8 Ocak 2009 Perşembe

GAZZE, PRESİDENT OBAMA VE DÜNYA BARIŞINA KATKI! -1



08.01.2009 bu günlerde Orta Doğuda Ölüm kol geziyor yine... Her yerde avaz, avaz Manşet; İsrail Gazze ye saldırdı diye haykırıyor herkes.

Fotoğraflar, Filmler sıra, sıra, kanlar içinde çocuklar, bacağı kopmuş, yaralı vs. vs. Dünya âlem ceset, önemi var mı insanın? Dahası nasıl açıklayacak bu vahşeti ilerde bunları yapanlar? Üstelik bunlar barış özgürlük narası atanların işi.

Üzülüyor mu yani şimdi ölen bu insanlara kameralara ağlayan yüce insanlık havarisi Demokrat cümle zevat? Laf çok, din kardeşiyiz ya, bu yüzden bizim buralar da daha da çok nutuk atanlar.

Hemen koşmuşlar ABD ye Avrupa ya bu büyük adamlar ama sonucunda İsrail tarafından bekletilince Ramallah da Yarım saat, bu mecburi istirahate çok bozulmuştu Arapların kahramanı olarak tanıtılan birisi. Peki bilmez miyiz biz kim düşmandır kim dost.

Birleşmiş Milletler Gazze saldırısı için tam kınıyordu ki İsrail i, ABD ve İngiltere Veto etti kınamayı. Bizimkiler bildiğiniz gibi ahbap çavuşlar Dünya Devleriyle ve çok etkililer ya, hallederler çabucak her şeyi ve hemen atladılar arabuluculuğa.


İsrail e Sitem ediliyor ha bire kükreniyor ama bir türlü kınanmıyor, neden? Nedeni yok gibi hep karambolde kalıyor bu konu. Bizimkiler kahraman ya, gürlüyor habire kürsüden şöyle göğe doğru, ama saf seçmenlerin dışında duyan da yok takan da yok.

Bu tepkiler neyi ispatlıyor sizce? Bence ne kadar soğukkanlı ve çifte standartlı olduklarını ispatlıyor bütün bunlar, her zaman olduğu gibi. Bosna’yı unutmadık, Emperyalistler çıkarlarını planlayıp da o lüks minderlerinden kaldırana kadar popo sunu, binlerce insan öldü ve bir sürü kadının ırzına geçildi Bosna’da, nasıl olurda unuturuz bunları.

İNSANLIĞIN ÖLDÜĞÜ YER, GAZZE!
Bu Gazze saldırısının zamanlaması da ilginç, sanki ağabeyin bazı birikmiş meselelerini halledip kafasını toplamasını beklemiş gibi bir hali var İsrail’in. Şu Hamas var ya, İsrail e füze atıyormuş senelerdir, Füzeleri de soba borusundan yapıyormuş. Peki, bu Hamas, bilmiyor muymuş en Modern Füzelerin o zavallı halkın tepesine düşeceğini?

Neymiş, bir kara savaşında İsrail çok kayıp verirmiş... Hamas Uluslar arası kamuoyundan destek bekliyormuş da mış, mış. Peki, bu iş nereye varırmış? Ne kadar boş laflar bunlar. Bu arada Araplardan tıs yok, bu Arap takımı da zenginleştikçe dilini yutuyor. Önemi var mı ABD de keyif çatan zengin Araplar için Petrolün ve Paranın dışında o ölen ya da sakatlanan bebeklerin?

Baksanıza duruma, Emperyalistler bir gürlüyor, Araplar dut yemiş bülbüle dönüyor. Bunlar son zamanlarda bize mağrur duran, Başbakanın Cumhurbaşkanının Otelinde ayağına gittiği Araplar. Bakın, bütün bu safsataları bir yana bırakırsak, bütün o ölen çocuklar, kadınlar, yaşlılar, bile, bile ateşe atıldı bence.

Gazze de İsrail evlerinizi terk edin diye Gazze halkına uyarı yaptığında, Hamas da terk etmeyin diye telkin ediyor kesinlikle. İnsanların düşürüldüğü duruma bir bakın, terk etseler soğukta ne yaparlar evsiz, terk etmeseler işte böyle talihsiz, kılavuz karga meselesi değimlidir bu?

Bu Hamas ilginç bir örgüt, ABD içinde yapılanmış örgütlerden biri ve El Kaideden türeme. İçinde birçok ayrı grup var, kuruluşunda İsrail'in para verdiği biliniyor. Ayrıca ABD de kuruluşları var, bazı parasal transferlerde söz konusu gibi.

ABD ve İsrail, bu su borusundan füze bahanesi ile bölgede yayılmasını istedikleri bir ateş yakıyor gibi sanki. ABD, hem Hamas içindeki diğer bazı muhalif grupları tasfiye ederek Hamas üzerinde kontrolü yeniliyor, hem de bahane yaratarak geniş bir sahada Üslenmek için saha temizliği hedefliyor gibi görünüyor.

Bu şekilde bir sahte bayrak var mı ilerde belli olur fakat sonuç itibari ile, ABD’nin genel Bop ve ilersi Stratejileri açısından, Kıbrıs’a ve bu Doğu Akdeniz kıyı şeridine ihtiyacı olduğu kesindir. Bu arada, o Gazze denen şeridin doğusunda ki bölgeye sınırı olan ve bizim Medyada fazla üstünde durulmayan bir ülke var, Ürdün... Bu Ürdün konusuna tekrar geleceğiz.

KUZEYDE HÜSRAN
ABD Bop planının merkezine Irağı alınca, kuzey Irak yapılanması ile kendine uygun işbirlikçileri de bulup Türkiye ye fazla yoğunlaştı. İlk hamleler klasik SOROS tarzıydı, fakat SOROS un Kafkasya da ki Renkli devrimlerini bize yapıştıramayınca, hayal kırıklığına uğradı.

ABD nin stratejilerinden rahatsız olan ve bazı stratejilerin dışında kalan Almanya, Keriz Değirmeni olayını deşip, buradaki kardeşlerini üzünce ABD çok sinirlendi. Bence Almanya Deniz Feneri kozu ile Bizdeki ABD işbirlikçilerine kendi çıkarlarını garantilemek için bir ilmek attı.

Fazla güçlenen bu tek kutuplu Dünya görüşüne karşı en sağlam çıkış, tabii ki Rusya’nın Osetya ve Abhazya çıkışı olmuştur. Bu noktada ABD'nin, İngiltere ile beraber NATO falan filan çıkışları da etkisiz kalmıştır. Ermenistan’da da Kardelen Devrimi ni Tetiklemeye çalışan ABD'nin işleri burada da rast gitmemiştir.

Ermenistan’da Rusya'nın desteğine sahip iktidarın, halk desteğinin çok güçlü olması sebebi ile Soros ve Demokrasi Vakfı bu bölgede amacına ulaşamamıştır. Ulaşamamıştır çünkü Sarkisyan ve Koçaryan’ın halktan aldığı destek çok güçlüdür. Ermenistan yönetimi Rusya ya yakındır, bu yüzdende zaten Birleşik Devletler topluluğu üyesidir.

Birde bu bölgede Cevahat’ya Ermenileri olgusu vardır. Gürcistan’ın içine sarkan bu kol ile Birleşik Devletler Topluluğu biraz daha avantaj kazanmıştır, Gürcistan içine sarkan Cevahat Ermenileri olgusu da vardır. Uluslar arası ilişkiler bağlamında, bu bölgedeki oluşumların doğru algılanması çok önem taşımaktadır.

Bizim siyasilerin Dünya görüşünün Millet tarafından bilinmesi ve denetimi de çok önemlidir. Milletin Kaderini bağlayacak konuların Allaha emanet yürümesi, anlaşılacak ve geçiştirilecek bir şey değildir.

Karabağ meselesi affedilemez olmakla birlikte, bir kısım sorumluluğu da Turgut Özal başta olmak üzere, Enerji nakil hatlarındaki yanlış politikalarının batıya bağımlı hamilerine aittir. Bu politikaların sonucu olarak, bize atılan Doğal gaz kazığı da açıktır.

Türkistan'ın 1.5 dolara teklif ettiği Gazı Rusya'dan 6 küsur dolara almanın elbet bir sebebi vardır. Bu aşamadan sonra pıtrak gibi kurulan ve doğal gazla çalışan özel işletmeler tarafından üretilen Elektrik kazığı da ortadadır.

Türkiye’nin Kafkasya politikalarını acilen gözden geçirmesi lazımdır, ama bunu batıdan bağımsız kim yapacaktır.Şu sıralarda Abdullah Gülün, ABD seyahatlerinden sonra başlayan Ermenistan Seferlerinin ardında yatan şey nedir sizce?

Şu Ermenilerden özür dilemek için bir kısım garip adamlar tarafından imza toplanması safsatası ile başlayan ve sınır kapısının açılmasını da içeren girişimlerin bize getirisi ne olabilir? Bu kadar acil ve hayati mesele varken, bazı tuhaf davranışlı insanlar tarafından bu meselenin bu kadar güncel hale gelmesinin sebebi nedir dersiniz.

Bence bu girişim, Sarkisyan ve Koçaryan ile birlikte Ülkelerin karşılıklı yararı için çalışmak değil, Ermenistan kardelen devrimi için Ermenistan Muhalefetine Türkiye den destek koridoru açmak içindir. Bu yönde bir faaliyet ilerde başımıza çok karmaşık işler açabilir.

Bu faaliyetler, Kafkasya’daki tıkanan Renkli Devrimlerin yerine güncellenen ve Ortadoğu’yu Merkez alacak sahte Bayrak hareketi hazırlığıdır.

Gazze saldırısı, Doğu Akdeniz'in işgali, Ürdün'den Irak'a bağlanarak genişleyecek ve giderek Kıbrıs'ı da kavrayarak bizdeki harekete bağlanacak bölgesel stratejilerin bir parçasıdır.

Bu girişim, Amerikalılara karşı büyük tehdit olarak lanse edilen El Kaide ve ordan türeme teröristlere karşı sonsuz bir sürek avı halini alarak, ABD Ordusunu her yere taşıyacak bir planlamadır. Bush her fırsatta boşu boşuna Allah Amerikalıları korusun demiyor, bu sözlerle sürekli Amerikan halkına bir tehdit korkusu aşılanıyor.

Bu yolla bu yolda yapılacak her şeyin zorunlu olduğu dayatılıp, Dünyayı koruma misyonu da eklenerek, Dünya kamuoyu desteği hedefleniyor. Bu destek alındı mı, her yere müdahale ve terörist olarak suçlanacak her lesin tasfiyesi hukuki ve haklı hale gelmektedir.

Rusyayı Renkli Devrimlerle didikleyen ABD, tam hızla giderken bu Osetya Gürcistan sorunu noktasında duraladı. ABD, Rusya’nın Osetya ve Abhazya çıkışı sonucunda, müttefiki İngiltere ile birlikte, NATO falan filan çıkışlarını Rusya'nın umursamaması sonucu durum değerlendirmesi yapmak zorunda kalmıştır.

ABD seçim sürecine girip, Başkanlık seçimleri bahanesi ile nefes alıp kendine çeki düzen vermiştir. Holiwood un bütün imkanlarını kullanmakta usta olan ABD, President Obama ile sempatik bir Star yaratarak, tıkanan Stratejilerini güncellemiştir.

ABD kurnazları aynı zamanda Bush dönemi günahları ve yanlışlıkları yıkacak bir günah keçisi garantilemiştir, bu iş için bir zenci biçilmiş kaftandır. ABD bu süreçte yenilenmiştir ve görüldüğü gibi yeniden, ağır, ağır faaliyetlerine başladığı hissedilmektedir.

BİZDEKİ FUTBOL MAÇI.

Bizim ülkemizde de, İspanya Medeniyetler İttifakı numarası ile ve Ortak Akıl Adıyla başlatmaya çalıştıkları çakma Devrimi bütün çabalarına rağmen başaramamışlardır. Bunun sebebi bu devrim için gereken halk desteğini elde edememiş olmalarıdır. Maniplasyon ve türlü dalavere ile bu iş yürümemektedir, çünkü uyuttukları halk işin devrim yanının ciddiyetinde değildir, futbol heyecanı ile bir nevi oyun içindedir ve gidişat rutin devam edecek sanmaktadır, fanatik olan kesim ise azınlıktır.

Eğer böyle bir ihtilal gündeme gelirse, bu işbirlikçiler büyük hezimete uğrayabilir. Böyle bir Halk ayaklanmasının başlaması istenmiyorsa yapılması gereken şey, kalkışmanın yayılmasının baştan engellenmesidir.

Bu konuda büyük destekleri, bir Fethullah ve tarikat destekleri, iki Kuzey ıraktaki yapılanma ve ABD'dedir. ABD'nin hem küresel çıkarlarında, hem de bu bölgede yayılıp yerleştirilmesinde en büyük finans işbirlikçileri ise, gölgesinde hüküm süren Vahabi Suudilerdir.

Şu iyi bilinmelidir ki, bizim yetkililerin ayağına gidip el pençe divan durduğundan ve büyük muhabbet içinde bulunduğundan da anlaşılacağı gibi, eskiden beri Türkiye’de dönen dolaplarda da bu Vahabi Suudilerin destekleri vardır. Bunlar yeşil kuşağın en önde gelen altın halkalarıdır. Suudilerin yani bedevilerin ABD deki servetlerine ve Dünya çapındaki ilişkilerine dikkat ediniz...

Yeşil kuşak projeleri artık çok kapsamlı teknik ayrıntılar içermektedir. Bu yöntemler bütünü, içinde CIA'nın parmağı olan Terörist örgütler ile bütün bu bölgeyi ajite etmeye ve kavramaya yaradığı gibi, kolay güncellenebilen yapısı ile de çok kullanışlıdır.

ABD’nin, sudan da petrol çekişmesine girdiği Çin ve Rusya’nın gıda kanallarını tıkamaya yönelik olarak zaten enerji ve varlıklarını sömürdükleri AFRİKAYI da kavrayacak geniş perspektifte de kullanımdadır.

Fethullah ABD için çok makbul bu sıralarda, bilindiği gibi, eskiden Emperyalistlerin sömürgeleştireceği yerlere önce Hıristiyan Misyonerler giderdi. şimdi ise insanı hayrete düşüren bir şekilde evde kimse yok mu derneği ABD’nin hedef sahasında çalışmaktadır. Bu yüzden Afrikada ortaya çıkacak İslamiyet tabanlı hareketleri de iyi incelemekte fayda vardır.

KIBRISIN ARDINDAKİ KUTSAL KARA!

ABD’nin sadece Ortadoğu ve Hazar çevresi için değil, Afrika’daki planları doğrultusunda da Lübnan, İsrail Kıyı hattı, ırağa geçiş ve Suriye’yi iyice kuşatmak için de Ürdün’e ihtiyacı vardır. Ürdün bu güne kadar bizim medyamızda Sayın, Banu Avar dışında fazla işlenmemiştir.

Senelerce İngiliz idaresinde kalan Ürdün, bütün bölgeye hâkim zenginlerin yerleştiği ve Emperyalistlerle en yakın temas içinde oldukları ve Emperyalistler için bir merkez niteliği olan bir ülkedir, Irağa ve bir çok yöne de geçiş vermektedir

Kıbrıs kavrandığı ve üs haline geldiğinde, Lübnan ve İsrail, Ürdün ile birleştiğinde, Doğu Akdeniz, Emperyalistler için bütün o bölgeye açılan bir Liman zorlamasız Normandiya kıyısı olacaktır. ABD bu bölgeyi kavramadan büyük hedeflere karşı harekete geçemez. ABD bu bölgeyi kavramadan, Suriye, Türk Ordusu ve Türkiyeyi çözmeden Iranı tek başına bastıramaz ve ileri hedeflerine yürüyemez.

Zaten bu aşamada Irak, Etnografik ve jeo politik açıdan, Irana karşı bu genişlikte bir cephe açmaya müsait değildir. Böyle bir şey yaptığı taktirde İran'ın yanında Çevre Ülkeler tarafından destek görme ihtimali olan Irakta ki kavimlerle de savaşmak zorunda kalacaktır.

Suudi Arabistan'ın da İran a ve İsrail e cephesi yoktur, Kızıl deniz ters kalmaktadır. Bu yüzden bu bölgede yani Doğu Akdeniz de Kıbrıs avantajı ile kestirme ve geniş bölgeye hakim olan bu yolun açılması çok önemlidir. Bu noktada Türk Deniz kuvvetlerin tarafı çok önem kazanmaktadır.

Ortadoğu ve Türkiye’deki işbirlikçilerinin dine hâkim olması ve sosyal kültürel alanda geçmişten gelen kavram karmaşalarının yarattığı keşmekeş ortamı, halkı uyutmaları için önemli avantaj sağlamaktadır. Yeşil Kuşak projesi kapsamında kitlelerin çok daha rahat uyutulmalarını ve yönlendirilebilmesini sağlamaktadır.

Bunun yanında, Yeşil kuşakta yer alan bizim doğu ve güney doğuya doğru inildikçe önem taşıyan bildik yapılanmalar görülmektedir. Bu bölgelerdeki tarihten gelen aşiret ve tarikat yapıları ve sürekli değişen sınırlar içinde birbirini yiyen ve çıkarını kollayan işbirlikçilerin çokluğu, bu bölge halklarının ve dolayısı ile bizim zayıf karnımızı oluşturmaktadır.

Bu toplu durum, bölgede köklü derin bağlantıları ve inisiyatifleri ile çeşitli kesimleri birbirine düşüren Emperyalistler için avantaj sağlamaktadır. Buna rağmen Irakta, Kuzey Iraktaki Kürt yapılanması dışında, bir araya toplayacağı bir kitle yoktur.

Irakta Demokrasi getirme iddiası ile giren ABD, Irağın bütünlüğü söylemlerini yutmayan kesimler arasında tutunamamakta, bu yüzden bölgede eğreti kalmaktadır. El Kaide numarasını yutmayan aşiretler karşı saf almakta, buda ABD için Lübnan, İsrail, batı Şeria ve Ürdün'ü Golan tepelerini kısaca Doğu Akdeniz'i önemli hale getirmektedir.

Bütün bunların ışığında burada bu GAZZE Filistin vs. de ateşlenen yangınlar kimlerin işine yarar? Bu yangın ilk adımda söylediğim Kıbrıs'ın ardındaki, Lübnan’dan, Ürdün’e kadar bütün o kıyı şeridini açar, Birleşmiş Milletler ve NATO bu bölgeye yerleşir. Bu bölge de kalıcı olan İsrail sayesinde kontrol edilebilir yerleşik bir yapı oluşur.

Bu bölgesel Temizlik hareketi ile açılacak alan ve yaratılacak toplu durum, Kıbrıs ve Kuzey Irak avantajları ile birlikte çok büyük bir Stratejik üstünlük sağlayabilir. Olayların ve savaşların büyümesi ile Normandiya misali bir gereksinmeye bile gerek kalmayacak şekilde bu bölge açık kapı demektir.

Kısacası, ABD İsrail İle giderek, bizdeki çıkmayan Tezkereden beri, iteleye, iteleye bölgeye yerleşmektedir, Türk Ordusu ve Milleti de bu bölgedeki en büyük engellerinden biridir..

Saygılarımla
Yurtsever Yurttaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder