9 Aralık 2010 Perşembe

CIA VS. TEŞKİLATLAR NEDEN SEVİLMEZ?



Bu CIA vs. teşkilatlardan falan neden korkulur? Biz de AB ve ABD'nin savunduklarını iddia ettikleri Özgürlükleri ve Demokrasiyi savunuyoruz ve Dünya yüzünde dönen sahtekârlıklara karşı çıkıyoruz.

Yani görünüşe göre aynı değerleri savunuyoruz gibi bir durum var ve aslında bu durumda bunların bize Düşman olması değil madalya vermesi gerekiyor.

Ayrıca iyilik için çalışıyorsa bunlar, bunlardan kimsenin korkmaması, nefret etmemesi ve Dünyada barışın hakim olması gerekiyor... Hal buyken Dünyada bu teşkilatlardan ve bunları yöneten Devletlerden korkuluyor, nefret had safhada, bilhassa bunlardan ha bire mıncıkladıkları geri kalmış bölgelerde çok kişi nefret ediyor, peki neden?

Çünkü bunlar Emperyalist zihniyete sahip, buna bağlı olarak ta iddia ettikleri gibi İnsan Haklarına değer veren, doğru, dürüst ve Özgürlük yanlısı bir zihniyete sahip değiller. Bu Emperyalistler ve işbirlikçileri, bu kavramları sadece çıkarlarını yürütmek ve fakir halkların mallarını yağmalamak için kullanıyorlar... Kökleri Tarihten gelir ve sanayi devrimi bile bunlara çalışmıştır. Kölecilikten bu güne zihniyetleri hiç değişmemiş ve bu gün küreselleşmeye çalışmaktadırlar.
Bakınız Emperyalizm: http://tr.wikipedia.org/wiki/Emperyalizm

Bu zihniyete sahip Dünya gücünü oluşturan zihniyetler ve bunlara çalışan bölgesel işbirlikçileri iyi niyetli değil, bunların tüm yapısı yalan dolan üstüne kurulu. Her işleri yalan üzerine kurulu, işleri güçleri sahtekarlık ve kitleleri uyutarak işlerini yürütmek için gizli çalışmak zorundalar. Özgürlük yanlılarını da Terörist olmakla suçluyor her hangi bir düzmece suç yapıştırıp ya tuzağa düşürüyor, özgürlüğünü elinden alıyorlar, ya da öldürüyorlar. 

Çaktırmadan öldürme konusunda da türlü çalışmaları ve teknikleri var. Biyolojik savaş denilen ve aslında İnsanlık suçu ve düşmanlığı sayılacak yöntemleri de cabası. Hal böyle olduğu halde bu konularda hala Bilimsel araştırma yapar havalarda kitleleri yok edecek hastalıklar keşfetmek yada mevcut hastalıkları daha hızlı yayılmasını sağlamak için özel laboratuvarlarda son hızla çalışmaktadırlar.

Yapılan sahtekarlıklara sebep o Devletin çıkarları, Demokrasiyi savunuyor görünüyor ama çıkarlarının önemli olduğunu ve bu yönde Atom bombası bile atıp kitleleri çoluk çocuk yok edebileceklerini açıkça söylüyorlar. Bu konuda son derecede de pervasızlar, iki yüzlü tavrı herkes bilmesine rağmen kimse ses çıkarmıyor ve bu tiyatroya ortak oluyor.

Bu zihniyet ilk adımda hedef bölgelerindeki Aydınları ve dürüst önderleri tasfiye edip halkı uyutuyor sonra da işbirlikçileri vasıtası ile o hedef bölgeyi enine boyuna sömürüyorlar. Para ve güç sayesinde üst düzey bir görüntü sergileyen bu düzenbazların çıkarları için yapmayacakları kötülük yok. Dünyanın her bölgesinde çıkarlarını önde tutan kişilerle bağları var ve bunlarla işbirliği halindeler.

Bunların kötülüklerinin sınır yok, Bebeklere bile acımıyorlar ve sonrada iyi kalpli insanlık numunesi insanlarmış gibi bir hava takınıp, biz gibi insanlık değerlerine ve çevresel güzelliklere bağlı, saygılı idealist insanlara çamur atıp kötü muamelesi yapmaya çalışıyorlar... Sahip oldukları insani değerleri ve varlıklarını korumak isteyip karşı koyanları da işbirlikçileri vasıtası ile haydut yerine koyup türlü iftira ile yok etmeye çalışıyorlar.

İnsanları aldatmak kazıklamak, gütmek ve varlıklarını yağmalamak için türlü yöntem geliştiriliyor ve bunlar için Kitaplar yazılıyor Filmler çeviriliyor. Nesillere bu sahtekarlıklar bilimsel çalışma gibi algılatılıyor. Filmlerde ajanlar çok mühim işler yapan kahramanlar olarak sunuluyor, aslında ajan sadece araç anlamına gelir. Kim kullanırsa onun aracı, beyin hastalıklı ise ajan kötüdür.

Bu zihniyetin yorum kabiliyeti de ortadadır, hatta bu konuda şu malum Think Thankler ile resmen kurumlaşmış ve Sahtekârlıkta çok ileri bir seviyeye çıkmış durumdadırlar. Bu arada uzun süredir izliyoruz, Samanyolu ve AKAPE laf ebeleri ile de tarzları ve çıkarları çok uyuşunca işbirlikleri mükemmel bir uyumluluk sağladı.

Gizli hareket etmekle beraber tarzları ortadadır aslında, uydur kaydır nereye giderse, yalan dolan gerekçesiz tutuklamalar, işi kitabına uydurmalar malum. Dindar görünmekle birlikte Din bunların kullandıkları bir yöntem sadece. Yalan, iftira, Gıybet, Adam kayırma, İrtikâp, Rüşvet dâhil her yol var, sadece faaliyetlerini izlemek yeter bunları fark etmek için. Bunları Allaha nasıl açıklayacakları ayrı bir merak konusudur.

Yapılanlar ortadadır, hileli seçimlerle yetkiyi zapt etmeler, çıkarına göre kanun çıkarmalar, kendilerine bağlı kurumlar oluşturmalar, gerekçesiz iddianameleri içinden çıkılmaz hale sokup planlarına engel teşkil eden insanları delilsiz suçlayıp senelerce içeri kapatmalar. Bunu da yani göz altı süresini10 sene ye kadar mümkün kılmak için yasa çıkarıp kitabına uydurma teşebbüsleri. Bu iş öyle bir hal aldıki neredeyse gerekçesiz müebbet yatıracaklar herkesi.

Bu iş giderek Stalin gibi, pisliklerini fark edip ifşa edenleri Paranoyak, Şizofreni vs. olarak niteleyip Akıl hastanesine kapatmaya kadar gider benden söylemesi. Bunun adı Faşizmdir, ya da Stalinin yarattığı Despot bürokratik sistem ve özgürlükler bu yapı içinde kesinlikle barınamaz..

Bunların ikiside aynı kapıya çıkar ve bunun adına Demokrasi denilmez denilirse sahtekarlık olur İnsan hakları bu düzende bulunmaz açıkçası. Yaşadığımız süreçte en ibret verici durum da, medeniyet timsali gibi bize hava atan Batının bu gidişata alkış tutup, bizzat bu sahtekarca işleri planlıyor ve çalışıyor olmasıdır..

Yurtsever Yurttaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder