1 Eylül 2009 Salı

TÜRKİYE’YE SON DARBELERİ VURMAK İÇİN HAZIRLANIYORLAR!

Açılımla ilgili ısrarlar sonucu olayların seyri ve hızı artıyor yine. Ben biraz daha açmak istiyorum bu açılımı. Öyle görünüyor ki, üst üste yaptıkları atakları başaramayan çevreler, Think Thank’lerde pişen yeni bir nihai atağa hazırlanıyor.


Görünüşe göre, bu açılım falan filan palavraları ile yürüyen Strateji, özgürleşme, barış palavraları ve bölge kalkınma ajansları ile nefesimizi kesecek son aşamaya doğru ilerlemektedir, çünkü Emperyalistlerin sabrı tükendi.

Uzun bir süreç içinde, Türkiye Cumhuriyetini Uluslararası mahkemelere çıkaracak taahhütlerin altına imzalar atıldı ve bu yetkili işbirlikçilerin altına imza attıkları ve kilit altında tutulup gözden kaçan bir sürü madde var.

RAMAZAN AYI ÖNCEDEN BELİRLENMİŞTİ BÜYÜK İHTİMALLE!

30 ağustostan sonra başlayan girişimlere dikkatinizi çekerim. ABD desteğindeki, aslında ırkçı bir girişim olan bu Kürt açılım palavralarına barış girişimi, Kürt ırkçılığına karşı çıkılmasını da, çıkarları olan eski despotların barışa engel olma girişimi ( Kanın durmasını istemeyenler) olarak kafalara yerleştirmeye çalışıyorlar.

Ermeni açılımı ve azınlık hakları meseleside, bu stratejiyi güçlendirmek için buna paralel olarak açılıyor. Önemli bir Üs ve hava alanı konumunda olan Kıbrıs konusu da sırada. Bu girişimler önümüzdeki süreçte, geniş bir halkla ilişkiler programı ile desteklenecek. Think Thank’lerin sahtekârlıkları ile yoğun olarak uğraşacağımız kesin önümüzdeki süreçte.

DESPOT FAŞİST YÖNETİCİLERE KARŞI DEMOKRASİ HAREKETİ!

Tipik ABD Soros tezgâhı olan bir hareket ivmelendirilmeye çalışılıyor. Afganistan’ı, Saddam’ı falan yıkıp, Irağa demokrasi getiren ve Irak halkını Demokrasiyle boğan Demokrat güçler, şimdide Özgürlük getirmek ve Demokrasiye boğmak için Türkiye’ye son darbeleri vurmaya hazırlanıyor. İçteki hainlerin bu çizgiye hizmet etmekten başka çaresi yok, çünkü dönülmez bir yoldalar. TSK ya saldırılar aynen devam ediyor, haberiniz olsun patırtı yine başlıyor.

Her kes hazır olsun, malum çıkar çevrelerinin ihtiyaçları olan puslu havayı yaratmak için, sonu gelmez kavga ortamı körükleniyor. SOROS un uzman olduğu Renkli devrim benzeri bir toplumsal kalkışma yaratmak için, kuzey Irak ve İmralı destekli çalışmaları hızlandırıyorlar. Bunlara bağlı olarak bu sıralarda sokak gösterileri artarak yayılacaktır.

MÜKTESEBATLAR VS. ALTINA ATILAN İMZALAR EN BÜYÜK TEHLİKE!

Yukarda söylediğim gibi, bu yetkili işbirlikçilerin altına imza attıkları ve kilit altında tutulduğu için gözden kaçan bir sürü madde var. Hatta bu durum öyle bir aşamada ki, atılan imzalar Kıbrıs’ı çoktan bitirip, Lozan’ı bile geçersiz bırakabilecek mahiyette. Daha sonra iyice açacağım, bu konuyu.

Bu atılan imzalarla, Uluslar arası alanda düşürüleceğimiz durumu rahatlıkla anlayabilirsiniz. Buna, uzun süredir devam eden, etnik ayrışma ve Ekonomik cendereyi de eklerseniz, içinde bulunduğumuz durumun vahametini daha iyi kavrarsınız. Kredi kartları devrede, Borsa, Tahvil, Döviz hoplayıp zıplamaya başladı bile, Merkez bankası sinyal veriyor.

AB YE GİRİYORUZ!

AB ye giriyoruz, çağdaşlık falan filan derken, atılan imzalar ve uygulanan Ekonomi politik programla bağımlılıklar arttırılarak, iyice kımıldayamaz hale getirildik. Türkiye Cumhuriyetini Uluslararası mahkemelere çıkaracak taahhütlerin altına atılan imzalar nedeniyle, kendimizi uluslar arası mahkemelerde ve Emperyalistlerin kucağında bulmak üzereyiz.

Birde bu kurnazlar sınır ihtilaflarını yaratıp canlandırabilirse çok mutlu olacaklar. İşte bütün bu imza, Ekonomik cendere vs. gibi bombaların piminin çekileceği aşama budur. Bu aşamaya geçilmeden önlemlerin alınması gerekir, yoksa geçmiş olsun başımız çok ağrıyacaktır.

Evet, ABD, güdümündeki bütün Uluslar arası kurum ve kuruluşlar ile ilgili mevzuatı devreye sokmak için işbirlikçilerine alt yapıyı hazırlatıyor... Bu arada, en büyük engel olan Yurtseverleri ( Başta TSK ) eskiden beri işledikleri ''Ergenekon’a'' giderek NATO ve AGSP ye bağlayacağı, ''barışa karşı olan Faşist kesim'' imajı yaratılıyor.

Bu toplu durumda Rusya’nın konumu ise merak konusudur. ABD’nin niyeti yolu belli de, alın size bir soru daha; Pek kuvvetli bir ihtimal olmamakla birlikte, hedeflenen sonuçtan yani enerji bölgelerinden Rusya’nın payı belirlenmiş olabilir mi acaba?

Saygılarımla
Yurtsever Yurttaş


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder