5 Şubat 2010 Cuma

WASHİNGTON'DA, TÜRK POLİSLERİNİ EĞİTEN BİR KURULUŞ VAR!



TÜRK POLİS ÇALIŞMALARI ENSTİTÜSÜ 

Turkish Institute for Security

Amerika'da Washington'da yüksek lisans doktora programlarına devam eden, ''Türk Polis Çalışmaları Enstitüsü'' (TISD) adında bir kuruluş var. 


Devletin yurtdışına eğitim için personel yollama esasıyla 6 yıl önce ‘’2002’’ de başlatılan sistem ABD'de eğitim gören polislerce kurulmuş deniliyor, fakat bu faaliyetlerin temellerinin çok eskiye dayandığı herhalde kayıtlarda vardır. Bu kuruluş alenen faaliyetlerine devam etmektedir ve internette sitesi bile mevcuttur.

TISD kendi yayınlarında kurumu, “Türk Emniyet Teşkilatı’nın ABD’deki yüzü” olarak tanımlıyor.

AMAÇLARINI ŞÖYLE ÖZETLİYORLAR:


ABD’ye okuma amaçlı gelen polis memurlarına burs, barınma ve akademi olanakları sağlamak. Yani, TISD Türk polisinin ABD’de eğitilmesine yardımcı oluyormuş gibi duruyor..

1999–2003 yılları arasında Emniyet Teşkilatı yönetmeliklerinde bir dizi değişiklik yapıldı. Bu yasa ile bundan sonra Polis Akademisi mezunu olan polislerin yabancı dilleri iyiyse ve emniyet teşkilatı da uygun görürse, eğitim amaçla yurt dışına çıkabileceklerdi. Bu yönetmelik değişimi sonrasında yurtdışına giden polislerin neredeyse tamamı ABD’ye gitti.

Yüksek lisans doktora programlarına devam eden ve Polis Akademisi mezunu ve 3 yıl boyunca mesleki hizmet veren emniyet mensupları, öncelikle TOEFL dil seviye sınavından geçtikten sonra mülakata giriyor. Bu mülakattan geçen polisler, Kuzey Teksas Üniversitesi'ne giderek buradaki Türk Polisi Çalışmalar Enstitüsü'nde bir uyum eğitimi alıyor.

Burada da 4 ay kalarak akademik dünyada nasıl çalışılacağını, Amerikan hukuk sistemi ve Amerikan hayatı konusunda bilgi ediniyorlar. Ayrıca bu süreçte polislerin, ayda hangi alanlara daha ilgili oldukları tespit ediliyor. 4 ayın sonunda belirlenen polisler, çeşitli üniversitelerdeki Ceza ve Adalet Bilimleri fakültelerine yerleştiriliyor.

Amerika'da 2004 itibari ile, 8 üniversitede 29–35 yaşları arasında 130 polis öğrenci bulunurken, ayrıca İngiltere, Fransa ve Almanya'da da az sayıda polis, mastır ve doktora programlarına devam ettiği söyleniyor.

ZORUNLU TERÖR EĞİTİMİ ALIYORLAR. 


Türk polisleri, genellikle terör, istihbarat, suç önleme, organize suçlar, bilişim suçları, polis eğitimi, polis yöneticisi eğitimi gibi konularda mastır ve doktora yapmayı tercih etmelerine rağmen, çoğunluğu Amerika'da da şu anda zorunlu olan terör eğitimi gördüğü ifade ediliyor...

Bu eğitimi Türkiye’den burslu tamamlayan bu polislerin, Türkiye'ye dönerek mecburi hizmetlerini tamamlama zorunluluğu bulunuyor. Demokrasi İçin Türk Enstitüsü (TISD), "Türk polisinin akademik birikimini güçlendirmek ve bu birikimi Türkiye'de sahaya taşımak, güvenlik anlayışına farklı açılımlar getirecek yeni bir grup yetiştirmek" amacıyla, faaliyet yürüttüğü söyleniyor.

Terörizmle mücadele ve uluslararası suç konularında uzman olan TISD Başkanı Türkiye'den "kriminal adalet" eğitimi için; ‘’ABD'ye gelen Türk polisinin yönlendirilmesi, desteklenmesi ve bu birikimin Türkiye'ye transferine yoğunlaştıklarını anlatıyor.’’ 


TISD'in İcra Direktörü Cihangir Baycan ise , TISD'in bir "düşünce kuruluşu" mudur sorusuna, "Biz bir düşünce kuruluşu değiliz. Biz akademik birikime yöneliyoruz. Amaç, buradaki birikimleri oraya götürmek, bizdeki tecrübeleri buraya getirmektir.

Buraya gelen arkadaşların organizasyonu ve eğitim çalışmalarının takibine yoğunlaşıyoruz" diye konuşuyor. Devlet memurlarının yurt dışında eğitimi yönetmeliği çerçevesinde 30 Amerikan üniversitesinde 156 polis memurunun eğitim gördüğünü ve 35 mezun verdiklerini kaydediyor, bu sayı bu güne kadar çok artmıştır.

TISD Başkanının, Kuzey Texas Üniversitesinde disiplinler arası enformasyon bilimleri doktorası bulunuyor. Yeni çalışma için şahıslarla değil, kurumlarla hareket etmenin daha uygun olduğu ifade ediliyor. Bu yüzden böyle bir kurum oluşturulmasına karar verilmiş. 


Kendi ifadeleri ile, Enformasyon ve bilgi transferi yapıyorlar ve senelerdir ABD ye ciddi sayılarda insan gönderilmesi için eğitim görüp Türkiye'ye dönenlerin ‘’istihdamının sağlanmasına yoğunlaşıyorlarmış.


TISD Başkanı, kriminal adalet eğitimi sağlayan üniversitenin geçen yıl 80 bin, bu yıl 100 bin dolar fon sağladığını, ancak bunun doğrudan fon olarak gelmediğini, üniversitedeki ofisin, asistanların masraflarının karşılanması yoluyla verildiğini anlattı.

TISD Başkanı, karşılıklı işbirliği. Eğitim ve akademik birikimin kurumsal transferi söz konusuymuş ve TISD'in katkılarıyla, Amerikan Federal Soruşturma Bürosuyla (FBI) ortak bir proje hazırlığı bulunuyormuş.

''FBI'ın, Türkiye'de "terörle mücadele eğitim merkezini" açması için bir süre önce öneride bulunduklarını belirten TISD Başkanı "Bu eğitim merkezi devreye girerse, terörle mücadelede çok şey yapılabilir'' diye konuşuyor. 



ABD'de, FBI, Merkezi Haber alma Teşkilatı (CIA) ve Yurtiçi Güvenlik Bakanlığı içindeki birimlerle Türkiye'deki ilgili birimlerin bağlantılarına yardımcı olduklarını açıkça belirten TISD Başkanı, "Güvenliğe çok farklı açılımlar getirecek yeni bir grup yetiştiriyoruz; hem akademik, hem uzmanlık alanı olan... Güvenlik biliminin altyapısı oluşuyor" diye konuşuyor…

Bu faaliyetler tabii ki Dünya çapında başka bir projelere de bağlantılı gelişiyor. Kemal Derviş'in başında olduğu BM Kalkınma Programı (UNDP) ile merkezi Türkiye'de olan, Orta Asya, Balkanlar ve Kafkasları da kapsayan bir araştırma merkezinin kurulması öngörülüyor.

"Suçu bir veri sisteminde toplamak" diye özetlenebilecek programla, polis elde ettiği bilgiyi bir veri tabanında toplayacak deniyor. "Biz bu tip veri tabanını akademik dünyaya açıp çözüm üretmeliyiz, Analize açık şekilde toparlamalıyız" deniyor ama bizdeki dinlemenin de bu kapsamda olması kuvvetle muhtemeldir.

Türk Emniyetinin içindeki kadrolaşma, bu ifadelerden açıkça anlaşılacağı gibi, bahis konusu olan bu yapılanmanın marifeti ile oluşmuştur. Bu faaliyeti yürütenler kesinlikle bu kadrolaşmanın oluşturduğu Türkiye cumhuriyeti Devletini yıkmaya yönelik faaliyet içindedir. İsimleri Devletimizin Kayıtlarında Mevcuttur, fakat Hukuk çok ustaca kullanılmaktadır...

Bu yönde ki çalışmalar çok daha kapsamlıdır aslında. UEKAE ve SKAAS Projesi vs. ile gelişmiş ve bizi de kapsayan çok geniş bir bölgedeki kitle çalışmaları ile kenetlenmiş kapsamlı bir projenin bir parçasıdır. Üstelik bu projenin ne kadarı yasal, ne kadarı illegal, finansının ne kadarı kamudan, ne kadarı örtülü ödenek belli değildir. 

UNDP, NATO, BM ve AGSP


Deniz feneri ve bazı finans kaynaklarının da bu otobanın bir köşesinden çıkacağı hissedilmektedir. Bu yapılanma ABD’nin UNDP, NATO, BM ve AGSP’yi, hatta medeniyetler ittifakını da kullanarak yönlendireceği, ileriye dönük Stratejilerinin alt yapısında önemli yer tutmaktadır.

Dinleme konusunda Adalet bakanının, Jandarmanın dinleme yetkisi için yaptığı itiraz ortadadır. TSK’nin dinleme yapması düşmanlar dışında kimleri rahatsız edebilir? Son zamanlardaki Dinleme muamması ortadadır uzantıları ile beraber yasal olmadığı ama kitabına uydurulduğu da kesindir.

Bu dinlemeleri dış bağlantılı bu kadroların, dış hatlar ile birlikte yaptığı ortadadır. Bu kadrolaşma, uzun süredir Emniyet Müdürleri atamaları gibi yasal uygulamaları da kullanarak dal budak sarmıştır. Doğuda yoğunlaşan Emniyet kadrolaşmaları ve emniyetin içinden yükselen sesler malumdur.

Kendimizi aldatmadan bakılırsa, şiddet yanlısı nitelenen ve yıkılmaya çalışılan, Demokratik Laik, Sosyal, Hukuk Devleti olan, TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN temel kurumları, Yüksek yargı ve Siyasal Anayasal yapısıdır. Yani Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ta kendisidir.

Bu çevrelerin genel tavrına bakınız, sanki Türkiye’de Faşist bir idare var ve dünyanın Demokrasi havarisi güçleri ile birlikte bu zorbaları alt edip halkı insanlığı kurtaracakmış gibi bir tavır yok mudur sizce? Bu numara Saddama vs. uydurdukları dümenin bize uyarlanmış halidir.

Bu cesaretleri kefene varana kadar meydan okumaları hangi desteklere dayanıyor? Bu da her zaman söylediğim gibi, Talabani’lerin Iraktaki cesaretlerine benzemiyor mu? Bunlara açıkça sormak lazım, konuşmalarında sürekli itham ettikleri ama boşlukta bıraktıkları bu çevreler kimlerdir ve hangi kurumlardır? Bu suçlamalar ve ithamlar, Kürdistan teorisinin Türkiye’yi Sömürgeci nitelemesi ve hakaretleri ile de uyuşmuyor mu?

İddia aynıdır ve teröristlerin şikayetleri, suç duyuruları bunlar için en geçerli belgeler ve delilleri oluşturmaktadır. Bu arada sol örgütlerde kurmakta ve geleceğe yönelik çok büyük provokasyonlarda tezgahlamaktadırlar. Evet, tehlike yakın ve büyüktür, bu planların deşifre edilmesi şarttır.

SAHTE İHBARLARIN KAYNAĞININDA DA, BU TISD'IN OLDUĞU SÖYLENİYOR... 

Ne dersiniz Savcıların bu konuyu soruşturması gerekmez mi sizce...

Saygılarımla 
Yurtsever Yurttaş


1 yorum:

  1. Yılarca TSK dan subayları eğitip darbeler yaptırdılar.şimdi yeni dünya düzeninde ki piyonlarını daha iyi korumak onun işini kolaylaştırmak için de polis i eğitiyorlar zaten onların başı olan fetoş ta ABD DE değilmi oradan yönetmiyormu.BUNU SAVCISIDA ASKERİ DEBİLŞİYOR AMA HERKESİN ÜZERİNDE Bİ ÖLÜ TOPRAĞI SERPİLMİŞ HER KES SUS PUS olmuş konuşanlarda içeriye tıkılmış bu işin sonu belli gibi ammma ginede bu miletin ne yapacağını kimse kestiremez.

    YanıtlaSil