24 Ağustos 2009 Pazartesi

KÜRT YADA DEMOKRATİK AÇILIM PALAVRASI!

Bildiğiniz gibi, bazen Kürt açılımı denilen, bazen Demokratik açılım denilen bu AKP meselesinin içeriği büyük merak konusu olmuştur.

Yine bilindiği gibi, bu meselede APO büyük ağırlık taşımaktadır ve aslında, ABD nin politikalarında ağırlık taşıyan Apo, Siyasalda öğrenciyken ABD'nin hedefindeki sol hareketin içindeydi.


APO
, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan vs. vs. gençlerin arkadaşıydı ve eylem birliği içindeydi. Yaşasın ''Türk ve Kürt halklarının kardeşliği'' sloganını bu gençlik ağızlarından düşürmezlerdi, çünkü ezilen halklar adına hareket ediyorlardı.

Soğuk savaş döneminde, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan vs. gibi Antiemperyalist gençlerin veya Din elden gidiyor, Komünizme hücum sloganı ile kendi kardeşlerine karşı kışkırttıkları Türk gençlerinin ölümü, şimdilerde Kürt açılımı denilen üçkağıdı destekleyen Emperyalistlerin, çok ince faaliyetlerinin sonucudur.


Peki, bu Antiemperyalist gençleri ve manevi duygularını kışkırttıkları gençleri ölüme götüren, astıran Emperyalistler, niye APO’yu destekleyerek onun vasıtası ile PKK’YI büyüttü? ABD, teslim ettiği APO'nun asılmasını niye engelledi? Dahası şimdi aleni kullanıyor.

Şu sıralarda büyük bir çelişkide şu, eski Sol kesimin dilinden düşmeyen ''Türk ve Kürt halklarının kardeşliği'' sloganın devamında pişirilen, ‘’KÜRT AÇILIMI’’ palavrası, niye bugünlerde DİN bezirgânlarının dilinden düşmüyor? Üstelik ABD nin desteğinde ve himayesinde gelişiyor.


Bunun sebebi açık, binbaşı noel vasıtası ile ayaklanmalar tertiplendiği zamanlar, aşiret çekişmeleri yüzünden bunu başaramayan Emperyalistler, o zamanlardan beri kurdukları Kürt Enstitüleri eliyle Millet yaratmaya çalışıyorlar. Bu planlara da Demokrasi bahane ediliyor.

Peki nedir bu Demokrasi? Hangi alanda özgürlük var ki günümüzde?

Öncelikle özgür delegasyon gerçekleşmeden, siyasi partiler kanununda değişiklikler yapılmadan, dokunulmazlıklar kalkmadan Demokrasi olmaz. Sayın Ecevit’in çok yoğun olarak üzerinde durduğu ama uğraşamadığı Sivil Toplum Örgütlerinin yasamaya katılımı için uyum yasaları meselesi çözülmeden, bireysel hakların ucu bucağı belirlenmeden, Demokrasi falan olmaz.

Bu konularda hiçbir çalışma ve çözüm olmadığı halde, Sivil Toplum öegütlerinin yasamaya katılımı gerçekleşiyormuş görüntüsü yaratılıyor. Bu yolla sahtekarca Domokratik uygulamalar yapılıyor havası veriliyor.

Demokratik açılım yapılacaksa niye bunlardan başlanmıyor? Bir tek özgürlük Kürtleremi? Hepimiz sürünüyoruz bu ülkede, kazanılmış haklarımız bile gasp ediliyor sürekli, Demokrasi de palavradan ibaret. Bu gibi temel sorunlar niye düzeltilmiyor? Bu arada bireysel haklar, içler acısı durumda.

BUNCA KEYFİ UYGULAMA NASIL YAPILIYOR!


Sivil Toplumun yasama ve yürütmenin üzerinde denetimi olamadığı için yapılıyor bunca keyfi uygulama ve vurgun, yapılanma yanlış. Eski uyanıklar kendilerine göre ayarladı, bunlar üstüne kondu bu vurgun sofrasının. Sivil Toplum Örgütlerinin yasamaya katılımı yada doğru bir denetim gerçekleştiği zaman Milli irade bende diyebilecek mi bu parti?

O zaman oy denilen vekâletlerle, Milletin varlıkları konusunda Washington mutabakatı doğrultusunda Devlet sırrı kapsamında işlem yürütebilecekler mi cümle uyanıklar? Bütün Partilerde özgür delegasyon işlemiyor, sistem tepe atamaları ve hiyerarşi yağları ile yürüyor. Demokrasi nerede?

Millet üç kuruşa talim ettiriliyor maaşların adı işgücü maliyeti oldu, tüketimin devamını garantilemek için kredi kartları Millete yutturuldu, 12- 18 ay taksitlere bağlanarak insanlarımız kürek mahkumu haline getirildi.


Hiç düşündünüz mü? Gayrı safi Milli hasıla nedir? Refah payı niye bu kadar düşük tutuluyor? Washington mutabakatı nedir? Washington mutabakatı doğrultusunda neler planlanıyor? Abant toplantısından önce, Nazlı ılıcağın toplantılarında ve Abant toplantısında neler planlandı?

Doğuda, Ağalık meşhur, berdel, çoklu evlilikler dâhil bir sürü sömürü kaynağı var, yakın bir zamanda ABD'nin Demokrasi getirdiği Irak’ın kuzey bölgesinde Kürt kadınları çok evliliğe karşı yürüyüş yaptı bu niye öne çıkmıyor? İç işleri Bakanımızın bile Ağa olduğu söyleniyor.


Bütün bunlar bir yana, şu haber manşet oldu, Savcı kararı ile Emniyet özel komisyon kurarak, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nden (ÇYDD) burs alan 15 bin kız öğrencinin terör örgütleriyle bağlantısı olup olmadığını araştırdı.

15 bin kardelen kız öğrenci zan altında tutuluyor, bir sürü aydın münevver de çorba haline getirilen iddianamelerle kilit altında. Bu mu Demokratik açılım? Bu mu birey hakları? Bu mu insan hakları? Bu mu Demokratik açılım? Utanmaları lazım bu planları yapan ve uygulayanların.

Evet, bırakın diğer insan hakkı ihlallerini, 15 bin kardelen kız öğrenci zan altında tutuluyor, sadece bu bile anlatmaya yeter rezilliklerini. Şimdi soruyorum, bunlar mı nesilleri yetiştirecek? Bunlar mı Türkiye de Çağdaş dönüşümü gerçekleştirecek?


12 Eylül ve öncesi binlerce genç ABD nin entrikaları sonucu bunların daha beterini yaşadı, ABD şimdide bunu kaşıyor, inşallah bu reziller o hale getirmezler bu işi. Demokratik açılımmış, Kürt açılımıymış, hadi len.

Aslında Türk ve Kürt Halkının sorunları ortaktır, her şey bitti, sadece ABD için öncelikli olan ve İsveç Fransız Kürt Enstitülerinde pişirilen bu Kürt açılımı yutturmaca sı mı kaldı, her kes anladı artık, bunların çıkarı için yapmayacağı şey yok.

BU İŞ KİME YARAR?


Bu oluşum Emperyalistlerin desteğinde gelişen ve onların çıkarına çalışacak bir seyir izlemektedir. Sanki senelerdir bütün Türkler Rantı paylaşmış yemişte Kürtler ezilmiş gibi bir hava yaratılıyor, ABD ve AB de bunu destekliyor. Yahu yemeyin bizi, bütün geri kalmış ya da gelişmekte olan ülke halkları hepimiz perişanız bu bencillikler ve küresel sermaye karşısında, sizin uyanıklar bizim uyanıklar, onların uyanıklar bir oldu hepimizi yedi, bunu anlamayan ya aptaldır, ya da oda uyanık.

Kürt denilen, Türk ulusu içinde kaynaşmış ve mutlu olan ve her meslekte, her görevde, her makamda, her sektörde var olan bu kardeşlerimizi asimile gösteren bu zihniyet güvenilir değildir. Hem Türkiye’nin kaynaklarından beslenmekte, hem de büyük Kürt Devleti hayallerini uzun süredir işleyerek Millet yaratmaya çalışmaktadır, çünkü bu bölgeyi parçalamanın bir yoludur bu.

Bu hayal bir sürü insanın hayatına mal olmuş, bir sürü kandırılmış Anadolu çocuğu da dağlarda boşu boşuna ölmüş ya da sürünmüştür. Dağa çıkarılan Kürt kızlarının dramı ise başlı başına inceleme konusudur.

MUSTAFA KEMAL MİLLETİ İLE KOL KOLA GİREN İÇİMİZDEN BİR KAHRAMANDIR.

Bunu, tekrar, tekrar söyleyeceğim! ''Mustafa Kemal Milleti ile kol kola giren, içimizden bir kahramandır.'' İnsanlık onurunu Türk Milletinin içine işlediği gibi, dünya halklarına da örnek olmuştur. Liboşların çok eleştirdiği Devletçiliği de, özelleştirme vs. sahtekarlığı ile varlıklarını satıp Milleti sömürecek uyanıkları engelleme ve milletin ve nesillerin haklarını koruma kaygısından gelir.

Son zamanlarda sosyal devletin varlıklarını satıp savıp, milletin nasıl üç kuruşa muhtaç bırakıldığı da, bu kaygılarında ne kadar haklı olduğunu göstermektedir. Şimdi sıra doğudaki kaynaklarda.

Saygılarımla
Yurtsever Yurttaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder