15 Eylül 2010 Çarşamba

(KPSS) SINAVLARINDA SUÇ KİMDEYMİŞ BİLİN BAKALIM.

2010 Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) soru sızdırma skandalı, inkâr edilemez şekilde tam sıcak gündeme oturmuştur.

Bilindiği gibi bu ilk değildir, Memur alım sınavlarında eskiden beri ortaya çıkan şaibeler söz konusudur ve bunların esas olarak ticari değil kadrolaşma amaçlı olduğu da açıkça ortadadır.


Branşlara göre sıralamanın bir türlü açıklanmaması, binlerce adayın boş bıraktığı soruların boş değil de yanlış olarak değerlendirilmesi, bu gibi üçkağıtlar açığa çıktığında ilgililerin soğukkanlılığı, KPSS’ daki dikkat çekici tartışma konularından bazılarıdır.

Emniyet içindeki F tipi kadrolaşma ve 2009 yılında Polis sınavında ortaya çıkan soru sızdırma olayı hala hafızamızdadır. Belirtilere bakılırsa bu yeni KPSS üçkâğıdında da, yine kadrolaşmaya yönelik benzer bir durum söz konusu oluğu ortadadır.

2009 yılında, polis sınavında
ortaya çıkan sızdırma olayı malum dershaneler eliyle yapılmıştır.
Bilindiği gibi bu dershaneler, geçen seneki polislik sınavında soruları önceden öğrencilere dağıtmıştır. Son senelerde Emniyet içindeki kadrolaşma düşünüldüğünde bunun ne manaya geleceği ortadadır.

TSK’nin, Emniyetin ve Yargının içine ABD bağlantılı Fethullahçıların sızdığı konusu, artık kuşku götürmez şekilde herkesçe anlaşılmıştır. Hatta, bu sızmayı farkedip önlem alan TSK mensuplarına suçlu muamelesi yapılmaktadır.

Bir çok TSK mensubuna, Fethullah cemaatine ve Ordu içine sızmış mensuplarına karşı tavır almaktan suçlamalar yapılıp, Darbe iddiası ile özel yetkili savcı ve hâkimlerce davalar açılmaktadır. Paşalarımıza Albaylarımıza bu suçlamalar ile aşağılar tavırlar takınılmakta terfileri yakılmaktadır.


Uzun süredir, Hâkim, Savcı kadrolaşmasında malum tarikatların ne derece etkili olduğunu herkes bilmektedir. Sinsi bir kadrolaşma sonucu, çeşitli Kurumlar yanında İdari yargıda da Fethullahçıların ve Nakşibendî tarikatı vs.
cemaati üyelerinin istihdam edildiği açıktır. Bu çevrelerin uzun süredir hâkimlik ve savcılık alanında istihdam gerçekleştirdikleri de ortadadır.

Bilindiği gibi belli dönemlerdeki malum lise dengi çalışmaları sonucu, İmam hatip lisesi mezunlarının, Mülkiye ve Hukuk fakültelerine girip mezun olduklarını herkes bilmektedir. Bunların giderek Kaymakam Vali, Savcı Hâkim olduklarını söylemeye bile gerek yoktur. Bu durumu Emperyalistler çok iyi değerlendirmiş ve
bu baskı gruplarına destek vererek, amaçlarına yönelik alt yapı işbirlikçileri hainlerce oluşturulmuştur.

Bu kadroların bu işbirlikçilerle doldurulmasına ve batı Emperyalizminin içimize böylesine sızmasına izin verilemez. Yani Yasama, Yürütme, Yargı Erklerinin, bu işbirlikçiler eliyle Emperyalistlerin kontrolüne geçmesine göz yumulamaz. ABD vs Emperyalistlere uşak olan zihniyetlere sahip kişilerin, Kurumlar içinde nasıl kadrolaştığı son zamanlarda çok iyi anlaşılmıştır. Bu kadrolaşmanın Devleti bile ortadan kaldıracak büyük tehlike doğuracağı açıktır.

Bu olaylar, büyük kuşkular yaratmaktadır, Kurumlardaki Bürokratların bu kuşkular sonucu ortaya çıkan Devleti koruma refleksi ise, bu saldırıları yapan vatan hainleri tarafından, vesayet rejimi göstergesiymiş gibi halka şikâyet edilmekte ve amaçlarına araç olarak kullanılmaktadır...

BÜTÜN BU GAYRETLERİN AMACI BELLİ.

Bunların bütün bu gayretleri, aksini iddia etmekle birlikte, ABD ile ortak hedeflerine engel teşkil edecek unsurları ortadan kaldıracak gücü elde etmeye yöneliktir. Yani keyfi hareket edebilmek için Devletimizin içine kadrolaşma yapılıyor ve bu kadrolaşma son hızla sürüyor.

Bu yöndeki bir başka dikkat çeken konu, bilindiği gibi Hâkim Savcı alımlarındaki mülakat konusudur.


AKAPE'nin Hâkim Savcı alımlarında kamerasız yapmak istedikleri bu mülakat konusunu bir düşünün. İşte Yüksek yargıya esas üye seçimini yapacak kitle bu mülakatlarla isdihdam edilen kadrolar olacaktır. Gerisi de, Yasama, Yürütme tarafından seçilecek
falan filan derken yine İktidar tarafından belirlenecektir.

Televizyonlarda halkın kafasını karıştıran işbirlikçi laf ebeleri tarafından bu konu gargaraya getirilmektedir. Bu konuda uyanık olmak şarttır, çünkü üç beş üye oradan, üç beş üye buradan falanın ötesinde çok büyük bir hâkimiyet planlandığı açıktır.


Mülakatlarda, 100 hâkim alınacak diye açıklanıp ani bir değişiklikle 350'ye çıkarılma, Kamerasız mülakatta direnme falan gibi haller ve tavırlar, bu kapsamlı kadrolaşmada istediklerini dayatma ve zorlama şeklinde kendini göstermektedir.

Bu şekilde danışıklı dövüş yapılan Nisan 2010 kamerasız Mülakatları, şimdilik iptal ve davalık, Referandum da bitti önümüzdeki süreçte bu konular yine açılacak.


ABD İŞBİRLİKÇİLERİ DEVLET İÇİNE KADROLAŞTILAR YARGIYA KADROLAŞMALARINI TAMAMLAMA PEŞİNDELER.

Evet, ABD işbirlikçileri Yargıya kadrolaştılar. Anayasa paketi Referandumu ise, kadrolaşmalarını engelleyen engelleri yıkmaya yönelik ve halkı kandırarak bunu da elde ettiler. Yüksek yargıya yapılacak son hamle için şu anda hazırlanıyorlar ve önümüzde Genel seçim var.

Fethullah’ın Hâkimleri, Savcıları satın alın, her yere sızın, her yere girip gücü ele geçirene kadar her adım erkendir dediği, kendi kaydettikleri videolarında bile açıkça ortadadır. Niyet ve Planlar açıkça ortadadır, gerisi yalan sahtekârlık ve laf ebeliğinden başka bir şey değildir.

Bu işbirlikçiler, Evet oyları ile moral kazanıp Televizyonlara yayılan kadrolu palavracıları aracılığı ile insanın şapkasını uçuracak palavraları bizlere gerçek diye dayatma çabasındalar.

Referandumdan önce ortaya çıkan Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) skandalını da güya soruşturuyor birileri. Böyle üçkâğıtlar soruşturuldu mu içimiz rahat olmalı aslında ama olamıyor, çünkü garip gayretler belirdi birden. Nur yüzlü bir Savcı, mikrofonlar uzatıldığı zaman gülümseyerek soruşturmanın selameti için ayrıntılara girmeyeceğim derken çok güvenilir gözüküyor.

Buna rağmen, Samanyolu TV de
ve vs. Televizyonlarda, bildik bir telaşlı şartlandırma propagandası başladı bile. Bildik bombardıman halinde ve bir heyecan fırtınası yaratarak, sanki yeni gerçekler ortaya çıkarıyor edasıyla bir tezgâh uygulamaya konuluyor yine.

Bu sınav işini yapanların izi belli olduğu halde, olmayan bir böcek arandığı haberleri yayılıyor ve bu işi de Kafes eylem planı vs. konulara bağlamak için büyük bir gayret başladı. Belli ki bu işi de şu binlerce sayfalık karışık iddianameler muammasının içine katıp hasıraltı etmeyi planlıyor birileri.
Yakında Böcek bulundu haberleri bangır bangır verilir Samanyolu takımında ve vs. Televizyonlarda.

Aslında bu gayretler bu sınav işini kimlerin tezgâhladığını açıkça ortaya koyuyor. Tabii içinde olmayıp, anlayıp üzerine gidebilecek olanlar için anlam taşıyor bu gerçek. Evet büyük bir Tiyatro sahneliyorlar yine ve bu bilmem kaçıncı perde.

Saygılarımla
Yurtsever Yurttaş


2 yorum:

  1. YÖK te uyum sağlamış bile bu işe, işin sonu şimdiden belli.
    http://haber.mynet.com/detay/guncel/flasiste-yokun-kpssde-kopya-karari/532031

    YanıtlaSil
  2. Buraya yazın, bu işi o işlere katıp, sınavı da iptal etmeyecekler, çünkü taraftarlarını o aşamaya getirene kadar beyinleri çatladı.

    YanıtlaSil