22 Temmuz 2009 Çarşamba

MANDELAYI ERGENEKONMU HAPSETTİ?

Her kesin elinde dev aynası kimse birbirini görmüyor, büyük adamlar büyük işler peşinde. Çevre bilinci ve insan sevgisi lafta kalıyor hep, hayvan sevgisi ise içler acısı.

Anlaşılamayan bir şey var, büyük idealler, başarılar ve güzel bir gelecek, sevgi, saygı, empati gibi önemsenmeyen küçük işlerin arkasında duruyor aslında.


Evet, biraz dikkat edilecek olursa, bu işlere samimi çalışmayı bırakın, çalışıyor gibi görünüp çıkarını yürüten sahtekârların bile prim topladığı görülecektir. Bunca senedir bu dünyada doğru bir iş görmedim, durdurun Dünyayı inecek var diye bağırasın geliyor ama istediğin kadar bağır, bu reziller durmuyor...

Zaten dursa da Dünyayı rezillere bırakıp inecek değilim.


KÖLECİLİK

Sömürgecilik zamanlarının bile öncesinden beri, şu rezil çıkarcılardan en büyük kazığı yiyen ırk zenci kardeşlerimizdir. Yahudilerin kıyımı bile solda sıfır kalır onların çektiği yanında, ama onlar kadar güçlenip gürültü çıkaramadılar. Bütün bu Tarihe kayıtlı İnsanlık ayıplarına rağmen, batılı Emperyalistler insanlık numunesi kesildi başımıza ve medeniyet öğretiyorlar sanki bize.

Batılı Emperyalistler, Dünya halklarına, medeniyet, Demokrasi ve Özgürlük getirmek için çırpınırken, Afrika da ki ırkçı beyaz azınlıklar oraya nasıl geldi ve senelerce oralara nasıl hükmetti? Mandela’yı senelerce uzaylılar ya da Ergenekon mu hapsetti? Bu riyakârlığa şaşmamak elde değil.

Evet kölecilik yüzünden Zenci kardeşlerimizin uzun bir tarihi süreci kapsayan dramı büyüktür. Tarihin derinliklerinden gelen sevgi ve duygudaşlık zincirinde, onlara el veren empati sahibi her ırktan insanın varlığı da, edebiyata ve filmlere konu olmuştur. Empati sahibi tüm ırklardan insanların kardeşliğinde el ele tutuşalım, dünyanın her yerinde güzel şeyler yapan insanlar var.

Düşünün Dünyanın bir yerindeki, bugüne kadar hiç görmediğimiz ama sanki 40 yıldır tanıdığımız kardeşlerimizi. Bilirsiniz, yolları buraya düştüğünde onlarla tarzanca anlaşıp ağırlayan köylülerimizi.

Hatırlayınız çocukluğumuzda bize öğretilen Mustafa Kemalin hayat görüşündeki güzellikleri ve hani bizim herkesin bir tarafa çektiği ‘’o köy’’ şarkımızdaki duyguları. O köyler, o insanlar gideme sekte görme sekte bizim hepimizin.

Evet, altındaki petrol vs. için yok edilen o köyler ve insanlar hepimizin. Ne acı ki, İnsan haklarından, Demokrasiden bahseden sahtekarlar, hala ''Dünyayı kurtarmak için'' gibi bir iddia ile, girdikleri bölgeleri sömürüyorlar.

Kendilerine inanmamızı istiyor bu şarlatanlar ve iş birlikçileri ama bölgeleri karıştırma dışında haklı bir savaş yok ki inanalım bunlara. Bunların işlerinde, alçakça entrikalar, acımasız bir çıkarcılık var ve bu aşağılık işleri yaparken kullandıkları söylemler ise sahte sosyal söylemler. Size bir sır vereyim, sonlarını getirecek paradoks da burada saklı aslında.

Saygılarımla

Yurtsever Yurttaş

2 yorum:

  1. HER NE KADAR SEVGİSİZLİK KAPLAMIŞ OLSA DA DÜNYAYI, BU UĞURDA KENDİNİ FEDA EDEN, DÜNYAYI YAŞANASI YAPMAYA ÇALIŞANLARIN DA SESİ DUYULMUYOR, ASIL BEN BUNA ŞAŞIRIYORUM.

    YanıtlaSil
  2. Şaşırma kardeş, yeni dünyanın düzeni bu işte.

    YanıtlaSil