vatana ihanet doruk noktasındadır ve en önemli konu budur. Ordu mensuplarına, Aydınlara ve Prof. lara yapılanlar sadece bunun parçalarıdır.

Ordu mensuplarının terfileri yakılarak Ordu içine sızmış Fethullahçı çetenin mensuplarının terfileri sağlanmaya ve bu yolla Orduda emir komuta ele geçirilmeye çalışılıyor bu da İslamcı falan takımının değil direk olarak ABD'nin işidir.

Kamu güvenliği Müsteşarlığı ABD’nin işbirlikçileri ile yapılandırdığı komuta merkezidir ve özel ordu buraya bağlı kuruluyor, Silah ruhsat ve Emniyete ağır silah alımları için hazırlanan kanun bu orduyu teçhiz etmeye yöneliktir.

Emniyette yeni nesil denilen bir yapılanma var ve özel kuvvetlerde bu yapılanma etkin. 17.000 personel alımı yapılacağını ilan ettiler. Askerlikten muaf tutulma isteği de buraya alınacak personeli TSK denetiminden uzak tutmak içindir.

Kısacası ABD ipleri geriyor, amacı hedefi belli, vatan hainleri ulvi görev üstlenmiş bir pozda bölge barışını kökten sarsacak bir stratejiye hizmet etmek zorunda. Wikileaks belge açıklamaları ile kuyruklarını ABD’nin tuttuğunu iyice anladılar.

Yurtsever Yurttaş

9 Aralık 2010 Perşembe

CIA VS. TEŞKİLATLAR NEDEN SEVİLMEZ?



Bu CIA vs. teşkilatlardan falan neden korkulur? Biz de AB ve ABD'nin savunduklarını iddia ettikleri Özgürlükleri ve Demokrasiyi savunuyoruz ve Dünya yüzünde dönen sahtekârlıklara karşı çıkıyoruz.

Yani görünüşe göre aynı değerleri savunuyoruz gibi bir durum var ve aslında bu durumda bunların bize Düşman olması değil madalya vermesi gerekiyor.

Ayrıca iyilik için çalışıyorsa bunlar, bunlardan kimsenin korkmaması, nefret etmemesi ve Dünyada barışın hakim olması gerekiyor... Hal buyken Dünyada bu teşkilatlardan ve bunları yöneten Devletlerden korkuluyor, nefret had safhada, bilhassa bunlardan ha bire mıncıkladıkları geri kalmış bölgelerde çok kişi nefret ediyor, peki neden?

Çünkü bunlar Emperyalist zihniyete sahip, buna bağlı olarak ta iddia ettikleri gibi İnsan Haklarına değer veren, doğru, dürüst ve Özgürlük yanlısı bir zihniyete sahip değiller. Bu Emperyalistler ve işbirlikçileri, bu kavramları sadece çıkarlarını yürütmek ve fakir halkların mallarını yağmalamak için kullanıyorlar... Kökleri Tarihten gelir ve sanayi devrimi bile bunlara çalışmıştır. Kölecilikten bu güne zihniyetleri hiç değişmemiş ve bu gün küreselleşmeye çalışmaktadırlar.
Bakınız Emperyalizm: http://tr.wikipedia.org/wiki/Emperyalizm

Bu zihniyete sahip Dünya gücünü oluşturan zihniyetler ve bunlara çalışan bölgesel işbirlikçileri iyi niyetli değil, bunların tüm yapısı yalan dolan üstüne kurulu. Her işleri yalan üzerine kurulu, işleri güçleri sahtekarlık ve kitleleri uyutarak işlerini yürütmek için gizli çalışmak zorundalar. Özgürlük yanlılarını da Terörist olmakla suçluyor her hangi bir düzmece suç yapıştırıp ya tuzağa düşürüyor, özgürlüğünü elinden alıyorlar, ya da öldürüyorlar. 

Çaktırmadan öldürme konusunda da türlü çalışmaları ve teknikleri var. Biyolojik savaş denilen ve aslında İnsanlık suçu ve düşmanlığı sayılacak yöntemleri de cabası. Hal böyle olduğu halde bu konularda hala Bilimsel araştırma yapar havalarda kitleleri yok edecek hastalıklar keşfetmek yada mevcut hastalıkları daha hızlı yayılmasını sağlamak için özel laboratuvarlarda son hızla çalışmaktadırlar.

Yapılan sahtekarlıklara sebep o Devletin çıkarları, Demokrasiyi savunuyor görünüyor ama çıkarlarının önemli olduğunu ve bu yönde Atom bombası bile atıp kitleleri çoluk çocuk yok edebileceklerini açıkça söylüyorlar. Bu konuda son derecede de pervasızlar, iki yüzlü tavrı herkes bilmesine rağmen kimse ses çıkarmıyor ve bu tiyatroya ortak oluyor.

Bu zihniyet ilk adımda hedef bölgelerindeki Aydınları ve dürüst önderleri tasfiye edip halkı uyutuyor sonra da işbirlikçileri vasıtası ile o hedef bölgeyi enine boyuna sömürüyorlar. Para ve güç sayesinde üst düzey bir görüntü sergileyen bu düzenbazların çıkarları için yapmayacakları kötülük yok. Dünyanın her bölgesinde çıkarlarını önde tutan kişilerle bağları var ve bunlarla işbirliği halindeler.

Bunların kötülüklerinin sınır yok, Bebeklere bile acımıyorlar ve sonrada iyi kalpli insanlık numunesi insanlarmış gibi bir hava takınıp, biz gibi insanlık değerlerine ve çevresel güzelliklere bağlı, saygılı idealist insanlara çamur atıp kötü muamelesi yapmaya çalışıyorlar... Sahip oldukları insani değerleri ve varlıklarını korumak isteyip karşı koyanları da işbirlikçileri vasıtası ile haydut yerine koyup türlü iftira ile yok etmeye çalışıyorlar.

İnsanları aldatmak kazıklamak, gütmek ve varlıklarını yağmalamak için türlü yöntem geliştiriliyor ve bunlar için Kitaplar yazılıyor Filmler çeviriliyor. Nesillere bu sahtekarlıklar bilimsel çalışma gibi algılatılıyor. Filmlerde ajanlar çok mühim işler yapan kahramanlar olarak sunuluyor, aslında ajan sadece araç anlamına gelir. Kim kullanırsa onun aracı, beyin hastalıklı ise ajan kötüdür.

Bu zihniyetin yorum kabiliyeti de ortadadır, hatta bu konuda şu malum Think Thankler ile resmen kurumlaşmış ve Sahtekârlıkta çok ileri bir seviyeye çıkmış durumdadırlar. Bu arada uzun süredir izliyoruz, Samanyolu ve AKAPE laf ebeleri ile de tarzları ve çıkarları çok uyuşunca işbirlikleri mükemmel bir uyumluluk sağladı.

Gizli hareket etmekle beraber tarzları ortadadır aslında, uydur kaydır nereye giderse, yalan dolan gerekçesiz tutuklamalar, işi kitabına uydurmalar malum. Dindar görünmekle birlikte Din bunların kullandıkları bir yöntem sadece. Yalan, iftira, Gıybet, Adam kayırma, İrtikâp, Rüşvet dâhil her yol var, sadece faaliyetlerini izlemek yeter bunları fark etmek için. Bunları Allaha nasıl açıklayacakları ayrı bir merak konusudur.

Yapılanlar ortadadır, hileli seçimlerle yetkiyi zapt etmeler, çıkarına göre kanun çıkarmalar, kendilerine bağlı kurumlar oluşturmalar, gerekçesiz iddianameleri içinden çıkılmaz hale sokup planlarına engel teşkil eden insanları delilsiz suçlayıp senelerce içeri kapatmalar. Bunu da yani göz altı süresini10 sene ye kadar mümkün kılmak için yasa çıkarıp kitabına uydurma teşebbüsleri. Bu iş öyle bir hal aldıki neredeyse gerekçesiz müebbet yatıracaklar herkesi.

Bu iş giderek Stalin gibi, pisliklerini fark edip ifşa edenleri Paranoyak, Şizofreni vs. olarak niteleyip Akıl hastanesine kapatmaya kadar gider benden söylemesi. Bunun adı Faşizmdir, ya da Stalinin yarattığı Despot bürokratik sistem ve özgürlükler bu yapı içinde kesinlikle barınamaz..

Bunların ikiside aynı kapıya çıkar ve bunun adına Demokrasi denilmez denilirse sahtekarlık olur İnsan hakları bu düzende bulunmaz açıkçası. Yaşadığımız süreçte en ibret verici durum da, medeniyet timsali gibi bize hava atan Batının bu gidişata alkış tutup, bizzat bu sahtekarca işleri planlıyor ve çalışıyor olmasıdır..

Yurtsever Yurttaş

7 Aralık 2010 Salı

BU TAKIM ABD DESTEĞİ İLE FAŞİST YÜZLERİNİ İYİCE GÖSTERECEK!


07 12 2010 - 12,00 - 01,00 suları one minute kahramanı televizyonlarda bin dereden su getiriyor ve Emperyalistlerle işbirliği yapıp batırdığı ülkeyi nasıl kalkındırdığını anlatıp yolsuzlukları halı altına süpürüyor.

Bu konuşma da, YÖK'ü protesto eden ve Polisten sopa yiyen gençleri Terörist göstermek ve malum ABD tezgâhlarını alevlendirmek için bazı hamlelerin yolunu döşüyor gibi bir tavır dikkat çekiyor. Zor kullanarak muhalefeti bastırma çabasına girmeyi planladıkları açıkça seziliyor. Gidişata ve söylemlere bakılırsa bu takım iyice Faşist yüzlerini gösterecek haberiniz olsun.

Bu işler karışık, ABD ye atağa kalkmak için hep bir bahane lazım. Buna bağlı olarak, NATO toplantılarında yapılan çeşitli planlar doğrultusunda Wikileaks patlaması yaratılarak atağa kalkıldı. Bu stratejide terörle mücadele konusunu çok öne çıkarmaları, NATO'yu ve külliyatını kullanarak muhaliflere karşı bu kozu kullanacaklarını ve önlerine çıkana Terörist yaftası yapıştıracaklarını gösteriyor.

Yani önümüzdeki süreçte, Wikileaks ı kullanarak kanaatleri düzenleyecekleri, NATO, BM ve AGSP yi kullanarak Muhalefete karşı üstünlük kurmaya çalışacakları hissedilmektedir. NATO ve Wikileaks ı takiben bizdeki işbirlikçilerin Tür ki cumhuriyetlere seyahatleri sıklaştırması da hayra alamet değildir.

Orta Asya içine seyahatler ve Emperyalistlerin destekledikleri Osmanlı hedeflerine yönelik göndermeler hareket stratejinin alt yapısı oluşturuluyor. Seçimlere yönelik göz boyamalar ve türlü tezgâh gündemde.

Belli ki, Seçimlerden sonra NATO ve külliyatı belli düzenlemelerden sonra buraya çökecek ve harekât başlayacak. Wikileaks belgeleri ile Emperyalistler her işiniz belgeli ayağınızı denk alın mesajını verdi ve vatan hainlerinin elini kolunu bağladılar. İşbirlikçiler kımıldayamaz durumda ve hizmete mecburlar.

Birisi İngiliz desteğinde hidayete ererken diğeri ABD ye yatırım yapmanın diyetini ödüyor. ABD ye olan hırsını CHP ye çatarak hafifletip durumu kurtarmaya çalışıyor. İlk hedef hileli Seçimler ve bu gazla seçime yönelik atağa kalktılar bile.

Herkes bilerek hareket etsin bu Terörist yerine koyma kozunu kullanmalarına fırsat verecek hatalar yapılmasın. Demokratik hakların savunulduğunun belli olması ve faşist yaklaşımın kimlerden geldiğinin kamuoyu tarafından açıkça görülmesi büyük önem taşımaktadır.

Her ne protesto yapılacaksa bu sahtekârların hamlelerinin önceden görülmesi şarttır.

Yurtsever Yurttaş

29 Kasım 2010 Pazartesi

BU SAHTEKÂRLAR TERÖRİZM DİYE TUTTMUŞLAR, KENDİ YARATTIKLARI ŞEYLE MÜCADELE EDİYORLAR!



TERÖRİZMLE SAVAŞ

Yurttaşlar! Bu sahtekârlar bir terörizmle savaş diye tutturmuşlar, Terörizmle savaşıyoruz diye her yerde çiğniyorlar Demokrasi adına uydurdukları  palavraları. Kendilerine engel saydıkları insanların her konuşmasını dinleyip attıkları adımı takip eden ve anında içeri tıkan bu sahtekarlar nedense KCK ve taş atan çocuklar konusunda müsamahakâr davranıyor.

Kürdistan’ın kurulmasına kadar gidecek çalışmaların bir parçası olan KCK ve buna yönelik olarak kendi yarattıkları taş atan çocuklar palavrasını körükleyip birde rahat çalışmak için taş atan çocuklara verilen cezaları düşürüyorlar, taş atan çocuklarda maşallah 1.80 boyunda... Üniversitelerdeki Demokratik haklar için mücadele veren antiemperyalist gençlik hareketlerini daha tehlikeli gördükleri her eylemlerinden bellidir bunların.

Bu sadece bir örnektir, uzaydan bile dinlemenin olduğu bu zamanda, PKK ve uzantısı ABD taşeronu Teröristler her nedense Dünyada güvenlik içinde ve özgürce dolaşabiliyor. ABD'nin PKK'ya lojistik destek sağladığı Genel Kurmay Başkanımızın ağzından ve en son Wikileaks tarafından, hatta daha önce kendi mensupları Şemdin Sakık tarafından bile tescillenmiştir. Peki, PKK'nın şehir yapılanması KCK, destek görmüyor mu? Tabii bunların her işleri sahte oyun dümen, bir bakarsın karşı görünürler bir bakarsın destek verirler.

Bunlar bize yani Antiemperyalistlere karşı sertler, sanki düşmanla cenk ediyorlar, ABD ve İngilizlerle koklaşıp anlaşıp sokaklarda demokratik protesto yapan gençlerimizi aşağılıyorlar. Bunların yöntemleri de bellidir aslında, önce insanları kışkırtıyorlar, öfkeyle zıplar sa kolayca avlıyorlar, aslında silaha sarılmalarını istiyorlar.


ABD nin kullandığı yöntemler belli, yığınla insanı sadece Tarafın Samanyolu'nun ortaya attığı iftiralara dayanan 5000 sayfalık iddialarla kanıtsız olarak içeri tıkıyorlar ve delil arıyoruz bahanesi ile senelerce özgürlüklerini engelliyorlar.

Geçenlerde İnternet'te ''TİT Ergenekon'' ismi ile faaliyet yürüten birilerini paketlemişler. ''TİT Ergenekon'' geçmişten gelen ve varlığı bile şaibeli olan sır olan bir örgütlenmenin adıdır ve esrarengiz profesyonellerden oluştuğu her yerde yazılır çizilir. Bu kişiler muhtemelen bunun ciddiyetinin farkında olmayan gençlerdi ve kulağa hoş geldiği için bu ismi kullandılar ve oyuna düştüler.

İşte oyun böyle bir oyundur, bunlara istedikleri bahaneyi bilmeden de verseniz bunlar karşı sesleri susturmak için kullanır. 68'lileri de böyle avladılar, kışkırttılar silaha sarılınca da avladılar. Onlara bu mesnetleri vermeyelim, mücadelemiz Özgürlük ve Demokratik haklarımız için olacak esas olan budur. Zaten bu yolda dimdik durmayan kaybeder, sahtekârların tezgâhlarına karşı uyanık olacağız ve sahtekarlıklarını kesintisiz olarak deşifre edeceğiz.

Bu olduktan sonra kimse korkmasın, çünkü bu mecrada mücadele haklı mücadeledir. Yaşasın özgürlük ve Dünya insanlarının kardeşliği. Herhangi bir etnik yapıdan ya da Irktan olup , sahtekarca Sol söylemleri ve ABD ye karşı savaşan CHE'yi ve vs. unsurları kullanıp sonrada ABD'nin hizmetinde iş yaparak İnsanlığa ihanet eden hergeleler sokaklarda Özgürlük bağımsızlık diye boşuna patırtı yapmasın, çünkü çok aşağılık bir şey oluyor bu.

ABD hizmetinde özgürlük görülmüş şey değildir, ABD sonunda kendi yavrularını da yer. Saddam da ABD’nin adamıydı Baaz partisinden ABD desteği ile yükseldi ve ABD’nin gölgesini kendi gölgesi sandı, ABD ye dikildi ve ABD yeni işbirlikçileri yardımı ile onu da yedi. Saddam’ı ABD emriyle asan yeni işbirlikçiler, boşuna özgürlük naraları atmayın çünkü yutan yok ve gittiğiniz yol onurlu bir bağımsızlık yolu da değildir.

Bunların iyi anlaşılması lazımdır, bizim siyasi erk de bu işlere ortak, yalan dolanla iş yürütüyorlar. Bunca palavra atıp eski faşist uygulamalarla hesaplaşma vaadi veren kişiler ve bunların borazanları niye esas konulara girmez? Şimdi ABD de yaşayan MEHMET Eymür’ün o sıralarda başında olduğu Kontrgerillayı niye kimse soruşturmaz? Sonrada 12 Eylülle mücadele ve hesaplaşma naraları atar birileri.

İZLEYECEĞİZ

Yurttaşlar izleyiniz, önümüzdeki süreçte Tayyip ve Takımının ABD, İSRAİL karşıtı Antiemperyalist ve Atatürk ruhuna sahip vatanseverler olarak giydirilip bize dayatıldığına tanık olacaksınız. Bunun yanında Osmanlının mirasına sahip çıkan Dini bütün imajını da eklemek yanlış olmaz.

Wikileaks ın da etkisi ile bu şekilde bir Enformasyon ivmelendiriliyor. Bu yönde hareketlenme başladı ve Halkla ilişkiler çalışmaları ile hızlanacak. Bir yerlerden bazı pis kokular geliyor ve bana öyle geliyor ki çok büyük tezgâhlar dönüyor ve hedefleri Seçimi alarak yetkileri ellerine almak ve hukuki üstünlüğü tam olarak ele geçirmek…

Yani işleri güçleri yalan dolan bu gibiler in, dış odaklar zaten Tarihlerindeki pislikler ile ortadadır ama bizim içimizdeki işbirlikçiler Dini kullanarak çok iyi gizleniyorlar. Geçenlerde yayınladı kardeşlerimiz, Hz, Muhammet As. nin çok önemli bir sözü şöyle


‘’Münafığı üç şeyden tanırsın; Bir, Yalan söyler, İki verdiği sözü tutmaz, Üç emanete hıyanet eder.’’ 


Fazla söze gerek var mı?

Saygılarımla
Yurtsever Yurttaş

ÖYLE GÖRÜNÜYOR Kİ ÇOK BÜYÜK TEZGÂHLAR DÖNÜYOR…


BEYİN JİMNASTİĞİ


Bazı AB ülkelerinin ABD'nin hegemonyasından rahatsız olduğu ve ABD robot devletinin fiyakasını bozup kendi ellerini güçlendirmek isteyeceği buna da Rusya ve Çin gibi Devletlerin destek verebileceğini kabul edebiliriz. Çinle Rusya'nın geleneksel hale gelen çekişmeleri açıktır, Rusya'nın ŞHANGAY a rağmen yükselen ve ABD ile sürtüşen Çin olgusuna karşı ittifak yoklamaları yapması da mümkündür.


Öte yandan, ABD'nin dümencilerinin bu işleri tek başlarına beceremeyeceğini kabul edip, belli ittifaklar geliştirebileceğini de bir ihtimal olası kabul etmemiz gerekir. ABD ye bu bindirmeyi yapanların perde arkası merak konusudur ve ABD’nin yelkenlerinin inmesi ile ortaya çıkacak toplu durumda, Perde arkasındakilerin bu gizli bilgileri ortak çıkarlara göre yeniden düzenleyebileceğini de göz önüne almamız ihtiyat gereğidir.


Benim şüphem daha çok Asya’ya, Hazara, Ortadoğu’ya ve Afrika’ya doğru uzanan, Kıbrıs ile Doğu Akdeniz ve Afrikaya Platform oluşturan Anadolu için Rusya ve Batı'nın ne planlar içinde olduğudur. İçimizdeki A + B + C planlarına göre motive edilmiş farklı kişi ve oluşumların varlığı bir tarafa, Emperyalistlerin mevcut kadroları olan Tayyip ve cümle işbirlikçi takımına önümüzdeki süreçte gelecek destek bizim için Wikileaks in güvenilirliğine yönelik gösterge olacaktır.


İZLEYECEĞİZ


Yurttaşlar yukarıda söylediğim gibi olayları izleyin, önümüzdeki süreçte Tayyip ve Takımının ABD, İSRAİL karşıtı ve Atatürk ruhuna sahip Antiemperyalist vatansever kişiler olarak giydirilip bize dayatıldığına tanık olacaksınız. Wikileaks ın da etkisi ile bu şekilde bir Enformasyon ivmelendiriliyor, başladı ve Halkla ilişkiler çalışmaları ile hızlanacak. Bir yerlerden bazı pis kokular geliyor ve bana öyle geliyor ki çok büyük tezgâhlar dönüyor…


Yurtsever Yurttaş






28 Kasım 2010 Pazar

WİKİLEAKS KONUSUNDA BEYİN JİMNASTİĞİ!




BEYİN JİMNASTİĞİ

Bazı AB ülkelerinin ABD'nin hegemonyasından rahatsız olduğu ve ABD robot devletinin fiyakasını bozup kendi ellerini güçlendirmek isteyeceği buna da Rusya ve Çin gibi Devletlerin destek verebileceğini kabul edebiliriz.

Çinle Rusya'nın geleneksel hale gelen çekişmeleri açıktır, Rusya'nın ŞHANGAY a rağmen yükselen ve ABD ile sürtüşen Çin olgusuna karşı ittifak yoklamaları yapması da mümkündür.

Öte yandan, ABD'nin dümencilerinin bu işleri tek başlarına beceremeyeceğini kabul edip, belli ittifaklar geliştirebileceğini de bir ihtimal olası kabul etmemiz gerekir.

ABD ye bu bindirme yapanların perde arkası merak konusudur ve ABD’nin yelkenlerinin inmesi ile ortaya çıkacak toplu durumda, Perde arkasındakilerin bu gizli bilgileri ortak çıkarlara göre yeniden düzenleyebileceğini de göz önüne almamız ihtiyat gereğidir.

Benim şüphem daha çok Asya’ya Hazara, Ortadoğu’ya ve Afrika’ya doğru uzanan, Kıbrıs ile Doğu Akdeniz ve Afrikaya Platform oluşturan Anadolu için Rusya ve Batı'nın ne planlar içinde olduğudur.

İçimizdeki A + B + C planlarına göre motive edilmiş farklı kişi ve oluşumların varlığı bir tarafa, Emperyalistlerin mevcut kadroları olan Tayyip ve cümle işbirlikçi takımına gelecek destek bizim için gösterge olacaktır.

İZLEYECEĞİZ

Yurttaşlar yukarıda söylediğim gibi izleyin, önümüzdeki süreçte Tayyip ve Takımının Atatürk ruhuna sahip ve ABD, İSRAİL karşıtı Antiemperyalist vatansever kişiler olarak giydirilip bize dayatıldığına tanık olacaksınız.

Wikileaks ın da etkisi ile bu şekilde bir Enformasyon ivmelendiriliyor, başladı ve Halkla ilişkiler çalışmaları ile hızlanacak. Bir yerlerden bazı pis kokular geliyor ve bana öyle geliyor ki çok büyük tezgâhlar dönüyor…

Saygılarımla
Yurtsever Yurttaş

21 Kasım 2010 Pazar

BU VATAN HAİNLİĞİ VE İHANET DEĞİLSE NEDİR?



Kamu güvenliği Müsteşarlığı denilen Müsteşarlık ABD’nin CIA’yi yerleştirdiği bir Komuta birimi olarak teşkilatlanıyor, özel ordu buraya bağlı Emniyet baz alınarak kuruluyor. Askerlik Emniyet kadrolarının TSK’nin denetiminden geçmesini gerektiriyor, bu yüzden kaldırılmak isteniyor ve 17.000. eleman alımı planlanıyor.


Bu özel ordu konusu çok vahim bir konu, içinde Avrupa ve çeşitli odaklardan getirilecek PKK mensuplarının da olacağından şüpheniz olmasın. Askerlik konusunu kaldırarak TSK’nin bu kadrolaşmaları denetlemesini ortadan kaldırmayı amaçlıyorlar.


Jandarma, Emniyet, Deniz kuvvetleri bünyesindeki Sahil güvenlik, sınır güvenliği ve Gümrükler de buraya İçişleri bakanlığına bağlı. Bildiğiniz gibi Fethullah kullanarak Emniyette ve Emniyet Özel kuvvetlerde kadrolaştılar, Özel orduyu Emniyeti Merkez alarak bu yapı altında oluşturmaya çalışıyorlar, bunun için Kamu güvenliği müsteşarlığını kurdular.


Jandarma ve Sahil güvenliği de kavramaya ve bu bünyeye tam aktarıp emir komutayı ele almaya da çalışıyorlar. Sınır birlikleri sivil olacak falan bahaneleri ile Emniyet Özel kuvvetleri ağır silahlarla donatmanın yolunu arıyorlar. Sahil güvenlik ve Jandarma ise özlük işleri ve bazı konularda Genel Kurmaya bağlı Atamalar üçlü kararname ile gerçekleşiyor.


TSK İç ve dış güvenlik konusunda da yetkili, Askerlik Emniyet kadrolarının TSK’nin denetiminden geçmesini sağlıyor, bu yapı özel ordu konusunda ve genel hedeflerine yönelik olarak keyfi davranmalarına izin vermiyor.


Özet olarak Enerji ve Su konuları başta olmak üzere bu bölgede büyük çıkarları var ve önlerindeki en büyük engel Türk Ordusu. NATO’YU bahane ederek Füze donanımları ve tüm güçleri ile Irakta olduğu gibi buraya da çökmeyi planlıyorlar. Önümüzdeki süreçte Ordumuza ve kalan tüm kurumlarımıza saldırıların artacağından emin olunuz, hedef ve niyetleri ortada, anlamamak için aptal olmak lazım.


Herkes aklını başına alsın bu konularda düşünsün, uyumak uyandığında esir olmayı getirecek haberiniz olsun...

Saygılarımla

Yurtsever Yurttaş





20 Kasım 2010 Cumartesi

OYLARINI VE DESTEĞİNİ VATAN HAİNLERİNE VEREN AŞAĞILIK ŞEREFSİZLER



Oylarını ve desteğini vatan hainlerine veren aşağılık şerefsizler size yurttaş bile demek uygun değildir. Sevinin şerefsizler, ABD bu Füze bahanesi ile sizin oy verdiğiniz vatan hainlerinin imzası ve yardımı ile NATO ve BM arkasına saklanarak Ülkemize çökecek.


Bu şekilde Irakta olan bitenin değişik bir şekli burada uygulanacak, vatanseverlere terörist yaftası yapıştırıp El Kaide tezgahının benzeri bir takım yalan dolanla, Irakta ABD ye karşı çıkan Irak halkına ve Telafer, Kerkük te Türkmenlere karşı yürütülen operasyonlar burada da yürütülecek.


Barzani takımı Irakta nasıl ABD ye yalaka çalışıyorsa, burada da AKAPE ve Fethullah takımı ile beraber ABD ye hizmet edecek mahallelerimizde pikaplarla gezecek. Karınızı kızınızı ırzınızı koruyabilirseniz sevinin.


Siz yani bu vatan hainlerine hatta insanlık düşmanlarına destek veren şerefsizler bekleyin. Biz, yani tüm Dünya İnsanlığı ile kardeşçe barış içinde yaşamak isteyen dürüst insanlar bu dünyada yapamazsak bile öbür Dünyada suratınıza tüküreceğiz sizin.


Sakız gibi çiğnenen bir söz var bu sıralarda, neymiş farklılıklara tahammül gerekirmiş. Emperyalizme uşaklık etmek nasıl bir farklılıkmış biri anlatsın bana. Belli ki, Vatan hainliğinin adı farklı hayat görüşü oluyor sahtekarların söyleminde.


Cehenneme kadar yolunuz var sünger kafalı şerefsizler, bu pisliklere çanak tuttuğunuz ve şeytanın uşaklarına destek verdiğiniz için ALLAH cehennemde yakacak sizi...


Yurtsever Yurttaş





6 Kasım 2010 Cumartesi

11 EYLÜL SONRASINDA ABD PROJELERİ, AFGANİSTAN, IRAK VE BİZ





11 Eylülün arkasından ABD'nin barış ve Demokrasi götürdüğü Irak Halkı’nın başına gelenler ortadadır, bu konuda çok konuşuldu ve büyük laflar edildi. ABD'nin Irak Halkına Demokrasi getirme ve çağdaş bir Devlet yapısı kurma yardımlarını renkli ve ışıltılı haberlerle senelerdir sürekli izliyoruz.

Bütün bu nutuklara, süslü laflara ve yapmacık sahte gözyaşlarına rağmen, oradaki insanların yaşadığı dramın bu işleri tezgâhlayanların umurunda olmadığı açıktır. Iraktaki İşler, İnşaat, Petrol Gıda, Enerji vs. alanlarda sürmektedir, Ekonomik getirisi de iştah kabartıcıdır ve kimlere yaradığı açıktır.

Sadece ABD işbirlikçilerine getirim sağlayan bu işlerden Trilyoner olan Barzani takımının, bizim Ülkemizde de ticari ilişkiler içinde olduğu ve büyük getirim sağladığı da bilinen bir gerçektir. Bizim bütün bölge bütünüyle getirim sahasıdır aslında ve yeraltı enerji kaynakları doğudan geçip, Hazarın kuzeyine kadar uzanan, Hazarın çevresini ve Orta Asya’yı da içine alan bir saha’yı kapsıyor.

Emperyalistler ve işbirlikçilerinin, bu Coğrafya içinde yer alan Doğu Anadolu'da ki bizim yeraltı kaynaklarını istedikleri de bir gerçektir. Bu kaynakları bize çaktırmadan oldu bitti ile iç etmeyi planladıkları da her hallerinden belli oluyor.

Başta Kerkük olmak üzere Petrolü iç edilen Irak Halkı, açıkça görüldüğü gibi ABD'nin getirdiği Demokrasi ile haşır haşır neşir ve birbirini yemekle meşgul. Onlar bu kadar meşgul edilip bastırılırken malum birileri de bu yeraltı varlıklarını yemekle meşgul...

Afganistan ise ortada, Afganistan Halkının durumu daha da içler acısı. Afganistan, bilindiği gibi ABD'nin Demokrasi getirme yardımından Iraktan daha önce ''faydalanan'' bir ülke. Arkadan Irak geldi ve Irakta da sanki sadece Iraklı Kürtlere ‘’Demokrasi’’ geldi.

Onlarda kendi Aşiret düzeninde yaşıyor ve bilindiği gibi bu düzen adaletsiz bir hiyerarşi içinde anti Demokratik bir yapı içeriyor. Bir ara Iraklı Kürt kadınları çok karılı evliliğe karşı tepki verip ayaklanmıştı, üstü kapatıldı.

Bizim Doğuda da mevcut olan Berdel, Namus cinayetleri ve bu gibi antidemokratik konulardan hiç bahis yok. Diyarbakır'ı mesken edinmiş şu medeni Batılı çevrelerden olup da buralarda fink atan şahıslar var ya, bu sahtekarlar içinde bu konulardan hiç bahseden yok.

ABD NİN ÇIKARINA YÖNELİK FAALİYETLERİ VE TARZI YÖNTEMLERİ BELLİDİR…

ABD ve AB'nin ''insanca yaklaşım'' gibi bir derdi yoktur, aksine insanları köleleştiren ve mallarını yağmalayan sistemini Küreselleştirebilmek için Stratejilerine süslü yollar döşeme niyetinde. Kapitalist Monetarizmin ( Parasalcılığın) Dini imanı yoktur, kendi tarihi gelişim sürecinin gerektirdiği gibi, sadece kar ve güvenlik amacı ile hareket eder ve sürekli güçlenir.

Bu bağlamda ABD ye sırtını dayayan bizim üçkâğıtçı işbirlikçilerin Medeniyetler İttifakı vs. gibi tezgahlarla bize sundukları projeler de açıkça görüldüğü gibi, aslında esaslı bir yutturmaca dan ibarettir.

Filistin ve GAZZE’nin durumu da ortadadır, ABD senelerdir bitmez tükenmez ihtilaflar yumağı yaratıp İsrail’e Filistin ve Gazze’yi işgal ettirmiştir. İsrail ile o bölgeyi yani doğu Akdeniz i açmış ve o bölgeyi iyice kontrol altına almıştır. Bu bölge Mısırın yanında hem Ortadoğu hem Anadolu hem de Afrika’ya doğru hâkim bir Karakol Üs konumundadır.

ABD bu işlerden dolayı İsrail’i senelerdir kınamıyor bile, yinede herkes bu numaraları olağanmış gibi nasıl içine sindirebiliyor anlamak mümkün değildir. Irağı da bin bir yalanla işgal etmiştir, Suriye’yi sıkıştırmakta ve Iranı tehdit etmektedir. Bu bölgeyi bir birine bağlayıp bize doğru kayarak bu bölgede ki hâkimiyetini perçinleme ve stratejisinin gerektirdiği ileriki adımlara geçme amacındadır.

Arap Ülkeleri Emperyalistlerin Dümen suyunda, IRAK ta insanlık dışı olaylar ve sefil hayatlar yaşanıyor. Irak seçimler yapılmasına rağmen ABD desteğinde Kuzey Irak takımının idaresindedir ve başta Irakiye grubu olmak üzere itirazlara hedef olmaktadır.

Irak, belirsiz üç bölüm imaları ile sınırları tartışma noktasında bekletiliyor ve ABD'nin kararını bekliyor. Bilindiği gibi Demokrasi getirme vaadi ile oraya çöken ABD'nin özel güvenlik şirketlerinin İnsanlık ayıpları, kıyım ve işkence haberleri gırla gidiyor.

IRAKTA YAŞAYAN İNSANLARIN BU MÜDAHALEDEN NE KADAR FAYDALANDIĞI ORTADADIR.

Irakta yaşayan insanların ve nesillerinin, o şartlarda sağlıklı gelişmesi ve çağdaş bir Toplum oluşturması mümkün değildir. Arap Ülkeleri ileri gelenleri İslamiyet konusunda kül bırakmamakla birlikte, Emperyalizmin kanatları altında ve onlara hizmetkâr pozisyondalar. İslam ülkeleri Örgütü öne çıkarılıyor ama oda aynı Arap Ülkelerinden oluşuyor ve bu ortak işler içinde.

Aşağıda SUUDİ sınırında Yemenin durumu ortada, ABD türlü yöntemle halkını ikiye böldü, Sünnileri destekleyip Şii halkına saldırttı. Sünni Yemenlilere de destek getirdi, hem de nereden? Halkı Arap olan Fas tan… Emperyalistler bu işleri becerirken kardeşi kardeşe, mazlumu mazluma vurdurmayı da iyi bilir.

Bu arada SUUD'İ Arabistan'ın Petrol sahalarında yaşayan Araplar da Şii,ABD Suudilerle birlikte onlara da bir iyilik düşünüyor, yakında kokusu çıkar. Görüldüğü gibi bunlar her yere Demokrasi ve özgürlük götürmekte ustadır. Bu özgürlük havarilerinin geçmişten beri yaptıkları da yapacaklarının teminatıdır.

İran'ın arkasında Afganistan'dan aşağı Ummana doğruda türlü tezgah içindedir ABD. Yarattığı Belucistan orada hizmetindeki türlü örgütle ilişki içindedir Keşmiş meselesi ile Hindistan ile Pakistan'ı kışkırtmakta Peştumistan kurma hayalleri ile de türlü tezgah açmaktadır. ABD eski Yeşil kuşak Stratejisini güncelleyip geliştirmiştir ve Türki Cumhuriyetler konusu da bu planları dâhilindedir.

KUZEYİMİZDEN BAŞLADI

Glasnost, Perestroyka’dan sonra tek Kutuplu Dünya dönemi başlaması ile Kafkasya da dönen dolaplar çok açıktır. Ukrayna, Gürcistan ve Ermenistan’da SOROS Demokrasi Vakfının icraatları ve ortaya çıkan Renkli Devrimler ve bunları takiben Kıbrıs'ta ve bizim Ülkede olanlar da ortadadır. Şimdi sıra İran’da ama bu işleri yağdan kıl çeker gibi sırası ile beceremediler, bu yüzden gerginler.

Bu bölgede bizi çözüp, bu Coğrafyaya Füzelerle birlikte yerleşip, Ordumuzu ve Mehmetçik olarak bizim çocukları bu işin içine sokmadan işleri zordur. Bu yönde Fethullah’ın cemaati de bu konuda Ülkemizde olduğu gibi tüm Dünyada da en büyük yardımcılarıdır.

BİZE DE ÖZGÜRLÜK GETİRECEKLER DE YUTTURAMADILAR.

Bizim burada da iyi çalıştıkları da ortada, bütün varlıklarımız sözde modernizasyon ve reformist gelişim naraları ile satıldı. Bütün temel değerlerimize saldırıldı, Mustafa Kemal ve Ordumuz, ABD'nin ''Diktatörü devirin'' sloganı ile tetiklenecek renkli devrimi için ihtiyacı olan, ''Darbeci Cunta'' ilan edilme noktasına getirildi.

Bütün Siyasal ve Ekonomik saldırı yanında, 12 Eylülden bu yana sosyal sıcaklık içeren ve Empatiye dayanan Toplumsal yapımız, küreselleşmenin dayattığı yönde, mıncıklana, mıncıklana katı çıkarcı ve sevimsiz piyasa ilişkileri yapısına çekildi. Gelişme aşamasındaki Siyasi, Ekonomik ve Toplumsal yapımızı her alanda ağır travmalar yaratarak biçimlendirdiler.

Şimdilerde Ülkemiz İktisadi yapısında üretim ve piyasa ilişkilerini belirleyecek ince ayar çekiliyor. Fertlerimizin ortak varlıkları olan kamu mülkiyetinden vaz geçme anlamı taşıyan özelleştirmelerle bütün ortak varlıklar satıldı. Enerji konusunun Devletleştirilmesini de hiç istemediler ve enerji konusunda harekete geçmek için uygun zamanı bekliyorlar.

Türk Halkı, bölge kalkınma ajansları ve İşçi istihdam büroları ile sadece emeğini satan ve taksitlere bağımlı hale dönüştürülüyor. Türk Halkı, hala uyanmaz ise eskiden kendi Devletinin garantisinde olan haklarını kaybetmek üzere. Sistem, Türk halkının akla gelen her şeyi özel sektörden satın alacağı bir sisteme uyumlu hale getirilmeye çalışılıyor. Sistem bireylerimizin düşük maaşlara ve uzun taksitlere köle olacağı monetarizme kenetlenme yolunda hızla ilerliyor.

ÜÇLÜ ÇETE İŞ BAŞINDA

Bu günlerde gündem ortada, üçlü mekanizma dedikleri ABD, Irak ve AKAPE nin üst düzey ilişkileri, acele seyahat ve toplantılar peşi sıra gerçekleşiyor. FÜZE KALKANI ABD ve otlakçısı Emperyalistlerin Stratejileri için olmazsa olmaz bir konudur ama bize yutturmak zor. Siyasi Erki elinde tutan AKAPE, ABD ye gık diyecek durumda değil, hem gölgesinde yürüyüp hem direnmesi mümkün değildir, sadece oyları tehlikeye girmesin diye kıvranıyor.

Şimdi ABD'nin hedefinde, BM ve NATO’yu ve külliyatını kullanarak bize çekeceği ayar ve Rusya ve Çinin destek verdiği Ülkelerden biri olan İRAN vardır. ABD eskiden beri İran'ı, Irak ve Libya ile şer üçgeninde olarak adlandırarak saldırı için bahane aramaktadır.

AKAPE Hükümeti'nin ABD'ye direnmesi de mümkün değildir aslın da sadece, Halka ve geçmişten beri Din kardeşi dediğim İran’a nasıl anlatacağım derdinde. İran bir iki uzlaşma mesajı verirse kurtarabiliriz durumu noktasında kıvranıyor.

Evet, İran’dan önce IRAK vardı, Iraktan önce de Afganistan, Afganistan’ın hikâyesi de Babrak Karmal Hükümeti döneminden çok öncelere uzanan çok derin bir konu. Bunu çok daha eskiye de uzatabiliriz, Kamboçya, Vietnam, Afrika, Güney Amerika ülkeleri vs. gelmez bunun arkası.

Şimdi hedefte İRAN var, Suriye daha kolay lokma görülüyor herhalde, bunlar sadece birer aşama. Yani bu aşama da, Emperyalist ABD ve otlakçısı AB ülkeleri, bu bölgeden hareketle bütün Hazar bölgesinin, Orta doğu ve kuzey Afrika'ya hâkimiyeti planlanıyor. İran ABD’nin şer üçgeninde yer alan bir ülke sadece, bu üçgende Libya da var.

Emperyalistler, Suudi Arabistan'dan Kafkasya'ya, İRAN’IN arkasında da, Ummandan Orta Asya'ya eski yeşil kuşak çizgisinde cephe oluşturuyor ve Iranı kuşatıyor. Bu bölgede işbirlikçileri yardımı ile Belucistan ve Hindistan Pakistan arasında Keşmir vs. konularını kaşıyor.

ENERJİ GÜVENLİĞİ

Bu bölgedeki esas çabalarını enerji güvenliği olarak ifade ediyorlar ama Enerjiye hakim olma niyetlerini açıkça beyan etmiyorlar. Bu süslü lafların bahane olduğu açıktır, Türkçülük konusu da bunlar için önem taşıyor ve Orta Asya içine Türk unsurunu kullanarak çomak sokma niyetleri de var.

Bizim zavallı halkta ABD dibinde bu işlere çanak tutan AKAPE kontrolündeki Devletin kendilerini koruyup kollayacağını zannediyor... Emevi artıkları tarafından Din iman vaatleri ile kandırılan halk ABD dibinde bu işlere çanak tutan AKAPE kontrolündeki Devletin kendilerini koruyup kollayacağını zannediyor ve bu bölgede huzur içinde Dinini yaşayacağı masalı ile uyutulurken varlıkları yağmalanıyor...

Bu projelerin bizi nasıl bir ufka taşıyacağı ortadadır, bütün tafraya karşı kahraman rolündeki Batı Emperyalizminin son derece palavracı işbirlikçileri yönetiyor bizi. Öyle görülüyor ki AKAPE, NEO Osmanlı, Federasyon vs. falan derken SUUD’İ benzeri Despot ve Emperyalizme uşak bir sistem hayali içinde.

EMPERYALİSTLERİN GÖZÜNÜN NURU NURCULAR

Kürt Teali cemiyeti vasıtası ile İngilizlerle ilişki içinde olan Said'i Nur-si, diğer Adı ile Said'i Kürdi çizgisinden gelen Fethullah takımı, büyüklerini örnek alıp Dünyaya tam Yelken açmış durumda. Bu zat ve cemaati, bilindiği gibi Kapitalist ABD’nin ve AB Ülkelerinin göz bebeği ve Uluslar arası sermaye içinde değerlendirilir düzeyde.

Geçmişte Emperyalizmin çok işine yarayan incilin ulaşamadığı ve Kuran’ın kutsal sayıldığı bölgeler de çok etkili olan bir cemaat bu. Batıda yaşayan okuyan ve İslam ülkeleri dışında da örgütlenen Batı ile uyumlu bu cemaat, Emperyalistlerden çok takdir topluyor. Bu Cemaat, ABD ve İngiltere’den destek alıyor ve Said'i Kürdi (Said'i Nurs’i) vasıtası ile Kürtlere de bağlanıyor..

Diğer yandan malum diğer Tarikat ehli Anadolu esnafından gelen bir Anadolu Sermayesi söz konusudur ve bunlar Osmanlının Eşrafından türemedir. Köy enstitüleri, Toprak Reformu ve Servet vergisine, rantı ve serveti elinde tutan gayrı Müslimlerle beraber karşı çıkan bu kesimlerdir. Bu kesimin desteği ile Nizam, Refah, fazilet, Saadet çizgisinden gelen Milli görüş sermayeler oluşturarak AKAPE ile Uluslar arası sermayeye kenetlenecek aşamaya gelmiştir.

AKAPE bu tarikat Cemaat yapıları ve farklı eğilimlerin çıkarlarının birbirine bağlandığı ve Dünyaya açıldığı önemli bir kavşağı oluşturmaktadır. AKAPE'nin onca yalan dolan ve vurguna rağmen gücü buradan gelmektedir. Bu noktada Halkın rolü, sisteme uygun kafa yapısına getirilenler dışındaki kitlelerin, fazla etliye sütlüye karıştırılmadan uyutulup vekâletlerinin alınması ile sınırlıdır.

Açıkçası, Siyasi Erk’i ele geçiren ve kadrolaşan, Monetarist kafa yapısında Batı Emperyalizminin işbirlikçileri söz konusudur. Bunlar önceden liberallerle işbirliği yaparken ayrışmış, muhafazakâr liberal bir görünüm içinde Ülke rantını ele geçirmiş ve büyük sermaye gücüne erişmiş durumdadır.

Özetle bu kesimin Emperyalistlerle Ticari piyasa görüşü aynıdır, piyasa ekonomisi ve mevcut siyasi yapı içerisinde dünya görüşleri de paralellik taşımaktadır. Bu durumda nasılsa Küreselleşen bu sistem içinde, el yordamı ile bir yolunu bulur işleri yürütürüz anlayışı ile Emperyalistlerle Piyasa ilişkileri doğrultusunda kenetlenmekte bir sakınca görmemektedirler.

Emperyalistler ise Sömürgecilik ve Sanayi devriminden bu güne kendi geçmişleri ile uyum içinde ve çıkarlarına uyacak durumları kollayarak hedefine yürüyor. Malum İşbirlikçiler de kendilerine hizmet karşılığı değer veren bu Süper Devletlerin ilgisini, Dünyada itibarımız arttı diye yansıtıyor bizim Kamuoyuna. Bizi sarıp sarmalamak amacına yönelik olarak Enformasyon ve halkla ilişkiler konusunda çok kapsamlı çalışmalar yapılıyor.

ABD’nin Iraktan bize doğru kaymak istediği kesindir ve alt yapısı oluşmuştur. Kamu Güvenliği müsteşarlığı teşkilatlanması, sınır birliklerinin kurulması ve Suriye’ye ve bize dayatılan ovaya indirme çalışmaları ile ovada ve şehirlerde kullanılacak militanların temini söz konusudur. ABD’nin Doğuya silah mühimmat, Füze ve Asker yerleştirme çabası açık ve işbirlikçilerin yardımı ile hızla yürüyor.

ÜSLER HAREKETLİ SON ZAMANLARDA

İncirlik ve çeşitli Üslerde faaliyet var ve CIA Ülkeye çeşitli bürolar açmış bölgelere adamlarını yerleştirmiş durumda. Irakta ABD’nin hiçbir kurala uymayan Özel Güvenlik Şirketleri fink atıp insanlık dışı her türlü işi çeviriyor. ABD sağa sola saldırabilmek için, 11 Eylül ün yarattığı etkinin küçüğünü yaratacak bir takım tezgâhları kuruyor.

Önceki yazında da belirttiğim gibi ABD de ortaya çıkan bomba alarmı ve bu Taksim Bombası birbirinden kopuk değildir. Füze projesi allanıp pullanıyor ve bize yutturmak için insanlık için faydalı bir iş görüntüsü verilmeye çalışılıyor.

Konferanslar, toplantılar, anlaşmalar yapılıyor ve televizyonlarda olumlu yorumlar eşliğinde bize pompalanıyor. Çeşitli Enformasyon ve halkla ilişkiler metotları ile bu konulara insani yaklaşımlar içinde çalışmalar yapılıyor havası verilerek, işin savaş ve yıkım boyutunun gizlenmesi amaçlanıyor...

Rusya NATO için birdenbire badem gözlü oldu, Rusya’ya bazı teklifler götürdükleri her hallerinden belli oluyor. Paylaşım çabaları da dikkat çekici, bölge işgal edilip bölgedeki hak iddiaları gündeme getirilecek...

Rusya temkinli ama yol arıyor. Federasyon planları tutmaz ise, Emperyalistlerin seçeneklerinden biri malum, sınırlar şaibeli ve tartışılır vaziyete getirilip uluslar arası mahkemelere taşınacak. Bu noktada bu bölge getirisinde bir paylaşma önerisi düşünülebilir.

Bu İktidar, AB müktesebatlarında bulunan ''mevcut ve çıkacak sınır ihtilaflarının Uluslar arası mahkemeler de görüşülmesini kabul ve taahhüt eder'' maddesinin ve daha nicelerinin altına imza attı. Bunların attığı imzalar gelecekte başımıza çok iş açacak, özelleştirmelerle bizi soydular.

GELECEĞE DÖNÜK GÜVENCEMİZ OLAN VARLIKLARIMIZ BUNLAR TARAFINDAN SATILDI.

Son olarak şu hidroelektrik santraller meselesi de başımıza bela olarak sardılar ve su konusunun bu kadar önemli olduğu bir zamanda sularımızın özelleştirilmesi bile söz konusu. Sıranın Doğudaki Petrol vs. Enerji kaynaklarının yağmalanmasına da geleceği kesin. Bu konuyu Kuzey Irak Kürdistan ve Ermenistan sınır tezlerinin açtığı ihtilaflı yoldan ya da Federasyon projesi ile çözmeye çalışacakları anlaşılıyor.

Uzun süredir özelleştirme adı altında Mallarımız kapışılıyor, Tarım sektörü çökertildi, Siyasi, Askeri ve Ekonomik bağımlılıklarımız arttırıldı saldırı had safhada. Toplumsal ilişkilerimiz çeşitli yöntemlerle yozlaştırılıyor, bütün değerlerimiz ayaklar altında ve halk hala uyuyor...

Gayrı Müslim unsurlar AKAPE eliyle güçlendirildi dahada güçlendiriliyor. Türkiyeyi bölecek parçalayacak bundan daha kurnazca bir plan olamaz. Halkların birbirine kırdırılması da caba sı, bu Millet uyanmaz ise Iraktan da beter olacağız...

Eğer bu yolda gidersek bu işin sonu karanlık, önümüzdeki seçim önemli, seçim sistemi ise hileli. Referandumda Sandık hilelerini yeterli takip etmeyen ve sosyal sermayeyi iyi değerlendiremeyen Muhalefet ilk başta şunu anlamalı, sosyal sermaye önemli ve kitle ile bütünleşme bu konudan geçiyor. Eğer aynı kafada devam edilir de bu seçim de kaybedilirse her şey biter...

Saygılarımla
Yurtsever Yurttaş