26 Ekim 2010 Salı

WASHİNGTON'DA YÜKSEK LİSANS... VATANA İHANET VE SAMİMİ İKRAR...




ABD ÇOK YÖNLÜ BÖLGESEL VE KİTLESEL KONTROL İMKÂNI AMAÇLIYOR.
BÖLÜM -1- 

TIPS, TISD, (RTÜK) TÜBİTAK, (UEKAE) (SKAAS)

2007 den itibaren sağır sultanın duyduğu ama adli mercilerde hiç yankı yaratmayan bir konu var, bazı haber ajanslarının her tarafa yaydığı bir haber bu konuyu gözler önüne serdi.. 

Amerika'da Washington'da
 yüksek lisans doktora programlarına devam eden Türk Polis Çalışmaları Enstitüsü (TISD)adında bir kuruluş var.

Devletin yurtdışına eğitim için personel yollama esasıyla ‘’2002’’ de başlatılan sistem ABD'de eğitim gören polislerce kurulmuş deniliyor, fakat bu örgütlenme faaliyetlerinin temellerinin TİPS ile çok daha eskiye dayandığı bilinmektedir ve ayrıntıları Devletin kayıtlarında vardır.

Bu kuruluş alenen faaliyetlerine devam etmektedir ve İnternet'te sitesi mevcuttur.

A.A’
nın ve bazı haber ajanslarının 15.05.2008 haberine göre, Yüksek lisans doktora programlarına devam eden ve Polis Akademisi mezunu olan ve 3 yıl boyunca mesleki hizmet veren emniyet mensupları, öncelikle TOEFL dil seviye sınavından geçtikten sonra mülakata giriyor. Bu mülakattan geçen polisler, Kuzey Teksas Üniversitesi'ne giderek buradaki Türk Polisi Çalışmalar Enstitüsü'nde bir uyum eğitimi alıyormuş.

Burada da
 4 ay kalarak akademik dünyada nasıl çalışılacağını, Amerikan hukuk sistemini ve Amerikan hayatı konusunda bilgi edinen polislerin, 4 ayda hangi alanlara daha ilgili oldukları tespit ediliyormuş. 4 ayın sonunda belirlenen polisler, çeşitli üniversitelerdeki Ceza ve Adalet Bilimleri fakültelerine yerleştiriliyormuş.

Amerika'da 2006 itibari ile 8 üniversitede
 29–35 yaşları arasında 130 polis öğrenci bulunurken, İngiltere, Fransa ve Almanya'da da az sayıda polis, mastır ve doktora programlarına devam ediyormuş. Türk polisleri, genellikle ''terör'', istihbarat, suç önleme, ''organize suçlar'', bilişim suçları, polis eğitimi, polis yöneticisi eğitimi gibi konularda mastır ve doktora yapmayı tercih etmelerine rağmen çoğunluğu, ‘’Amerika'da da şu anda öncelikli olan terör eğitimine yönlendiriliyormuş.’’

Eğitimlerini burslu tamamlayan bu polislerin, doğal olarak Türkiye'ye dönerek mecburi hizmetlerini tamamlama zorunluluğu bulunuyor ve
 TISD bu konuda bu Polislere yardımcı oluyormuş. ‘’Demokrasi’’ İçin Türk Enstitüsü (TISD), yöneticileri, "Türk polisinin akademik birikimini güçlendirmek ve bu birikimi Türkiye'de sahaya taşımak, güvenlik anlayışına farklı açılımlar getirecek yeni bir grup yetiştirmek" amacıyla, faaliyet yürüttüğünü söylüyor.

Terörizmle mücadele ve uluslararası suç konularında uzman olan
 TISD Başkanı Türkiye'den "Kriminal adalet" eğitimi için; ‘’ABD'ye gelen Türk polisinin yönlendirilmesi, desteklenmesi ve bu birikimin Türkiye'ye transferine yoğunlaştıklarını anlatıyor.’’

TISD'in İcra Direktörü Cihangir Baycan ise, TISD bir "düşünce kuruluşu"
 mudur sorusuna, "Biz bir düşünce kuruluşu değiliz. Biz akademik birikime yöneliyoruz. Amaç, buradaki birikimleri Türkiye’ye götürmek, Türkiye’deki tecrübeleri buraya getirmektir. Buraya gelen arkadaşların organizasyonu ve eğitim çalışmalarının takibine yoğunlaşıyoruz" diye cevap veriyor.

Devlet memurlarının yurt dışında eğitimi yönetmeliği çerçevesinde 30 Amerikan üniversitesinde 156 polis memurunun eğitim gördüğünü ve 35 mezun verdiklerini kaydediyor, bu sayı bu güne kadar çok artmıştır.

TISD Başkanının, Kuzey TEKSAS Üniversitesinde
 disiplinler arası enformasyon bilimleri doktorası bulunuyormuş. Yeni çalışma için şahıslarla değil, ‘’kurumlarla hareket etmenin daha uygun olduğunu söylüyorlar’’. Bu yüzden böyle bir kurum oluşturulmasına karar verilmiş.

Kendi ifadeleri ile
 ‘’Türkiye ile Enformasyon ve bilgi transferi yapıyorlar ve senelerdir, ABD ye ciddi sayılarda insan gönderilmesi ve eğitim görüp Türkiye'ye dönenlerin ‘istihdamının’ sağlanmasına yoğunlaşıyorlarmış’’. 

‘’Devletin yurtdışına eğitim için personel yollama esasıyla
 ‘2002’ de başlatılan sistem, İçişleri Bakanlığından ve Tanıtma Fonundan destek alan TISD, Kuzey Texas Üniversitesinden de önemli destek görüyormuş’’.

TISD
 Başkanı, kriminal adalet eğitimi sağlayan üniversitenin geçen yıl 80 bin, bu yıl 100 bin dolar fon sağladığını, ancak bunun doğrudan fon olarak gelmediğini, üniversitedeki ofisin, asistanların masraflarının karşılanması yoluyla verildiğini anlatıyor.

TISD Başkanı, karşılıklı işbirliği. Türkiye’ye Eğitim ve akademik birikimin kurumsal transferi söz konusudur
 diye konuşuyor. ‘’TISD'in katkılarıyla, Amerikan Federal Soruşturma Bürosuyla (FBI) ortak bir proje hazırlığı bulunuyormuş’’.

‘’FBI'ın, ‘’Türkiye'de "terörle mücadele eğitim merkezini"
 açması için bir süre önce öneride bulunduklarını’’ belirten TISD Başkanı "Bu eğitim merkezi devreye girerse, ‘’terörle mücadelede’’ çok şey yapılabilir gibi konuşuyor.

‘’ABD'de, FBI, Merkezi Haber alma Teşkilatı (CIA) ve Yurtiçi Güvenlik Bakanlığı içindeki birimlerle Türkiye'deki ilgili birimlerin bağlantılarına yardımcı olduklarını’’
 açıkça belirten TISD Başkanı "Güvenliğe çok farklı açılımlar getirecek yeni bir grup yetiştiriyoruz; hem akademik, hem uzmanlık alanı olan... Güvenlik biliminin altyapısı oluşuyor" diye konuşuyor…

Bu faaliyetler tabii ki Dünya çapında başka bir projelere de bağlantılı gelişiyor. Kemal Derviş'in başında olduğu
 BM Kalkınma Programı (UNDP) ile merkezi Türkiye'de olan, ''Orta Asya, Balkanlar ve Kafkasları'' da kapsayan bir araştırma merkezinin kurulması öngörülüyor. "Suçu bir veri sisteminde toplamak" diye özetledikleri bir programla, polis elde ettiği bilgiyi bir veri tabanında toplayacak deniyor ve bu proje şöyle özetleniyor…

"Biz bu tip veri tabanını akademik dünyaya açıp çözüm üretmeliyiz. Analize açık şekilde toparlamalıyız"
 deniyor. İştebu noktada ilerde bahsedeceğim Linux ve Pardus önem kazanıyor... İnternette senelerdir bir çok yerde defalarca yayınlanan bu konu dağıtılıp süslenip dostane ilişkiler görüntüsüne getirilmekle birlikte, pek masum olmadığı açıktır...

Bizde 1980 lerden başlayarak 1990
 larda güç kazanan ve cemaatler eliyle yayılan Devlet içindeki örgütlenmenin ve ''Emniyet ve Türk Telekomünikasyon kurumunu'' eliyle yürütülen dinlemenin dar kapsamda olmayıp, aslında bunları içine alan çok daha kapsamlı bir projenin bir parçası olduğu kesindir.

Türk Emniyetinin içindeki kadrolaşmanın
 nasıl gerçekleştirildiği ortadadır. TİPS faaliyetleri ve Tısd yöneticilerinin ifadelerinden de görüldüğü gibi, bu yapılanma, ABD’nin çok kapsamlı Projelerine bağlı olarak ve CIA VE FBI kanalı ile oluşmuştur. Üstelik Hanefi Avcı, Adil Serdar Saçan vs. kaynaklardan gelen deliller, bu işlerin Fethullah Cemaati bağlantılı olduğunu açıkça göstermektedir.

Bu çalışmaların
 Siyasi Erk in bilgisi dâhilinde ve Devlet desteğinde olması bile vatana ihanet suçunu örtemez, üstelik Siyasi erk'in de bu suça iştirak halini ortaya çıkarır. Bu durumun Türkiye Cumhuriyetini bölmeye ve tasfiye etme çalışmalarının hangi kanallardan hareket ettiğini göstermektedir.

Yukarıda verilen ve bu teşkilatın yöneticileri tarafından yapılan bu açıklamaların içeriği suç teşkil etmektedir ve aslında samimi ikrar dan başka bir şey değildir. Açıkça görüldüğü gibi, bu faaliyeti yürütenler, kesinlikle
 ABD gizli teşkilatları ile yakın ilişki içindedir. CIA ve FBI ajanların yürüttüğü bu proje kapsamında çalışan Türklerin varlığı ve bu ilişki zinciri kendi açıklamaları ile ortadadır.

Açıkça anlaşılması gereken şey, yukarıdaki haber ve benzeri bir yığın haberdeki suç içeriğine ilişkin açıklama ve ifadeler, açıkça samimi ikrardır...
 Bu organize grup, Siyasi Erk’i elinde tutanların desteği ile Türk Emniyetindeki kadrolaşmayı ve Devletin altını oyup CIA yı kozmik bilgilere ulaştıran icraatları gerçekleştirmiştir. 

En acil konulardan biri de,
 Siyasi Erk bu örgütlenmeyi, diğer kapsamlı teşkilatlanmalarla birlikte Kamu Güvenliğini bahane ederek tepe noktada oluşturulan bir müsteşarlığa bağlama çalışması içinde olmasıdır. 

Bu çalışmalar içinde olanların Oluşturduğu örgütlenme, kesinlikle
 Türkiye cumhuriyeti Devletini yıkmaya yönelik bir vatana ihanet faaliyeti içindedir. Bu işin içinde olanların İsimleri Devletimizin Kayıtlarında Mevcuttur ve son zamanda açıklanmış ve deşifre olmuştur.

BU PLANLAMALAR ASLINDA ABD PROJESİ KAPSAMINDADIR VE ASLINDA ÇOK DAHA GENİŞ KAPSAMLIDIR…

Bu yönde ki çalışmalar,
 RTÜK’ÜN YÜRÜTTÜĞÜ PROJELER DÂHİLİNDE UEKAE ve SKAAS Projesi vs. de içine alan ve ABD’nin çıkarları doğrultusunda geliştirilen planlar kapsamında yürütülmektedir. Bu kapsamlı proje, çok gelişmiş ve bizi de içine alan çok geniş bir Coğrafyayı kapsayan kitle çalışmaları ile kenetlenmiş kapsamlı bir ABD projesinin sadece bir ayağıdır. 

Üstelik bu projenin ne kadarı yasal, ne kadarı illegal, finansının ne kadarı kamudan, ne kadarı örtülü ödenek belli değildir, Deniz fenerinin de bu otobanın bir köşesinden çıkacağı hissedilmektedir. Bu yapılanma
 ABD’nin UNDP, NATO, BM ve AGSP’yi de kullanarak yönlendireceği ileriye dönük Stratejilerinin alt yapısında önemli yer tutmaktadır.

Dinleme konusunda Adalet bakanının Jandarmanın dinleme yetkisi için yaptığı itiraz
 ortadadır. TSK’nin dinleme yapması düşmanlar dışında kimleri rahatsız edebilir? Son zamanlardaki Dinleme muamması da ortadadır uzantıları ile beraber yasal olmadığı ve kitabına uydurulduğu kesindir.

Bu dinlemeleri ve
 Operasyonları, Fethullah çıkışlı ve CIA FBI bağlantılı bu kadroların ABD Destekli yaptığı ortadadır. Bu kadrolaşma, uzun süredir bilinen şekilde Emniyet Müdürleri atamalarıgibi yasal uygulamaları da kullanarak, dal budak sarmıştır. Doğuda yoğunlaşan Emniyet kadrolaşmaları ve emniyetin içinden yükselen sesler ve Hanefi Avcı’nın bu faaliyetlerin inceliklerine değinen Kitabı ve ifadeleri ortadadır ve delil niteliğindedir..

Kendimizi aldatmadan bakılırsa, şiddet yanlısı nitelenen ve yıkılmaya çalışılan, açıkça ortaya çıktığı gibi aleni olarak
 Demokratik Laik, Sosyal, Hukuk Devleti olan, TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN temel kurumları, Yüksek yargı ve Siyasal Anayasal yapısıdır.

Bu çevrelerin genel tavrına bakınız, sanki
 Türkiye’de Faşist bir idare var ve dünyanın Demokrasi havarisi güçleri ile birlikte bu zorbaları alt edip halkı insanlığı kurtaracakmış gibi bir tavır yok mudur sizce? Bütün bunlar niye açık edilmemekte ve bu konularda soruşturma açılmamaktadır?

Bu cesareti kefene varana kadar meydan okumaları
 ABD değilse hangi desteklere dayanıyor, bu Iraktaki Talabani’lerin ABD gölgesindeki cesaretlerine benzemiyor mu? Bunlara açıkça sormak lazım, konuşmalarında sürekli itham ettikleri ama boşlukta bıraktıkları bu çevreler kimlerdir ve hangi kurumlardır.

Bu suçlamalar ve ithamlar,
 Kürdistan teorisinin Türkiye’yi Sömürgeci nitelemesi ve hakaretleri ile de uyuşmuyor mu? Siyasi Erk dâhil bu kadroların faaliyetleri, Laikliğe karşı eylemlerin odağı olma suçu olmaktan öte Vatana ihanet suçudur. Tehlike yakın ve büyüktür bunları yetkili birisi söylemek ve gereğini yapmak zorundadır.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ, ABD Yönetiminin desteklediği Fethullah Güleninde içinde bulunduğu ve ABD desteğinde büyük bir komplo ile karşı karşıyadır
 ve bunu artık her kes bilmektedir. Bütün mevcut aldatmacaları bir yana bırakırsak bu olgu aleni olarak yürütülmektedir!

Bu faaliyetler içindeki kadrolar, Devleti içten yıkmaya yönelik faaliyet yürüten gizli bir örgüttür.Ordumuza saldırılar çok alçak düzeyde ve ABD’nin ve cemaatin bildik dümenleri ile bombardıman halinde sürmekte, Ordu mensupları karalanmaktadır.
 Bu bağlantıların acilen yasal yoldan soruşturulması gereği vardır.

Yabancı gizli teşkilatların ve onların devşirdiği ajanların, Ülkeyi yönlendiren yöneticilerin yardımı ile Devletimiz içinde alenen Devletimizi yıkmaya yönelik faaliyet yürütmesi ve buna karşı Devletimizin hareketsiz kalması hayret vericidir. Adli birimlerin bir an evvel bu duruma el koyması gerekmektedir.
 

ABD
 ile içli dışlı olan odakların CIA gibi dünya çapında sabıkalı bir örgütle paralel çalışarak Ülkemizi parçalamasına nasıl göz yumulabilir? ABD Emperyalizminin içimizdeki işbirlikçilerinin Yargıyı, Yürütmeyi ve Yasamayı kullanmalarına engel olunması şarttır. Bu durum Hileli olduğu ortada olan Referandumdan sonra, bu sonuca bağlı gelişmelerle daha da vahim hal almıştır.

Bu takımın kurduğu yapılanma, şu anda Ergenekon Davasında aranan ve soruşturulduğu iddia olunan örgütün ta kendisidir. Bu örgüt,
 ABD’nin kurduğu o eski Kontrgerillanın da ta kendisidir.Soruşturulursa başında CIA ile bütünleşmiş aynı isim ve isimlere rastlanacaktır ve bunlar ABD koruması altındadır.

Bu konular çarpıtılıp,
 ABD projelerine engel olacak muhaliflerin bu ajanlar tarafından tasfiyesi için bu yabancı güçler tarafından kullanılmakta, içimizdeki devşirmeleri ise buna hizmet etmektedir… Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yargısı, soruşturmayı derinleştirerek kontrgerillacıların eskisini de yenisini de bulur. Fakat önce bu sağlıklı soruşturmayı engelleyecek, Devlet içine sızmış Düşman birimlerinin tespiti ve tutuklanması gerekmektedir.

Bu konuda ilgili bütün İsimler Devlet kayıtlarında mevcuttur...

ABD CIA yöntemleri ile yürüyen manevraların
 en önemli sinsi aşaması, bilindiği gibi ABD’nin bizim çocuklarının becerdiği 12 Eylül Darbesidir. ABD’nin başı altından çıkan bu konular bile, yine ABD’nin işbirlikçilerince bin bir sahtekârlıkla bizim aleyhimize kullanılmaktadır. Bilindiği gibi Emperyalistlerin işbirlikçileri eliyle Türk halkına uyguladığı en önemli toplum mühendisliği çalışması bu 12 Eylül toplumsal sarsıntısından sonraki yoğun Ekonomik krizler döneminde gerçekleştirilmiştir.

Bu konularda Hocalarımızın yığınla çalışmaları var, bu yüzden bu konulara şimdilik girmeyeceğim. Benim esas dikkat çekmek istediğim,
 Dünya halkları ve bizim için Monetarizmin küreselleşmesi yolunda BOP vs. Projelerle ortaya çıkan bu tarz vatana ihanet içeren çalışmalar ve Kitleleri kontrol ve yönlendirme amacına yönelik, dinleme takip kayıt sistemleri ve örgütlenmeleri gibi bazı tehlikelerdir.

Yurtsever Yurttaş

Konuyu merak edenler 2. Bölüme baksınlar.







2 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. Bu dosyayı ilk işleyen benim, bunu söylemek istemezdim ama benim vatan millet uğruna çıkar gözetmeksizin gönderdiğim çalışmalar, birileri tarafından kendilerine mal edilmek isteniyor.Bu yüzden bu notu düşmek zorunda kaldım...

    Bu konuyu 2007 sonunda incelemeye başladım ve işledim ve bu konu 20 Mayıs 2008 de geniş bir araştırma ile birleştirilerek, eski bir içişleri bakanına ve İstanbul Barosu ve bazı yerlere suç duyurusu olarak tarafımdan gönderilmiştir.

    Saygılarımla

    YanıtlaSil