24 Ocak 2009 Cumartesi

ABD ELİYLE BİZİ SELAMETE TAŞIYACAK KUTSAL FAALİYET!

Fethullah kanadının, ABD de sadece sivil toplum kuruluşları ile değil, kurdukları Enstitüler vasıtası ile de örgütlenip, ABD ile ortak bir Strateji yürüttüklerini herkes biliyor artık. Bilindiği gibi CIA ve Vatikan la bile işbirliği yapıyor ve eli kolu çok uzun.

Bu Cemaatin, Tarikat, Siyaset, Ticaret birlikteliği sonucu ulaştıkları Ekonomik potansiyel çok büyüktür. İslamiyet yorumu tartışmalıdır ama şaşılacak bir şekilde kitleleri teslimiyet derecesinde etkilemekte ve müritleri Hoca efendilerine neredeyse tapmaktadır.

Açıkça söylemek lazım, bizim içimizde bu F tipi kadrolaşma, Siyasi Erk in desteği ile hızlanarak sürüyor.

Bu tarikatın, Entelektüel ve çağdaş görünümlü laf ebesi elastikiyeti yüksek kıvrak şakirtleri, Türkiye’deki yandaş medya kuruluşlarında görevdeler ve bu yönde halkın beynini yıkıyorlar. Teslimiyet bunların önemli bir parolası, Gülenin müritleri sessiz ve derinden çalışıyorlar ve mensupları kayıtsız, şartsız sonsuz bir teslimiyet içine giriyor.

Düşünün bir kere, bütün stratejilerini, hedefindeki bölgelerde yaşayan halkları teslim almak üzere oluşturan ABD için bundan iyisi can sağlığı. Şaşmamak elde değil bu duruma, yani bunlara inanıp, Allah için İslamiyet adına çalıştığını sanan insanların teslimiyete varan saflığına.

Fethullah ve network'u ABD için çok makbul bu sıralarda. Eskiden Emperyalistlerin sömürgeleştireceği yerlere önce Hıristiyan Misyonerler giderdi, şimdi ise insanı hayrete düşüren bir şekilde evde kimse yok mu derneği ABD’nin hedef sahasında bu teslimiyet ruhu için huşu içinde çalışmaktadır.

SAYIN GÜLENİN ABD’DE YERLEŞMESİ İÇİN REFERANS VEREN DOSTLARI.

Bu arada Sayın, Gülenin ABD’deki oturma izni talebini hatırlayalım. Sayın Gülenin ABD’de oturması ve özgür hareket edebilmesi için referans veren bazı dostları var. ABD’de yaşayan Fethullah Gülenin, “olağanüstü yetenekli eğitimci” statüsünde oturma izni talebine yönelik açılan davada, tarafların Pensilvanya Doğu Bölgesi Mahkemesi’ne sunduğu dosyalar Gülenin lehine hazırlanmış.

Bunları ben söylemiyorum AA. Söylüyor.

Prensilvanya Eyalet Savcılığı, 25 Haziran tarihli dilekçesinde; delillerin Gülenin “Çok büyük ticari holdinglerle desteklenen geniş ve etkili, dini ve siyasi bir hareketin lideri” olduğunu gösterdiğini ifade etmiş. Savcılık Fethullah Gülenin mahkemeye sunduğu “başarılarının” kendi hareketi tarafından finanse edildiğini de vurgulamış. Prensilvanya Eyalet Savcılığı, Gülenin “kendi dini felsefesini yaymak için eğitimi yöntem olarak kullanan dini bir lider” olduğunu da kaydetmiş.

Gülenin avukatlarının mahkemeye sunduğu belgelerde ise; Gülenin ilahiyat ve siyasi bilimlerde “olağanüstü yetenekleri” olduğu ileri sürülmüş. Avukatlar eski Milli Eğitim Bakanı Mehmet Sağlam’ın destek için referans mektubu verdiğine de dikkat çekmişler. Bu övgüleri yapanlar Prensilvanya Eyalet Savcılığı, kefil olanlarda ABD nin ağır toplarından.

Mahkemeye sunulan referans mektuplarını verenler arasında bakın kimler var;

CIA’nin Analiz ve Prodüksiyon Direktörlüğü’nden emekli olan George Fidas, CIA Ulusal İstihbarat Konseyi eski başkan yardımcısı Graham Fuller, ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz, New York’taki Rum Ortodoks Başpiskoposluğu rahibi Alexander Karloutsos.

Bu arada bu referans listesinde eski Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Yıldırım Akbulut da yer alıyormuş. Bu isimleri ve daha fazlasını İnternetten inceleyiniz, eğer gündemi takip eden biri iseniz, ulaşacağınız nokta pek süpriz olmayacaktır size.

Gülenin ABD de yerleşik olabilmek için başvurduğu vizeler şunlarmış:

I–140- Olağanüstü yetenekleri olan yabancı eğitimci, I–360- Dini görevli statüsü, I–765- Çalışma izni talebi, I–131- Seyahat belgeleri talebi, I–485- Kalıcı oturma izni için statü değişikliği. (Haber Kaynak AA.)

Prensilvanya Eyalet Savcılığının, Gülen için değerlendirmesine bir bakın hele, “Çok büyük ticari holdinglerle desteklenen geniş ve etkili, dini ve siyasi bir hareketin lideri”.

Peki, şuna ne dersiniz, ‘’olağanüstü yetenekleri olan yabancı eğitimci,’’ çeşitli sivri çevrelerin ve Prensilvanya Eyalet Savcılığının bu değerlendirmesi çok ilginçtir. Soruyorum size, ABD Dünyada kaç kişiye böylesine güvenir ve destek verir?

Bununla da bitmiyor, Başkanlık seçimlerinden sonra, ABD üniversiteleri tarafından, Fethullah Gülenin Kraliyet sosyetesine aday sunar gibi, Dünyaya Demokrasi yi içine sindirmiş insanlık numunesi olarak takdim edilmesi de hayret vericidir. Evde kimse yok mu derneğinin Osetya’da ve Afrika da faaliyet içinde olması da ayrıca dikkat çekicidir. Şu sıralarda President Obama’yı motive etmeye çalışan ABD kurumlarının amacı büyük merak konusudur.

ANTİ EMPERYALİSTLER HEDEFTE

Bizde de bu kadar anti Emperyalist aydın, iddianamesiz bir şekilde yaka paça tutuklanıp taciz edilirken, Fethullah Gülenin Referanslarına bir bakınız. 11 Eylülden sonra en basit Müslüman şüpheliler soluğu Guantanamo’da alırken, böylesine çeşitli sivri tarafların Müslüman eğitimci Gülene referans mektupları vermesi çok ilginç ve dikkat çekicidir.

Bu olay Türkiye’de değil, 11 Eylülden sonra medeniyetler savaşı ilan eden G.W. Bush un başkanlığındaki ABD’de cereyan ediyor. Adamlar Kapitalist ya, arkanda Holding varsa ABD nezdinde İtibarın var demektir. İster Bin Laden ol, ister Fethullah fark etmez, yeter ki haksızlıkları sorgulayan sömürüye karşı çıkan sosyal bir adam olma, mesela John Lennon gibi.

Bilindiği gibi, bir sürü önemli Devrimci sivri örnek olmakla beraber, bu iyi niyetli müzisyen John Lennon örneği farklı bir açıdan örnekliyor konuyu. Diğerlerine yakıştırdıkları şeyleri ve attıkları çamurları Lennon gibi bir karaktere uyduramazlar, çünkü militan olmayan ve Dünyanın tanıdığı, saf, temiz ruhlu bir müzisyen, karakteri tartışılamaz terörist deseler kimse inanmaz.

Bu yüzden yok ettiler bu genç iyi niyetli Adamı. Bu genç adamında en büyük şanssızlığı, Dünyadaki birçok örnekte olduğu gibi bu ABD üçkâğıtlarının farkına varması. İşte böyle, bu zihniyetin işine taş koyarsan, bir anda bunların terörist ya da çıbanbaşı kapsamına soktuğu tarafta yer alırsın. Savaş karşıtı iyi niyetli bir müzisyen, temiz yürekli John Lennon bile olsan kurtuluş yok. İşte bu yüzden ABD’den kapı dışarı edilip, arkasından dünyaya veda edenlerdendir John Lennon.

Lennon Hıristiyan’dı, ama Fethullah Gülenin elde ettiği bu referansları ve oturma, çalışma izinlerini alamadı. Çünkü o beklenmedik bir taraftan çıkıyor ve insan haklarına aykırı hareketlere karşı duruyordu. O da Emperyalizmin Dünyadaki insan haklarına aykırı faaliyetlerine Muhalifti ve onların çıkarlarına ters açıda duruyordu. Elinde sadece müziği, barışçı tavrı ve Müzik endüstrisi desteği ile kitleler üzerindeki yarattığı etkinin büyük gücü vardı.

Lennon ABD'de de bu yönde çevre edinmişti, bu yüzden tehlikeli idi ve yine bu yüzden de John Lennon un bu referansları alması mümkün değildi. Hal böyleyken, Sayın, Fethullah Gülenin Referanslarına bir bakınız hele, içinde 11 Eylül sonrası ABD’nin, CIA’ sı da var, FBI ı da Papazı da, sıksalar vs. vs. uzar gider bu liste… Tebrik etmek lazım kendisini bu başarıdan ötürü, İslam Dünyasında bunu başarabilecek kaç adam vardır? Üstelik 11 Eylül sonrası Guantanamo vs. imzalı Amerika’sında.

Dedim ya insanların beynini yıkayacak yöntemler bulmak için bilimsel araştırmalar yapan ABD yönetiminin, yerde ararken gökte bulduğu büyük nimet durumundadır Fethullah networku. Adamların işine yarıyorsan ABD nezdinde İtibarın var demektir.

Böyle olunca ister Bin Laden ol, ister Fethullah fark etmez, yeter ki haksızlıkları sorgulayan sömürüye karşı çıkan sosyal bir adam olma. Dünyanın her yerinde Okullar açar övgüler alırlar artık, hem de o ülkelerin Cumhurbaşkanları keser kurdeleleri.

HİÇ UĞRUNA ÖLDÜLER, ÇOK YAZIK OLDU

Bu Dünyada insan hakları ve idealleri için mücadele eden Apti İpekçilere, Uğur Mumculara, Necip Hablemitoğlu’na, Muammer Aksoylara, vs. vs. vs. hepsini saymak için sayfalar yetmez, hepsine çok yazık oldu.

Dahası bu sıralarda bizde bir sahte bir haham'ın net olmayan iddialarına dayanan tutuklamalar sonucu göz altında hiç uğruna ölenlere de çok yazık oldu. Kör kişilerin kör çıkarları için öldüler, hepsi akıllarımızda, ama onları öldüren çıkarcı hainleri kaç kişi hatırlayacak acaba.

Tarihsel süreçte, içte ya da dışta, tüm Dünyada idealleri uğrunda ölenlere de, iyi niyetli müzisyen John Lennon a da, çok yazık oldu. Hepsinin ama hepsinin yoklukları büyük kayıptır insanlık için. ABD’li bürokratların ya da cümle Emperyalist odakların nasırına basarsan, türlü teknikle etkisizleştirirler seni.

Durumuna bağlı olarak, hem bireysel hem kitlesel olabilir bu etkisizleştirme. Emperyalistlerin işlerine taş koyabilecek bizim aydın ve entelektüel çevrelerden de bir sürü Anti Emperyalist de buna bağlı olarak,paketlendi şu sıralarda. Daha bir çok şey yazabiliriz bu örneğe uygun olarak.

ABD Halkına bir diyeceğimiz yok, ama ABD yönetimi ayrı olarak ele alınmalıdır. Kıbrıs evinde Anıl çeçen Hocamızın ABD analizini dinlemiştim. Şöyle anlatıyordu Anıl Hoca;

Amerika’da Halk karışıktır, Amerika’da bir lokanta veya başka bir yerde etrafınıza baksanız, arkanızda Koreli sağınızda İngiliz, İtalyan, solunuzda, Çinli, Danimarkalı, Fransız vs. vs. ya da bunların melezi insanlardan oluşmuş bir tüketim toplumu ile karşılaşırsınız.


ABD Devletini anlamak için yönetenlere bakmak lazımdır. ABD’nin hakim yapısına baktığımızda esas olarak üç güç görürüz, Kapitalistler, Protestanlar, Siyonistler. Protestanları ikiye bölün, yarısı İngilizlerin kontrolündedir, diğer yarısını da Evangelistler oluşturur, bu kesimde Siyonistlerin kontrolündedir. ABD Deyince elinde büyük güç olan böyle bir Robot Devlet söz konusudur.

Bu analiz bu güne kadar duyduğum en iyi özet ABD Robot Devleti analizidir ve İsrail, ABD' nin neresinde sorusuna da iyi cevaptır. Merak edenler Anıl Çeçen hocanın kitaplarına baksınlar.

Bu arada ekleyeyim, bu duygusuzluğun ve acımasızlığın nerelerden geldiği tarafımızdan bilinmekle birlikte kanıtlanma gerekliliği vardır. Şu meşhur bırakınız yapsınlar anlayışı savunan özel girişimci denilen kesimin içinde kimler vardır acaba.

SAYIN OBAMA’NIN ABD’NİN İÇİNDE REFORM YAPMASI MÜMKÜN MÜDÜR?

Emperyalistlerin Dünya çapında ki insanlık dışı uygulamaları bellidir. Sayın Obama bu gerçekleri düzeltemez ve bunları sadece okuma özürlü geri zekâlılar bilmez. Bu meşhur “demokrasi” getirme çabaları, birçok bölgede olduğu gibi Orta Doğu halkları içinde milyonlarca cana mal olmuştur ve olmaya da devam ediyor.

Aslında Sayın OBAMA’nın, bu Demokrasi ve özgürlük getirme çalışmalarını, ABD’nin içindeki Demokrat ve iyi niyetli kitlelerle birlikte ABD içinde gerçekleştirmesi gerekir. Arkasından bunu Avrupa’daki diğer ganimet paylaşımcısı emperyalistlere uygulayarak, Dünyayı belki arındırabilir.

Sayın OBAMA bunu gerçekleştirebilirse eğer, ancak o zaman Dünyaya gerçek Demokrasi ve barış gelebilir ve ancak o zaman biz hepimiz belki Amerika yanlısı olabiliriz, ama bu, şu anda bu acımasız ve yağmacı tarzı ile mümkün görünmüyor.

Şu bombaladıkları yerlerde kurtarılan insanları biri göstersin bana, bebeklere bile acımıyorlar. Devamlı perişan olanları görüyoruz da, kurtulan kimse görünmüyor ufukta, bu arada perişan olma sırası bize geliyor haberiniz olsun.

Bunların Demokrasi dedikleri şey, girdikleri bölgedeki kaynakları beraber yağmalayacakları işbirlikçilerine Demokrasi, halka değil. Şu anda bizde eleştirdikleri Anti Demokratik süreci yaratan şey ise, senelerdir Türkiye’de ve Türkiye’ye karşı uyguladıkları kendi entrikaları ve insan haklarına aykırı gizli faaliyetleridir.

Aslında, AB ve ABD etiketli her şeye dikkat etmekte fayda vardır, bu zihniyetin temsilcilerinin güvenilir olmadıkları kesindir. Demokrasiyi istemeyen, aslında Demokrasi havarisi geçinen ve bizim gibi sosyal kolektivist bir milleti parçalamaya çalışan bu malum güçlerdir. Bunlar sosyal ve kollektivist bir toplumu istemezler çünkü birbirini koruyan kollayan kazıklamayan bir toplumda, bu zihniyetlerin dayattıkları sistem ve büyük çıkarları yürümez.

Milleti kazıklayanlar, vatanın topraklarını satanlar, aslanlar gibi nutuklar atıyor.

Milletçe çok iyi izleyip, inceleyip uyanık olmak zorundayız, her şey bizim elimizde aslında. Siyasi partiler kanunu, dokunulmazlıklar, sivil toplum yasamaya katılım hakları vs. elden geçmeden demokrasi olamaz. Bizim bunu gerçekleştirip, yurtta sulh cihanda sulh ilkesi doğrultusunda hareket etmemiz gerekir.

Uçsuz bucaksız ovada namerde avuç açmadığım ve açmayacağım için yapayalnız gibiyim. İşte bu ruh hali her birey için önemli bir dönüm noktasıdır. Bu noktada ya dönersin köşeyi, ya da göze alır her şeyi şerefinle dimdik durursun, çökmezsin dizlerinin üstüne ne kadar zorda ve aç kalsan da.

Bu noktada beni üzen ne biliyor musunuz? Köşeyi dönenler yalnız değil, hiçte yalnız ve parasız kalmazlar, sürünenler hep doğrular oluyor. Sonra bir bakarsın Milleti kazıklayanlar, vatanın topraklarını satanlar, sağırlar, körler, hareketsiz seyirciler ve ego santrik soğuk nevaleler, sağda solda aslanlar gibi nutuklar atıyor. Aslını isterseniz hiç yaşayasım da yok bu pisliklerin arasında ama sorumluluklarımız var ve bir faydamız olur belki.

Bu konulara geniş bakmak lazım, çünkü bildiğiniz gibi sadece bizim Millet değil tüm Dünya kamuoyu uyutuluyor. Anayasa Paketini ABD de görücüye çıkaracak kadar ABD ye güvenen ve aynı Vahşi kapitalist değerlere ve bencil acımasız zihniyete sahip çevrelerin böyle güçlü ittifaklar yapmaları doğaldır aslında.

Esas şaşırtıcı şey, insanları ucuz emek olarak köle gibi kullanan ve ticari çıkarlara feda eden zihniyetlerin, ‘’demokrasi, insan hakları’’ gibi yüce değerleri iki yüzlükle sakız gibi çiğneyip, böylesine kolay kullanabilmesidir. Peki, bunun adı RİYA değimlidir?

Dünyayı koruma ve kurtarma işine soyunan bu zihniyetlerden ve iş birlikçilerinden Dünyayı kurtarmak lazımdır da, bunca yüceltilen yüce düzenbaz zatın arasında, nasıl kim kurtaracak dünyayı? Ne dersiniz, bu üçkâğıtları temizlenerek Dünyada Demokrasi gerçekten uygulanabilir mi acaba?

Sayın, OBAMA’NIN bu Büyük Krizin faturalarını Dünya halklarının üstüne yıkma çalışmalarının yanında, şu meşhur Demokrasi ve özgürlük getirme çalışmalarını da ABD’nin içinde gerçekleştirmesi ve bunu dünyaya yayması mümkün müdür sizce?

Saygılarımla



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder