1 Kasım 2009 Pazar

ABD, PKK LI MİLİTANLARI NEYE ZORLUYOR?

BÜTÜN VATANSEVERLERE DUYURULUR! 2

Ülkemizde dönen dolaplar malum ve b u işlerin arkasında ABD’nin olduğunu anlamak hiçte zor değil, bu inkâr götürmez bir gerçek. Ergenekon soruşturmaları başlarken, ABD cephesinden gelen tazyikleri ve soruşturmayı muvazzaflara derinleştirin komutlarını ve Bush un Irak operasyonunda Türk ordusu ıraktan defolsun sözlerini hatırlayınız…

Şu artık açıkça ortaya çıktı ki, ABD ve işbirlikçileri, Cumhuriyetçileri uzun süredir Demokrasiye engel, Saddam Misali bir faşist saldır gan güç olarak Dünyaya ilan etmeye çalışıyor. Bunu başarabilseler, ilk önce içerdeki ifade özgürlüğünü engelleyecek sonrada hepimizi kanun gücüyle susturacaklar.

Giderek, NATO, BM vasıtası ile Dünyayı arkalarına alıp içerdeki yandaşı hainlerle birlikte tepemize binip amaçlarına ulaşacaklar. Genel Kurmayın Psikolojik harekât dediği ve tahriklere gelmeyip bozduğu plan bu merkezde işliyor.


Diğerleri bir yana, dört ay önce ortaya çıkan sahte belgeye dayanarak yarattıkları patırtı, belge denilen şeyin aslında kâğıt parçası olduğu anlaşılınca bir anda yok oluverdi ortadan. Böyle sahte bir belgeyle Türk Silahlı Kuvvetlerin e saldırmak suç olması gerekirken, bu olay hiç araştırılmadı ve hiç kimse hakkında soruşturma açılmad ı, çünkü bu suçları takip edecek ve davaları açacak savcı yok...

Bu durum olağan dışı değimli sizce? Şimdi birileri ABD de Pentagona aynısını yapsa, soluğu Guantanamo ya da yerine kurulan gizli bir işkence merkezinde alacağı kesindir. Peki, bizde nasıl ve neden böyle cezasız kalabiliyor bu işler? Sanki ABD’nin böyle tezgâhları düzenlemesi normaldir de buna karşı bir şey yapılamaz gibi bir kanı hâkim.

Buna bağlı olarak, sadece savunmada kalıp, ortaya atılacak yalanları çürütmeye çalışarak bu işin bitmesi bekleniyor sanki. Sahtekârların uyuttukları halk belki uyanırda, işbirlikçiler seçimlerde ellerine geçirdikleri hukuk avantajı nı kaybederler gibi de bir beklenti ve hal var ortamda. Hâlbuki bu gibi saldırıların yanı sıra, Ekonomik kuşatma ve bir alternatif Ordu kurma gibi bir plan çok sinsi bir şekilde ilerlemektedir.

Bir süre önce İçişleri bakanlığına bağlı, Kamu Güvenliği Müsteşarlığı kurulma ve Özel kuvvetlerin revizyonu ve yeni kadrolar açılması girişimlerini hatırlayacaksınız. Jandarmanın buraya bağlanarak tecrit edilmesine TSK karşı çıkmıştı. Emniyette ABD destekli F tipi kadrolaşma sonucu, Emniyetde oluşturulmaya çalışılan alternatif ordu tartışmaları da o sırada ayyuka ya çıkmıştı. Bilindiği gibi bu konular acilen araştırılması gereken konulardır..

Son zamanlarda ortaya çıkan PKK lıları Dağdan indirme ve Avrupa’yı birbirine katıp türlü eylem yapan binlerce PKK’lıyı Ülkeye geri çağırma gibi girişimler dikkat çekicidir. Bu sıralardaki gelişmelere bakılırsa, ABD mali kaynaklarına el koyma vs. gibi şeylerle PKK’YI sözünü dinlemeye zorluyor sanki. Bazı PKK yöneticilerinin zimmetinde bulunan bu kaynaklara bu güne kadar el konmaması ve tam bu sıralarda bunun gündeme gelmesi de uzun süreli bir ilişkinin kesin ispatıdır aslında.

Bu ülkede böyle Anti Demokrat bir idare varken, böyle girişimlerin Demokrasi adına olmadığı kesindir. Seçmen ihtiyacı için olduğu da düşünülebilir, fakat öyle de değildir. Bu konuda gerçekleri görmek şarttır ve bu girişimleri tam tespit etmek gerekir. Medeniyetler İttifakı sürecinde ispanyadan verilen ‘’velev ki türban’’ startından beri, defalarca denedikleri renkli devrimi başaramadılar.

Bu süreç içinde, Emperyalistler ve bu hainler defalarca tekrarladıkları kalkışma ataklarının hüsranı sonucu, bir gerçeği gördüler. Evet, b
ir gerçeği gördüler, Türkiye’de ki uyuttukları saf seçmenin, Futbol misali taraftar olduğunu.

Bu uyanık çevrelerin ince faaliyetleri sonucu olaylardan bihaber bir kitlenin oluştuğu bir gerçektir. Bu uyuyan seçmenin hipnoz gibi garip bir ruh halinde olduğu da ortadadır. Bu kitlenin, ayaklanma vs. gibi girişimlerde işlerine yaramayacağı, sadece Dini duygularıyla oynanıp, CHP ye inat içine sokulup elinden oyunun alınabileceği görülmüştür.

Bunun dışında Renkli devrim vs. işlerde kullanılamayacağı malum taraflarca kesin olarak anlaşılmıştır. Asıl savaşçı tarafın esasında çoğunluk olan vatanseverler olduğu ve uyuya
nların uyanması halinde onlarla birleşeceği de görülmektedir.

Bu amaçlarına bağlı olarak, ABD stratejilerinde önemli yer tutan halk ayaklanmalarını ve Bop kapsamında planlanan savaşları kışkırtmak için militan ihtiyacı vardır. Çeşitli numaralarla Yurda sokulmak istenen binlerce PKK militanı hem bu işler için, hem de kurulacak bir alternatif Ordu için biçilmiş kaftandır ve çok yönlü kullanıma açıktır.

EMPERYALİST ÇEVRELERDEN GELEN SALDIRI

Bu aşamada, Emperyalist çevrelerden gelen saldırının en can alıcı kısmı, işte bu, girişim ve ‘’AKP HÜKÜMETİ ve Gülen grubunu bitirme planı’’ diye ortaya atılan palavra saldırıdır. Bu sahte bayrak çıkışı, işin başlarında Tezgâhl adıkları Tuncay Güney tezgâhının da bir benzeridir. Görünen odur ki bu yolla Hukuki zemin oluşturarak, Ergenekon denilen davayı güncelleyip davanın boyutlarını büyütmek mümkündür.

Nasıl mı? Bu Sayın, Dursun Çiçek meselesindeki sahte belge ve ne idüğü belirsiz ihbar mektubu ile… Savcı Dursun Çiçeği bekliyormuş... Yalan yolu takımı bunu bangır, bangır anons ediyor. Ayrıca ABD hizmetkârlarının hain Neoconları, her atakta olduğu gibi Medyada dağıldılar, habire palavradan değerlendiriyorlar, değerlendirmeler ilginç.

Bu konuda bazı eski Askeri savcıların görüşüne de başvuruyorlar.

Bütün çabalar buradan suçu çıkarabilmek, fakat o kadar kolay olmuyor. Savcı diyorki; Bu ceza davasında kesin delil lazım, bu yüzden bu kâğıdın gerçek belge olduğu tespit edilebilse bile yazmak ve düşünmek yeterli değil. Peki, ne olması lazımış? Eyleme geçildiğini tespit etmek lazımış…

Eylem nasıl olur? İhbar mektubu ile işin içine çekmeye çalıştıkları CHP ve Muhalefetin katılımı ile. Bundan sonrası kolay, Muhalefet nerede Demokratik hakkını kullanarak bir gösteri yapsa, kim internet vs. de yazı yazsa al sana delil...


Evet bu güne kadar çevirdikleri alicengiz numaralarına bakılırsa, bunlar kadar büyük sahtekarlar Dünya Tarihinde görülmemiştir. Emekli Savcı farkında değil belki ama, ben ABD cephesinde yapılan planlara bunların da dâhil edildiğini düşünüyorum.

Bir zatın kürsülerde nasıl kükremeye başladığına dikkat ediniz. İleriye dönük büyük bir hareketi ivmelendirmeye çalışıyor sanki. Açılım rüzgârına ek olarak, Kamuoyunu susturup, muhalefeti saf dışı etmeyi düşünüyor gibi de bir hal var üzerinde. Tutuklamalarla devam edecek bir başka girişimi başlatacaklarmış gibi bir intiba da yaratıyor belirtiler.

Peki, ne zaman başlar bu hareket? Hemen söyleyeyim, Dursun Çiçeğin paketlenmesi ve bu işin TSK ya fatura edilmesi ile birlikte başlar. Sonrasında, çeşitli sivil hareketleri ve hepimizin her türlü eylemi, bu kapsamda tertiplenmiş ve Hükümeti yıkmaya yönelik eylem suçu olarak yorumlanır ve yalanyolu yayınlarında bombardıman halinde gösterilir. Sonrasını ezbere biliyoruz artık...

Bu çevrelerin sahtekârlıklarını biliyorsunuz, bu aşamadan sonra her ağzını açanı paketlemeleri çok kolaylaşacaktır. Bir sürü palavra yorumlarla Din gibi kutsal bir konuyu bile nasıl karmaşaya çevirdikleri de ortadadır. Bu kadar demagoji ile gerçekleri bu derece saptırabilen ve yalanları gerçekmiş gibi cahil halkın kafasına sokabilen kişiler için bu işler çocuk oyuncağıdır.

NEYMİŞ

‘’Deniz Kurmay Albay Çiçek imzalı, “gizli” ibareli “İrtica ile Mücadele Eylem Planı”, HÜKÜMETİ ve Fethullah Gülen cemaatinin, başta ORDU içindekiler olmak üzere bütün mensuplarını hedef alıyor.’’ muş.

Adamlar kendileri yayınladı bu metni, neyi savundukları ortada değimli sizce? Bizim TÜRK Ordusu Mükemmel bir kurumdur ve Milletimizin güvencesidir. Buna bağlı olarak, Laik düzeni yıkıp İslam devleti kurma hayalindeki x gruplar a tavır alması normaldir. ABD ile işbirliği içinde olan Gülen grubunun Ordu içine sızan mensuplarıyla ve bunlarla ittifak içinde çalışan, art niyetli dinî oluşumların faaliyetlerine son vermek için tepki vermesi de son derece normaldir ve Hukuka uygundur.

Bu cümledeki ''Hükümeti'' kelimesini cümleye sokarak bu durumu yasa dışı hale getirmişler ve bu yolla hukuki üstünlük sağlamışlar. Ayrıca Laiklik karşıtı eylem ve tertiplerin odağı olduğu Anayasa M
ahkemesi kararı ile kesinleşmiş bir partiye TSK'nın kuşkuyla bakması da pek anormal olmasa gerek.

Kısaca TSK ya karşı tertiplenen ve kesin olarak bir vatan hainliği örneği olan bu ıslak imza tezgahı, tam bu sahtekârlara göre biçilmiş kaftandır. Holiwood filmlerinden fırlamış bir ABD patentli havası olduğuda yadsınamaz.. Bu alt yapı sonrasında kimler tarafından yönetildiği bilinen yüzlerce dalga tutuklama ve sindirme dalgası mümkündür.

Yasaklanan yazılar, kitaplar ve baskılarla, 12 Eylül öncesi ve sonrasına benzer bir korku ortamının yaratılması içten bile değildir. Bunu bir yaratsalar ve amaçladıkları sivil itaat ortamını bir gerçekleştirebilseler, işleri çok kolaylaşacaktır.


Bunlar, büyük ve olaylı tutuklama dalgaları, alternatif ordu, kuzey Irak, PKK lı militanlar ve ABD, AB, NATO, AGSP ve BM desteği ile son darbeyi vurmaya hazırlanıyorlar haberiniz olsun.

Saygılarımla

Yurtsever Yurttaş

1 yorum: