23 Kasım 2009 Pazartesi

BİR GÜN SİNE-İ MİLLETE DÖNEN OLURSA HATIRLATMAK LAZIM BUNLARI!



Bu ülkede insanlar, aşık olduğu kişinin kökenini evleneceği zaman anlardı. Şimdi ırkçılığa karşıyız diye nutuklar atan birileri, alnımıza yapıştırıyor ırkımızı yazdıkları etiketleri. Açılım falan diye uzun süredir bunu kaşıyan işbirlikçilerin yarattıkları bu Kaosu nasıl kapatacaklarını merak ediyorum.

Bu kaosun kapatılmak istendiği de şüpheli aslında, çünkü kapatılamayacak boyuta gelmesi isteniyor gibi de bir hal var. Hele Afganistan, Pakistan, Belucistan, Irak dolaylarına bakıpta, Kuzey Iraktan yükselen seslerdeki pervasızlığı da görünce, daha da bir şüpheleniyor insan.

Tepkiler büyüyor bu dağdan indirme, Avrupadan bindirme projelerine karşı. Ahmet TÜRK diyor du ki, ''Şunu ya da bunu yaparsanız bizim oralarda da böyle saldırılar olabilir'', sanki bir şey yapılmasa bile hiç olmuyormuş gibi... Peki devam edin o zaman, bizde Türkiye’ye binlerce PKK militanı sokmaya hazırlanan ABD ve işbirlikçilerinin niyetlerini daha açık görürüz bu sayede...

FBI başkanı iki de bir buraya gelip, buralarda hararetli görüşmeler yapıyor stratejik işbirlikçileri ile. Tabii Obama geldiğinde TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNDE arama yapan ajanları da etrafında FBI Başkanının. Bunları unutmadık ve TBMM de arama yapılmasına izin veren aymazların bizde yarattığı utanç yenilir yutulur gibi değil, hala evlat acısı gibi içimizde.

Peki kimse merak etmiyor mu CIA niye bizle bu kadar ilgili, ya da FBI buraya niye bu hızla gelip gidiyor diye? Dahası bazı kutsal işler peşindeki Türk vatandaşlarını Utah da korumaya alıp, niye Türk Polislerini Teksas vs. dolaylarında eğitiyor diye.

Doğrusunu isterseniz ben merak ediyorum. Peki, CIA’nin ya da FBI’ın buradaki hangi işlerle ilgisi var? Daha doğrusu bizim buralarda bunların ne işi var? Dahası bu işlerle kimler bağlantılı?

Bunlar cevabı bilinmesi gereken sorular. Gençken seyrettiğim bir Holiwood yapımı günah çıkartma filminde, bir Wietnamlı soruyordu ABD askerine; ''Niye geldiniz buraya?'' diye, bunu sormak gerekmez mi?

Üstelik tablo vahim, Diplomasiyi bile takmadan ani bir kararla nasıl gelebiliyorlar bu sabıkalı Teşkilatlar ülkemize? Üstelik, Televizyonlarda gördüğümüz gibi, böylesine fevri bir tavırla nasıl dalabiliyorlar bizim Bakanlıklara? Dahası, bizim işbirlikçilerde el pençe divan. Üstelik, bize dayattıkları stratejilerin içeriğine bakınca Demokratik bir şey bulmak imkansız.

Yoksa, iç içelermi bizim idarecilerle ve içimizde kurdukları bürolar, yetiştirdikleri kadrolar mı var? Bunlar gizli sırmı? Bırakın sırrı, bunlara stratejik işbirliği adını verip, Milletin aleyhine olacak işlere ortak olmak, bu gelişmeleri bilip de söylememek, ya da bunlara destek olmak vatana ihanettir. Aydınlık grubu bas bas bağırıyor senelerdir CIA FBI burada bürolar kurdu diye.

ABD nin yeni Başkanı Obama'nın Türkiye ziyareti sırasında, TÜRKİYENİN BÜYÜK MİLLET MECLİSİNDE, ABD ajanları tarafından arama yapılmasını da unutmak mümkün değil. Başkanın güvenliği bahanesi ile de olsa, çuval olayı vs. gibi bir sürü olaya ek, onursuzluğun zirveye çıktığı bir olaydır bu. Böyle bir aşağılanmanın altından nasıl kalkılır bilmiyorum.

Ya da onursuzca nasıl altında kalınabilir? Kim ne seviyededir nasıl altında kalır bilmiyorum, üstelik hala ısrarla oylarını verenlerde ortaktır bu duruma. Biz bunu hiç unutmayacağız, dahası kara bir leke olarak taşıyacağız sinemizde, bir gün sine-i Millete dönen olursa hatırlatırız.

Saygılarımla
Yurtsever Yurttaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder