1 Eylül 2010 Çarşamba

EMPERYALİSTLER HEDEFLERİNE YÖNELİK HUKUKİ ALT YAPI OLUŞTURMA GAYRETİ İÇİNDELER



ABD ile sıkı fıkı ilişkilerini hasır altı edip Emperyalistlerin hedeflerine yönelik hukuki alt yapı oluşturma gayreti içindeki işbirlikçiler, Emperyalistlerle ortak çıkarları gözeten bu yönde son hızla çalışıyorlar.


Aslında Vatana ihanet niteliği taşıyan bu kapsamlı faaliyetler için Organize olarak hareket eden, halka sürekli yalan söyleyen ve yanıltan işbirlikçiler, çeşitli kesimlerden, bil hassa MHP tabanından yandaşlar elde etme çabasındalar.


Fikir yapısı, Atlantik ötesinde yerleşen ve ABD ile çalışan Fethullaha yakın olan ve çıkar ilişkileri karanlıkta kalan çevrelerle AKAPE'nin dirsek temasları yoğun olarak sürüyor.


Eski Ülkücü falan dedikleri bu şahıslar aslında bilindiği gibi BBP kanadında yer alırlar ve ümmetçi kafa yapısına sahiptirler. Bunları yeni saf tuttukları kesim bazında tanımlamak yerine, eski Ülkücü olarak adlandırılması ve tanımlanması dikkat çekicidir. Yani bunlar niye BBPli değilde, eski Ülkücüdür?


Eski dönemde, ABD’nin NATO uzantısı Kontrgerillası ile Milliyetçilik konusunda bazı hassasiyetleri kaşıyıp kavram kargaşaları yaratarak nasıl kardeşi kardeşe kırdırdığı bellidir. O dönemde, Emperyalistlerin, katı Milliyetçi kesimi ümmetçi zihniyet yardımı ile yumuşatıp kafalarını karıştırmadan kullanması imkânsızdı. Bu yüzden, Emperyalist odakların çeşitli yöntemlerle kullanmasına uygun olanlar bu ümmetçi özelliklere sahip olanlardır aslında. Biraz dikkat edilirse bu kolayca anlaşılacaktır.


Eskidende Ülkücülükle Milliyetçilikle alakası olmayan bu kafa yapısı iyi anlaşılmalıdır. Ziya Gökalp ve giderek Nihal Atsız döneminde Turancılığın Alevi Oğuz boyları arasında geleneksel özellikler taşıdığı bilinmektedir. Kahraman Maraş olaylarının içinde de yer alan ve Kontrgerilla güdümü ile Alevi Oğuz köklü Türklere karşı saf tutan bu ümmetçi kafa yapısı tereddütsüz olarak Turan anlayışının dışındadır aslında.


Bu dönemden sonraki süreçte, bu kafa yapısı nedeniyle ABD işbirlikçisi Fethullah teslimiyetçilerine katılan bu kişiler, kesinlikle Ülkücü olarak adlandırılamaz. ABD CIA Think Thank ‘’Düşünce Kuruluşları’’ nda bu entrikaları pişirenlerin amaçları bellidir açıkça. Emperyalistlerin önceden de amaçları için kullandıkları bu kafa yapısına eski ülkücüler diyerek kafa karıştırmayı ve bu tabandan Referandum için belli bir oy kapmayı planladıkları da açıkça anlaşılmaktadır.


Bu kesim vasıtası ile MHP’nin Milliyetçi Tabanına çengel atmayı Planlayan Emperyalistler ve işbirlikçileri, pervasızca devam ediyorlar halkı kandırmak için bu gibi entrikalara. Bu ve bu gibi Yalan, gıybet, iftira ve entrikalar, kapsamlı operasyon el çalışma ve uygulamalarla paralel olarak yürütülmektedir. Emperyalistlerin bölgeye Müdahale imkânını sağlayacak bazı hamlelerde gündemdedir ve alt yapısı oluşturulmaya çalışılmaktadır.


ATLANTİK ÖTESİNDEN GELEN MESAJ; RAMAZANIN REFERANDUM ÖNCESİNE GELMESİ ALLAHIN BİR LÜTFUDUR, ÖLÜLERİ KALDIRIN!


Teslimiyetçilerin sayın hocası, Ramazan öncesinde Ramazan dolayısı ile yayınladığı kasette, ‘’Ramazanın referandum öncesine gelmesi Allahın bir lütfüdür’’ ‘’Bu iş çok önemli oy için ölüleri bile kaldırın’’ dedi…


Gözlerimize inanamamakla birlikte, bu çevrelerin önceki entrikalarına şahit olan bizler için bu pek sürpriz olmadı. Tepeden inen bu kaset, bu kurnazlığın sadece cemaat üyelerinden kaynaklanmadığını, bu zihniyetin tepede üretilip tırnağa işlediğini ispatlamış oldu.


u sıralarda her kes Referanduma kitlendi, Evet Hayır konusu ön planda. CHP de senelerce uyuyup uyanmanın hızıyla eski seçim kampanyaları havasında bir yöntem izliyor. Hayırcılar Hayır demelerinin gerekçelerini anlatıyor, Evet’çi işbirlikçilerde, Hayır kampanyalarını despotça engelleyerek, SOROS vari renkli devrimleri çağrıştıran yöntemler kullanıyorlar.


Bu sahtekâr işbirlikçiler, başta ABD olmak üzere, Emperyalistler ve Kuzey Irak vs. ittifaklarını ve birlikte yürüttükleri projeleri hasıraltı edip büyük bir tiyatro sahneliyorlar. Bu işbirlikçiler, sahalarda gösteriler tertipleyen militanları ve Televizyonlara yayılan kadrolu palavracıları aracılığı ile insanın şapkasını uçuracak palavraları bizlere gerçek diye dayatma çabasındalar.


HER ŞEY NORMAL SEYRİNDE GİBİ SANKİ


Herkes normal bir oylama havasında ve her şey yolunda ilerliyor gibi bir hava var. Bilinçlenme yolunda olumlu çalışmalara bağlı önemli gelişmeler var, fakat yalan dolan çok fazla ve bilgi altyapısı olmayanlar inananıyor bunlara, bu sahtekarlarda yutturduklarının farkında.


Her şey Referanduma bağlandı sanki, ama ABD CIA ve İşbirlikçisi bu zerzevat takımı çıkarlarını ve kaderlerini sadece bu Referanduma bağlar mı acaba? Tabii bazı geniş çaplı ve hayati değeri olan planlamaların belirtileri aralardan derelerden sırıtıyor ve benim dikkatimi çeken şeyler var…


Uzun süredir Kuzey Irakta Faaliyet belli, Fethullah’ın kanatları altında süregelen Abant toplantıları ve bütün Emperyalist devşirmesi Kürt Militanların memnun olduğu ABD gölgesindeki Erbil toplantıları ortadadır. ABD’nin Irak’ın Demokratikleşmesi ve bütünlüğü palavraları ile yaratığı toz duman içinde bu gibi birçok detay gargaraya getirilmektedir.


Bu detayların en önemlilerinden biri olan ve bizi direk olarak etkileyecek olan Kuzey Irak Kürt Bölgesi Anayasasının kabulü ve Kürdistan vs. konulardaki ayrıntılar bizim milletin gözünden kaçırılmaktadır. Bu Kuzey Irak Kürt Bölgesi Anayasasının içeriğinin herkes tarafından iyi incelenmesini, ayrıca şu Özel ordu konusunu herkesin önemsemesiniöneririm.


Uzun süredir Ülkemizde yürütülen ABD destekli Kuzey Irak merkezli faaliyetler de ortadadır. TSK ya yapılan tüm saldırılar, PKK lı militanların Habur gösterisi ve mobil mahkemeler konusu, Taş atan çocuklar konusu, KCK konusu, Kürt Türk vs. zıtlaşmalarının körüklenmesi vs. konular, bunların alayı ABD kaynaklı işbirlikçilerin desteği ile şekillenen olaylardır.

BU BELALARI BAŞIMIZA AÇAN ABD’NİN TA KENDİSİDİR

Evet bu belaları esas başımıza açan ABD nin ta kendisidir, ABD olmasa ne Kuzey ırak bu kadar cesaretle yapılanır ne de PKK o dağlarda gezebilir, ne de bu düzenbaz işbirlikçiler bu derece pervasız olabilir. Eski dönemlerde PKK’yı yerine göre hem ABD’nin yarattığı Saddam, hem Suriye, hem de İran çıkarları için bize karşı desteklemiştir.


Bizdeki eski vesayet rejimi yaratan, Diyarbakır ya da diğer ceza evlerinde işkencelerin sorumlusu, bu vatanın evlatlarını Sağ Sol Alevi Sünni vs. diye ayırıp birbirine vurduran, astıran ABD kontrgerillasıdır. Şimdi bu kişiler bu kirli işleri Türkiye Cumhuriyetine yıkıp içimizdeki vatan hainleri ve ABD ile birlikte, sözde Emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelesi veriyor havası yaratıyorlar.


ABD’nin savaş kurallarını insanlık değerlerini bile umursamayan özel güvenlik şirketleri büyük sorundur. PKK'nın Karakollarımıza yaptığı baskınları bile bunlar planlıyor hatta direk katılıyor olabilirler. Bunların içinde ABD'nin eğittiği, Barzani vs. unsurların Ordu elemanları ve ABD’nin özel güvenlik şirketleri bile olabilir.


Bunlar bizim içimizde oluşturulan özel ordu ile beraber o bölgede harekete hazırlar. Burada önemli olan bizim ordunun alacağı tavırdır. Bu sorunlar Iraktan ve batıdan akan ve Akrabamız, komşumuz, iş arkadaşımız Kürt ahaliyi kışkırtmaya çalışan ikiyüzlü militanların yalanlarla örülmüş propagandalarını ve ABD’nin ikiyüzlü riyakârlığını açığa vurmadan bitmez.


Uzatmak gereksiz kışkırtmalar yoluyla iç çatışmalar çıkartmayı ve bunları bahane ederek NATOYU BM nin buraya müdahalesini sağlamaya çalıştılar fakat başaramadılar. Bütün bu çabalar, Iraktaki Karmaşayı buraya taşımaktır. Sonrada Askeri vesayet rejimine son veriyoruz, bölge halklarının arasını bulup Demokrasi getireceğiz numarası ile Petrol ve Maden bakımından çok zengin olan bölgeye çökmek içindir.


Kürt halklarını da Devşirme Kürt ajanları vasıtası ile Kürdistan hayali ile bu yönde kullanmaktadırlar, Tabii birde bu bölgede Emperyalist NATO ve BM ye ihtiyacın hiç bitmemesini sağlayacak, CIA yapımı bir çakma El Kaide vs. örgütler tehdidi ve Ermenistan teorisi vardır,


SINAVLARDA ŞAİBE

Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) skandalı inkâr edilemez şekilde tam sıcak gündeme oturmuştur. Memur alım sınavlarında eskiden beri ortaya çıkan şaibeler ortadadır. Branşlara göre sıralamanın bir türlü açıklanmaması, binlerce adayın boş bıraktığı soruların boş değil de yanlış olarak değerlendirilmesi de, KPSS’ deki dikkat çekici tartışma konularından biridir.


2009 yılında polislik sınavında ortaya çıkan sızdırma olayı hala hafızamızdadır ve benzer bir durum söz konusudur. 2009 yılında polislik sınavında ortaya çıkan sızdırma olayı malum dershaneler eliyle yapılmıştır. Bu dershaneler geçen sene polislik sınavında soruları önceden öğrencilere dağıtmış.


TSK’nın, Emniyetin ve Yargının içine Fethullahçıların sızdığı konusu artık kuşku götürmez şekilde anlaşılmıştır. Hatta TSK mensuplarına, Fethullah cemaatine ve Ordu içine sızmış mensuplarına karşı tavır almaktan suçlamalar yapılıp, Darbe iddiası ile özel yetkili savcı ve hâkimlerce davalar açılmaktadır.


Belli bir dönem hâkim, savcı kadrolaşmasında malum tarikatların etkili olduğunu herkes bilmektedir. İdari yargıda da Fethullahçıların ve Nakşibendîlerin olduğu, bunların uzun süredir hâkimlik ve savcılık alanında istihdam gerçekleştirdikleri de ortadadır.


Bilindiği gibi belli bir dönemden sonra malum lise dengi çalışmaları sonucu, imam hatip lisesi mezunları mülkiye ve hukuk fakültelerine girip mezun oldular, bunlar giderek kaymakam Vali, Savcı Hâkim oldu. Bu durum Emperyalistler ve işbirlikçisi hainler tarafından çok iyi değerlendirilmiştir.


Yasama Yürütme Yargı Erkleri Emperyalist işbirlikçileri ile doldurulmasına izin verilemez. ABD vs Emperyalistlere uşak olan zihniyetlere sahip kişilerin Kurumlar içinde kadrolaşması son zamanlarda iyi anlaşıldığı gibi bu Devleti bile ortadan kaldıracak büyük tehlike doğurur.


Bu olaylar, büyük “kuşkular yaratmakta bu kuşkular sonucu Kurumlardaki Bürokratların Devleti koruma refleksi ise bu saldırıları yapan vatan hainleri tarafından, vesayet rejimi göstergesiymiş gibi halka şikayet edilmekte amaçlarına araç olarak kullanılmaktadır...


Bu hep böyle oluyor çünkü bu işler Devletimizin içine kadrolaşma için yapılıyor ve kadrolaşma son hızla sürüyor. Bir başka dikkat çeken konu ise Hâkim Savcı alımlarındaki mülakat konusudur. Siz birde AKAPE'nin Hâkim Savcı alımlarında kamerasız yapmak istedikleri bu mülakat konusunu bir düşünün.


100 hâkim alınacak diye açıklanıp ani bir değişiklikle 350'ye çıkarma davranışları. Kamerasız mülakatta direnme falan gibi haller ve tavırlar, kadrolaşmada zorlama şeklinde kendini göstermektedir. Bu şekilde danışıklı dövüş yapılan Nisan 2010 kamerasız Mülakatları şimdilik iptal ve davalık, bunlar Referandum sonrasında açılacak.

ABD işbirlikçileri Yargıya kadrolaştılar, Referandum ise Yüksek yargıya kadrolaşmalarını engelleyen engelleri yıkmaya yönelik bir hamledir. Fethullah’ın Hâkimleri, Savcıları satın alın, her yere sızın, her yere girip gücü ele geçirene kadar her adım erkendir dediği kendi kaydettikleri videolarında bile açıkça ortada.


ABD de ikamet edip CIA tarafından korunan Fethullah Gülenin, bu Kasetindeki söyleminin deşifre hali tam olarak şöyledir;


Belki bizim aczimiz bu yani orada icabında Mahkemenin altını üstüne getireceksin, avucuna alacaksın, arkadaşlara diyorum ki ben bin döktürecektim, belki geriye biri dönecek. Bu dershaneleri üstat destekleriz yani, bir milyar vereceksiniz, 10 milyon tazminat davası alacaksınız. Önemli olan mahkûm ettirmektir yani, Avukat da kiralayacaksınız, hâkim de kiralayacaksınız. Her yere girip gücü tam ele geçirene kadar her adım erkendir

Evet, HÂKİM DE KİRALAYACAKSINIZ, bunlara nasıl güvenilebilir ki şimdi?

Bütün bunlar düşünüldüğünde, Anayasa Mahkemesine ve HSYK ya şu kadar üye şuradan seçilecekmiş, bu kadar üye buradan seçilecekmiş, bunların hepsi kafa karıştırmaya yönelik boş laf ve sahtekârca laf ebeliğinden başka bir şey değildir...

Yani işin başı, Emperyalizmin, işbirlikçileri ile Devletimizin en önemli Kurumlarının içine Kadrolaşması, Monetarist Küreselleşmecilerin bu bölgede egemen olması ve modern ücretli kölelik sisteminin yerleştirilmesi, Hazar, Orta doğu Petrol vs. kaynaklarını yağmalaması meselesidir.

BURADA AKAPE VE İTTİFAKINDAKİ İŞBİRLİKÇİ TAKIMINA ŞUNLARI SORUNUZ;

1- ABD ve AB Emperyalistleri ile aranız nasıldır?

2- Kuzey Iraktaki ABD ve BARZANİ ile birlikte yürüttüğünüz işler yolunda mı?

3- Referandumdan sonra Tayyip ile Ahmet Türk ün davet ettiği NATO ve BM Ülkemizin doğusuna gelecek midir?

4- ABD'ye Üsler konusunda ve vs. konularda ne tavizler verdiniz?

5- ABD Iraktan Asker çekiyor pozlarda Ülkemize ne kadar Asker yerleştirecek?


6- 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre’nin Lausanne (Lozan) şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika, SSCB ve Yugoslavya temsilcileri tarafından, Lozan Üniversitesi salonunda imzalanan, ABD’nin ise hiç imzalamadığı Lozan Antlaşması’nı delecek maddelere imza attınız mı?

Bunları inkâr ederlerse burnuna sokarız bunların AB müktesebatlarındaki imzaları. AB müktesebatlarında iptali yeterli bu maddelerin, çünkü Lozan AB ülkeleri ile imzalandı, ABD ile değil. Belirttiğimiz gibi ABD’nin imzası bile yok Lozan’da.


Bu soruları sormaya bile gerek yoktur aslında, çünkü Tayyip Erdoğan zaten ABD ile ilişkilerinin çok sağlam olduğunu söylüyor ama Millete çaktırmadan. Uyutulan Milletin uyanması yeter ama inanılmaz şekilde bu uyanıklara karşı inanç içinde bazıları.


Türkiye'nin sınır güvenliği, Türk Silahlı Kuvvetleri'nden (TSK) alınarak İçişleri Bakanlığı'na verilecek. Böylece yıllardır asker tarafından yürütülen 'sınır güvenliği' görevi, İçişleri Bakanlığı'nda kurulan Kamu güvenliği Müsteşarlığına bağlı özel eğitimli sivil personelden oluşacak yeni bir teşkilata devredilecek. ABD’nin Fethullah kanalıyla gerçekleştirdiği bu yapılanmaya yeni Nesil Polis özel harekât diyorlar.


AB uyum kapsamında yapılacağı söylenen yasa değişikliğinin ardından, asker, sınır güvenliğinden çekileceği ve yerine profesyonel personelden kurulu sivil kolluk gücü geçeceği söyleniyor. TBMM zaten kapıları Emniyete devredildi ve kapılar tutuldu, bunlar amaçlarına ulaşırsa İçerdeki Muhalif Milletvekillerini anında teslim alacak pozisyon yaratıldı.


AB uyum kapsamında yapılacak yasa değişikliği falan filan süslü lafları ardında emniyet içinde Yeni Nesil Polis özel harekât adını verdikleri resmen Alternatif Ordu kuruyorlar. Bilhassa Emniyet özel kuvvetlerde örgütleniyor bu Ordu ve Helikopter Uçak, her türlü zırhlı araç ve her türlü ağır silahla donatmak için yasa değişikliği dayatıyorlar. Aslında ABD işbirlikçiler eliyle alternatif Ordu kuruyor, diğer emperyalistler ganimet ortağı.


Doğu Anadolu ve orta doğudaki sınırları kontrol altına almayı amaçlıyor, bu işlerde Kuzey ırakta Kurduğu Kürdistan’ı rampa yaparak bu işlerde kandırdığı Kürt halklarını kullanacak, işbirlikçilerde buna yardım ediyor... Polisleri Askerlik hizmetinden muaf tutma çabası da bu çalışmaları TSK’nin denetiminden çıkarmak. Bu konuda Emniyet tarafından bu Askerlik uygulamasına getirilen bir eleştiri bakın nasıl.


‘’Polise Askerlik yaptırmaktaki amaç, TSK olarak iç güvenlik sorumlusu polise “bu ülkenin tek gücü biziz ve sizin de amiriniz” mesajı vermekse olayı sorgulamaya gerek yok!’’ 


EVET, BİR GÜÇ DENGESİ OLUŞTURMA ÇABASI OLDUĞU KESİNDİR.


Gerisi Yalan sahtekârlık ve laf ebeliğinden başka bir şey değildir. Yurttaşlar Sınırlar mayınlardan temizlenip ABD kontrolüne bırakılmak isteniyor, alternatif bir Ordu kuruluyor. Iraktan Asker çekme numarası ile ABD askerlerinin ve ağır Silahlarının Ülkemize ve Afganistan’a sevki başladı. Uyanın, TSK ve Yüksek yargı dışında bütün kurumların içinde kadrolaşmalarını tamamladılar. Referandumda EVET çıkarsa, yüksek yargı ve TSK direncini ve engelini kırarak kadrolaşmaları tamamlanacak.


‘’Millet bize güvenoyu verdi,’’ iddiasıyla fevrilikleri artacak ve antiemperyalistler tasfiye edilecek. Kamu güvenliği Müsteşarlığı altında ağır silahlarla donatılan bir özel ordu desteğinde işbirlikçisi oldukları ABD, NATO ve BM arkasına saklanarak Irak gibi buraya çökecek.

Zaten yukarda belirttiğim gibi Tayyip Erdoğan ile Ahmet Türk NATO ve BM’yi Ülkemizin doğusuna Davet ettiler. Azerbaycan Ermenistan sınırında NATO Manevrası ayarlandı, yani alt yapıyı hazırladılar. Size nurlu ufuklar vaat eden bir yüce zat yalan söylüyor, sizi götüreceği yer vaat ettiği yer değildir.


Bu adam aslen İmamdır ve İmamların vaaz sırasında halkı motive etmekte kullandığı o coşkuyu kullanıyor. Avaz avaz bağıran bir sahtekâr imama olayları anlamadan aptalca amiiiin misali tezahürat yapmaktan vaz geçin biliniz ki sizin coşkunuzu kullanıyor.


Bu numaracı kurnaz zatı muhterem, sanal bir mutluluk vaadiyle alenen kandırıyor siz gibileri. Uyanın yutmayın bunları, yoksa sizin yüzünüzden Emperyalistlerin kucağına oturmak üzereyiz. İşte bu aşamadan sonra, biz gibi sizin haklarınızı savunanları artık yanınızda bulamayacaksınız. Bu aşamalardan sonra Irzınıza sahip olabilirseniz sevinin…


Saygılarımla

Yurtsever Yurttaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder