1 Ocak 2010 Cuma

BUNLAR DEVLET SIRLARI MI? GİZLİ İŞLER Mİ?


Keyifsizim çünkü sahtekârlar iyi bir tezgâhla strateji güncellediler. Bu yıl karşımıza çıkacakları şimdiden bilince pek keyifli olmuyor yılbaşı


Dikkat edin bütün yandaş TV’lerde Fehmi Koru vs. şahıslarin hazırladığı hafızaları sanal bilgi ile yenileme belgesellerini pompalamaya başladılar.


Ayrıca dikkat edin, TV’lerinde Din ağırlıkta programlar ağırlaşmaya Demokrat mesajlar verilmeğe başlandı, çünkü Milleti kandırma bu konulardan başlıyor. Bu işlerin içinden gelen ve beraber yürüdük bu yollarda şarkısını söyleyen Sayın, Gül çok tarafsız bir havada, TSK’yi ve kurumları yıpratmayın diye mesajları veriyor.


Bu arada merak ediyorum, bunlar Emniyette alternatif orduyu bu kadar mı güçlü kurdular ki TSK bu kadar saldırıya rağmen biraz fazla düşünüyor. Bunların amacı ve bu amaca ulaşmak için uyguladıkları strateji de kabak gibi ortada aslında. Hadi TSK kımıldıyamıyor, peki yargıtaydamı kımldıyamıyor, yada Gerçekerin son söylediği gibi uzlaşma taraftarımı?


Amaç belli, Ulusal Devlet yapısını parçalamak ve bölgeyi parçalara bölmek ve bu parçaları birbiri ile çatışmalı hale getirmek. Bu yöndede her şeyi yapmayı göze aldıkları kesin, kendi çıkarları için bu güçlerle ittifak yapan işbirlikçiler ise kefen giydiklerini bile defalarca söylediler.


BÜYÜK HEDEFLER


Beylerin kendi söylediğine bakarsak büyük hedefleri var. Uluslar arası sermaye ile işbirliği içine giren yandaş iş adamlarının önünü açacak politikalar uyguluyorlar. Belli ki, Uluslararası sermaye ile Dünya çapında ki işbirliklerinden çok büyük karlar bekliyorlar. Bu yönde kendi Milletlerini ucuz işçi köleler ve kürek mahkumu tüketiciler haline getirmektende hiç çekinmedikleri ortada.


Ufukları çok geniş, hedefleri ise geri kalmış ve gelişmekte olan bölgelerin kaynakları ve her türlü getirimi. Bırakın kaynakları, birde milyonlarca insanı öldürüp yıktıkları yerleri yeniden imar etmek gibide bir kar kapısı var. Öyle büyük hedefleri var ki, bu uğurda Türkiye dahil her ülkeyi iç savaşa sürüklemekten çekinmeyecek de bir zihniyete sahipler.


Uyguladıkları stratejiyi iyi görüp, halkla ilişkiler faaliyetlerini bozmamız gerekiyor. Hedef bölgelerindeki halkların işi zor çünkü ABD başta hepsi çok sahtekârlar, açık gelmiyorlar. Bildiğiniz gibi uzun süredir bizim burda bazı tezgâhlar içindeler, çocuklar bile anladı bunları artık.


Habire kışkırtıyorlar, Darbe olacak diye yaygara yapıyorlar darbe olduğu yok. Bir iki münferit olay olsa bak oluyordu biz engelledik diyecekler ama onu da engelliyor milletin sağduyusu.


PKK ve Kuzey ırağı kullanarak tezgahlar tertipleniyor, Dersim vs. konular, sağ sol meseleleri kaşınıyor, ama nafile. İşte bu yüzden bu sahtekârlar çıldırıyorlar, çünkü planları yürümüyor. Politikaları insanlığa hizmet edecek bir seyir izlese, en başta ben koşacağım o yönde ama biliyorum ki niyetleri bu değil. Geçmişten bu güne değerlendirince her şey çok açık görülüyor.


Arsız Monetarizmin, çıkarları için bebeklerin ölümünü bile umursamadığı görülüyor ki bundan daha öte bir ispat da gerekmiyor bize. ABD'nin İsraille birlikte tezgahladığı ve bu işbirlikçileri kullandığı planlar ortada. Açıkçası bu politikalar insanlığa hayır getirmez, bunlar bu bölge insanlarına hiç bir şey getirmediği gibi, sadece yıkım getirecek.


SOROS RENKLİ DEVRİMİ BURADA TUTMADI


Ülkemizde 2007 Şubat ayından itibaren üst üste ataklar yaptılar Soros renkli devrimi için ama tutmadı. Son ıslak imzalı belge numarası da tutmadı ama adamlarda numara çok ve bu Suikast iddiası ortaya çıktı.


Bu bir iddiaydı ama Ergenekon tutuklamaları için kullandıkları yöntemi burada da kullandılar. Bir casus peşinde olan ekibi Suikast timi olarak niteleyerek bir çamur attılar ve buna dayanarak hızlı bir şekilde kozmik bilgilere daldılar.


Yani aslı belli olmayan bir iddiaya dayanarak Devlet sırlarını incelemeye aldılar. HSYK "devlet sırrı" niteliğindeki belgelerin hâkim veya mahkeme heyeti tarafından incelenmesinin soruşturma aşamasında değil, sadece kovuşturma aşamasında yani iddianame kabul edilip dava açıldığında mümkün olabileceğini ileri sürdü.


Bu açıklama ile de, sadece boş bir iddia sonucu, bu merkezde yapılan bu incelemeyi savunan yandaş basının yoğun saldırısına hedef oldular. Bu çevrelerin ve yandaş basının bu incelemenin yapılabileceğini ispatlama gayreti çok dikkat çekiciydi, üstelik bu konu içinde bahsi geçen casus konusunu dikkatlerden kaçırıp karartarak.


Yandaş basın, hemen * CMK 125. Madde’yi yayınladı ve aksini ispat etme gayretine girdi.


* CMK 125. Madde


CMK'nun " İçeriği devlet sırrı niteliğindeki belgelerin mahkemece incelenmesi" başlıklı 125. maddesi şöyleymiş:


(1) Bir suç olgusuna ilişkin bilgileri içeren belgeler, devlet sırrı olarak mahkemeye karşı gizli tutulamaz.


(2) Devlet sırrı niteliğindeki bilgileri içeren belgeler, ancak mahkeme hâkimi veya heyeti tarafından incelenebilir. Bu belgelerde yer alan ve sadece yüklenen suçu açıklığa kavuşturabilecek nitelikte olan bilgiler, hâkim veya mahkeme başkanı tarafından tutanağa kaydettirilir.


Bu madde hükmü, hapis cezasının alt sınırı beş yıl veya daha fazla olan suçlarla ilgili olarak uygulanır."

------------------

Zaten Sayın, Ertosun, iddia ettikleri gibi, Genelkurmay'ın 'yasal' bulduğu Seferberlik Bölge Başkanlığı'nda suç halinde yapılacak bir aramaya itiraz etmedi. Ortada bir suç olup olmadığı belli bile değilken, çok özel Devlet sırrı kapsamındaki bilgileri kapsayan bir aramaya itiraz etti.


Yani, Sayın Ertosun, Devlet sırrı' niteliğindeki belgelerin hâkim tarafından suçun olup olmadığı bile belli olmayan soruşturma aşamasında değil, suçun varlığı konusunda kuvvetli deliller elde edilmesi ile başlatılan kovuşturma (mahkeme) aşamasında mümkün olabileceğini ileri sürdü.


Yani 2. Fıkrada bahsi geçen, yüklenen suçu açıklığa kavuşturabilecek nitelikte olan bilgiler incelenebilir, cümlesi ne ifade ediyor? Yüklenen suç var mı? Kim yüklemiş ve ortada silah vs. varmı? Bunlar yoksa nasıl bu kadar emin bir şekilde bu önemli merkeze yönelebiliyor bu inceleme?


Bunlar alıştı böyle saldırılar yapıp bir sonuç çıkmayıncada konuyu gargaraya getirmeye. Bu çevrelerin ve yandaş basının uzun süredir Ordumuza düşmanlık ve kasıt içeren bu tavırları tabii ki bizler için sürpriz değildir.


GELELİM ŞU DEVLET SIRLARININ İNCELENEBİLMESİ KONUSUNA.


Geçenlerde, Ermenistan Cumhurbaşkanı Sarkisyan bir açıklama yaptı, bu açıklamayı hemen boğdular. Sarkisyan dedi ki; Sayın Gülle yapılan anlaşmayı Türkiye Büyük Millet Meclisi onaylamalıdır, aksi halde Uluslar arası mahkemelere taşırız. Bu tehdidin arkasında ne vardır ve Devlet sırrı olan kısmında neler saklıdır. Şu siralarda bu haberi bulamaz oldum.


Evet, kaderi ve nesilleri bu kerkenezlerin attığı imzalara bağlı olan bir vatandaş olarak, bunları merak ediyorum ben. Ayrıca o sırada sinirli bir şekilde bunu söyleyen Sarkisyan’ı kimler ne vaatlerle yatıştırmıştır ki şu sıralarda gıkı çıkmıyor? Ayrıca şu sıralarda hiç bahsi geçmeyen bu protokol Meclise ne zaman gelecek?


Bundan daha önce bahsetmiştim, AB müktesebatlarında altına imza attıkları maddeler de bu konular da bağlayıcı hükümler var. Kıbrıs’ın AB ye girdiği haliyle tanınmasını, Ermeni soykırımının kabul edilmesini, mevcut ve olası sınır ihtilaflarını uluslar arası mahkemelerde çözülmesini, Tahkim mahkemeleri konusunu attıkları imzalarla kabul ve taahhüt ettiler.


Şimdi bu durumda, Sarkisyan bu tehdit gücünü nerden alıyor dersiniz. Ayrıca Kuzey ırak konusunda ve ABD ile ikili ilişkilerde ve daha birçok konuda atılan imzalar var. Bunların çoğu Devlet sırrı kapsamına sokulmuş durumda ve kendi deyimleri ile Kamuoyu ile paylaşılmıyor.


ŞİMDİ BU DEVLET SIRRI MESELESİ NEDİR?


Bu kozmik bilgi ve Devlet Sırrı Meselesi’nin açıldığı iyi oldu aslında. Bu yukarda bahsettiğim konularda atılan imzalara ek , Kuzey Irak, ABD ikili ilişkiler, AB konusundaki Devlet sırrı kapsamına sokulan anlaşmalar bayağı ciddi sorundur.


Biri bu konularda bir suç duyurusu yapsa da, bu konular ve daha nice gizli işler şu CMK 125. Madde gereğince bir incelense de, bizde başımıza neler geleceğini bir anlasak. Hem de bu bahane ile, 125. Madde bu işler için yeterlimiymiş, yoksa Deniz Fenerindeki gibi çifte standart mı olurmuş hep birlikte bir görsek.


Saygılarımla

Yurtsever Yurttaş

1 yorum:

  1. Kimse ordudan müdahale beklemesin...BİZ DERSİMİZ ALDIK.dedi ordu,hatırlayın.Hem de genel kurmay başkanı basın açıklamasında söyledi bunu...Biz sıkışınca ordu gerekli müdahaleyi yaptı bu güne kadar.Önce hep birlikte şakşakldık orduyu,kısa zaman sonrada darbeci ordu diye yerlere batırdık.Görevi ve pozisyonu gereği ordu sessiz kaldıkça bız üzerine yuruduk...O da yaptığım bir işe yaramıyor ve ben suçlu oluyorum dedi ve kenara çekildi...Şimdi de biz ordunun sesi çıkmıyor diyoruz.ÇIKACAKTA NE OLACAK?

    YanıtlaSil