17 Ekim 2009 Cumartesi

KÜRT AÇILIMI, ERMENİ AÇILIMI DERKEN, BU İHANET PROJESİ 180 DERECELİK DÖNÜŞLE MİLLİ BİRLİK PROJESİ ADINI ALDI!


Farkında mısınız? Yeni bir strateji, adım, adım uygulamaya konuluyor. Daha alt yapı oluşturma aşamasında ama yakında hızlanacak, yeni tutuklama dalgaları hazırlanıyor.

Emperyalistlerin İşbirlikçileri
tarafından adımıza atılan imzalar da bu strateji kapsamında ki kuşatma projesinin bir parçası.

Ermenistan açılımı bilinen belli hedeflere yönelik. Aynı zamanda, uzun süredir alt yapısı hazırlanan Iraktaki faaliyeti de perdeliyor. Suriye sınırının açılması da, Kürt açılımı denilen bölücü çalışmaları ve Irakta şu sıralarda buna bağlı yürütülen faaliyetlerin boyutunu perdeleyip görüntüsünü yumuşatıyor.


İsrail e karşı tavır ise, İsrail in ABD yakınlığı sebebi ile sanal bir Anti Emperyalist hava yaratıyor. Bu durum, iç politikada avantaj yaratacak bir malzeme, buraya yazıyorum ucunda bir şey çıkmayacak ve uzlaşacaklar. Bu çekişme, Emperyalizmle işbirliği yapıldığına yönelik kamuoyunda oluşan kanaatleri çürütmeyi amaçlıyor.

Bu arada Kürt ve Ermeni açılımlarının adını Milli birlik projesi yaptı bu numaracılar. Önümüzdeki bir baskın seçime hazırlık yapıldığı seziliyor ve halkı üç kuruşa muhtaç edenler, fakir halkın savucusu rolüne büründü yine. Bu üç kağıtçıların, Toplumdaki kanaatleri lehlerine çevirme yönünde başlattıkları yoğun halkla ilişkiler çalışmaları dikkat çekiyor.


GELİŞİME KARŞI DURAN ÇIKARCI TERÖRİSTLER!

Uzun süredir yürüttükleri Monetarist Ekonomipolitik programlarının sonucu, emekliler dibe vurmuştur. Bu programların, ABD lehine ama Halkımız aleyhine gelişen sonuçlarını Türk Milleti görmeye başlamıştır. Foyalarının ortaya çıktığını farkediyorlar ve bu yüzden gelişen Milli tepkiden rahatsızlar.

Bu tepkinin
yarattığı dez avantajı yalan dolan la tersine çevirmeye çalışıyorlar. Muhalifleri iftiracılıkla suçluyor, Devlet sırrı kapsamında gizlediklerine ek, açıktaki gerçekleri de örtmek için yasaklar getirmeye çalışıyorlar. Bu yollarla, ABD ve AB stratejilerine teslimiyet içinde olduklarını ve vatan aleyhine attıkları imzaları gözden kaçırıyorlar.

İspatlanan hainliklerine karşı direnen vatan evlatlarını, ''Gelişime karşı duran çıkarcı teröristler'' olarak göstermek istiyorlar
Halka. Bunu yaparken, PKK’nın eylemlerini, Ergenekon davasını ve vs adi suçları bile paçal edip, buna bildik iftiralarını da ekleyip çığırtkanları ile birlikte saldıracaklarından emin olunuz.

Bu zihniyetin soyguncu uşakları, çıkarlarına ulaşabilmek için, kendilerine engel olan yurtseverleri tasviye etmek zorundalar. Buna bağlı olarak, bütün Antiemperyalistleri iftiracı, çıkar peşinde olan eski despot çevreler gibi göstermeye çalışacakları kesindir.

CIA VE UZANTILARININ TİPİK YÖNTEMLERİ...

Bu numaralar ABD’nin tipik numaralarıdır, bütün vatan evlatlarına duyurulur. Bu yöntemde, bir ülkenin yetkilileri ile işbirliği yapılır, ya da işbirlikçiler başa getirilir ve hukuki avantaj elde edilir.
Muhalif gruplar önce kışkırtılır, tepki gösterince sindirilir ve daha da kışkırtılır.

Bu stratejinin BM, NATO, AGSP dâhil alt yapısı da hazırdır ve ellerindedir.
Bazı bölgelerde kendi kontrollerinde yasa dışı terör örgütleri de mevcuttur, bunlar çeşitli şekilde kullanımdadır.

Hedef bölgelerinde güçlü direnç varsa, Demokratik hakları kısıtlayan yasaklar getirilerek, insanlar yasa dışı örgütlenmeye mecbur bırakılır ve giderek silaha sarılmaları için ortam yaratılır. Silaha sarılınırrsa Terörist sınıfına sokulmaya hazırdır, bu muhalifler bu yolla tasfiye edilir.

Çıkarlarından soyunmuş Antiemperyalist vatanseverleri kötü göstermek ilk hedefleridir.
Bu duruma düşürülenler, çıkar düşünmeyen kişiler olmalarına rağmen, kendilerini, Kendi halkı ve Dünya kamuoyu önünde hain terörist durumuna düşmüş bulabilir ve kimseye anlatamaz. Bu yüzden bu tak tikleri çok iyi deşifre etmek lazımdır.

OYLAR VEKALETTİR VE SATILAMAZ!

Oyunu satan ya da aptalca veren şerefsizlere Türk milletinin mensubu demek bana zul geliyor. Bunlardan aldıkları oyların sağladığı vekâletlerle hepimizin adına imzalar atıyor bu işbirlikçiler. Bu işbirlikçiler tarafından Adımıza atılan bu İmzalar, bizi adım, adım Emperyalistlerin kucağına çekiyor. Bu yüzden oyunu satmak vatan hainliğina eş bir şerefsizlik sayılmalıdır.

Altına imza atılan belgelerde, sınırlarımızı bile tartışmaya açacak çok vahim maddeler vardır. Bilindiği gibi, atılan imzalar yüzünden, sınırlarımız konusunda çıkacak en ufak ihtilaf bizi uluslar arası mahkemelere çıkaracak vahim bir sonuç yaratacaktır...
Çünkü, biliyoruz ki, AB görüşmelerinde bu gibi maddelerin altına imza attılar, halen de atmaktalar. TV lerde sürekli görüyoruz, Emperyalistler de imza sırasında ense köklerinde bekliyor, bu zavallıların.

Bazı maddelere bir bakalım;

ARALIK 2004 BRÜKSEL ZİRVESİ SONUÇ BİLDİRİSİNDE YERALAN VE TÜRKİYE'Yİ DE KAPSAYAN "GENİŞLEME" BÖLÜMÜ

Madde 20. AB Konseyi, iyi komşuluk ilişkilerine koşulsuz bağlılık ihtiyacını vurgulayarak, Türkiye'nin komşularıyla ilişkilerinde kaydedilen iyileşmeyi ve Birleşmiş Milletler Sözleşmesinde yer alan anlaşmazlıkların barışçı yollarla çözümlenmesi ilkesine uygun olarak, henüz çözümlenmemiş sınır anlaşmazlıklarının çözümlenmesine yönelik olarak ilgili üye ülkelerle çalışmaya devam etmeye hazır olmasını memnuniyetle karşıladı.

AB Konseyi, önceki Sonuçlara, özellikle bu konudaki Helsinki Sonuçlarına uygun olarak, henüz çözümlenmemiş sorunlara ilişkin durumu gözden geçirdi ve bu amaca yönelik istikşafı görüşmeleri memnuniyetle karşıladı. Konsey, bununla irtibatlı olarak, katılım süreci üzerinde yansımaları olan çözülmemiş anlaşmazlıkların gerektiği takdirde çözüm bulunması amacıyla Uluslararası Adalet Divanına getirilmesi gerektiğine dair görüşünü teyit etti. AB Konseyi, uygun gördüğü şekilde gözden geçirmek üzere, kaydedilen gelişmelerden haberdar edilecektir.

PEKİ, SİZ SÖYLEYİN, BU MADDE LOZANI BERTARAF EDERMİ?

Madde 9. Türkiye’nin bir üye ülke olarak yararlanacağı haklar ve yerine getireceği yükümlülükler nedeniyle Türkiye ve Avrupa Toplulukları arasında yapılmış olan tüm ikili anlaşmalar ve Türkiye’nin yapmış olduğu üyelik yükümlülükleriyle örtüşmeyen diğer uluslararası anlaşmalar geçersiz sayılacaktır. Ortaklık Anlaşması’nın müktesebatın dışına çıkan hiçbir hükmü katılım müzakerelerinde emsal teşkil edemez.

DAHA BİTMEDİ BU MADDELERE BİR GÖZ ATARMISINIZ:

AVRUPA PARLAMENTOSU'NUN TÜRKİYE İLE MÜZAKERELERİN AÇILMASINA İLİŞKİN KARARI

Madde 2. Türkiye’nin Protokol ile eş zamanda yayımladığı; Protokol’ün imzalanması, onaylanması ve uygulanmasının Protokol’de atıfta bulunulan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin hiçbir şekilde tanınması anlamına gelmediğini ifade eden deklarasyonun Türkiye’nin Protokol’ün tüm hükümlerini tamamen uygulama konusundaki gönüllülüğüne gölge düşürdüğü gerçeğini esefle karşılar; Komisyon’dan bu tek taraflı deklarasyonun Türk Parlamentosu’ndaki onay sürecinin bir parçası olup olmadığına ilişkin Türk Hükümeti’nden alacağı cevabı Avrupa Parlamentosu’na iletmesini ister;

Madde 3. Türkiye’nin bu tek taraflı deklarasyonun Protokol’ün bir parçası olmadığını ve Türkiye’nin Protokol kapsamındaki yükümlülükleri üzerinde yasal etkisi olmadığını ve onaylanmak üzere TBMM’ye gönderilmemesi gerektiğini vurgular;

Madde 5. Ermeni soykırımını tanıması konusunda Türkiye’ye çağrıda bulunur; bu tanımanın Avrupa Birliği’ne katılımın bir ön koşulu olduğunu belirtir;

Madde 8. Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanıması dâhil, Türkiye ve tüm üye ülkeler arasındaki ilişkilerin hızlı bir şekilde normalleştirilmesinin katılım sürecinin zorunlu bir parçası olduğunu belirtir; Türkiye’nin Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımasının hiçbir şekilde müzakere konusu olamayacağını vurgular; Türk makamlarına Türkiye ve tüm üye ülkeler arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin en kısa sürede tanınması yönünde çağrıda bulunur ve bunun gerçekleşmemesinin müzakere süreci üzerinde önemli sonuçları olacağını ve hatta müzakere sürecinin durdurulmasına yol açabileceğini belirtir;

EVET, İŞTE BÖYLE, BUNLAR İMZA ALTINA ALINDI

Birde bunları söyleyenlere iftiracı diyorlar kürsülerden. Sonuç olarak, Emperyalistler bunları kullanarak Uluslar arası ilişkiler sarmalında bizi kuşatıyorlar. Bu işbirlikçiler ise sahtekârca yürüttükleri faaliyetlerini yalanlar ile gizleyip, ayaklar altına aldıkları Milli değerlere sahipmiş gibi davranmaya başladılar. Bu söylemleri sahtekârca kullanarak, vatanseverleri iftiracılıkla suçlayacak kadar hainleştiler.

Meydanı boş bırakırsak kendilerini vatansever vatanseverleri vatan haini diye kafaya aldıkları saflara yutturmaları an meselesidir. Gün birlik günüdür, kapsamlı araştırma ve değerlendirmeler yaparak uyuyanları uyandırmak gerekiyor. Çok hassas bir aşamaya geldik, attıkları imzalar ile zaman aleyhimize işliyor. Bunların adımıza daha fazla imza atmaları sakıncalıdır, fakat durduracak toplumsal tepkiyi yaratacak muhalefet bu konuları tartışmaya açmalıdır...

Oluşan direncin farkındalar ve güçlerini kaybettiklerini hissediyorlar. Millet uyanıyor, tedirgin oldular bu yüzden gerçekleri bastırmak için tahriklere uymayın tarzında sloganlar kullanıyorlar. Gittikçe saldırganlaşacakları ve demokratik hakları giderek daha fazla gasp edecekleri kesindir.

Buna mukabil, muhalefetin bazı çıkışları umut vermekle birlikte, genel duruma göre dar çerçevede dönüyorlar. İncelikleri açıp Milleti nasıl kazıkladıklarını açıklayıp, sahtekarlıklarını ifşa etmenin zamanıdır.
Üç kuruş maaş alıp ilacına bile bir sürü para ödeyen insanlarımızın gerçekleri görmesi şarttır.

Saygılarımla
Yurtsever Yurttaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder